AYDA • 24

139 9 1
                                    

Uyanalı birkaç dakika oluyordu ama ben hala gözlerimi aralamamıştım. Ayrıca terlemiştim ama üstümü açmak için bile kıpırdanmamıştım.

Sesler ve homurtular duyuyordum. Buruşturulan kağıt sesleri ve kalemin, kağıt üstünde bıraktığı izlerin sesleri de geliyordu arada.

Tembelliğime ara vermeye karar verdim ve gözlerimi araladım. Yüzüm fazla uyumaktan olsa gerek şişmişti. Dolabın yansımasından kendime baktığımda, biraz çökmüş olduğumu açıkça görebiliyordum.

Topuz yaptığım saçlarım da dağılmıştı. Yatakta doğrulup etrafta gözlerimi gezdirirken saçımı çözdüm ve yeni bir topuz daha yaptım.

Ares odanın köşesine büyük bir masa açmıştı. O kadar meşguldü ki benim uyandığımı bile fark etmemişti sanırım. Önünde birikmiş kağıtları bazen eliyle ittiriyor bazende üstüne birşeyler yazıyor veya çiziyordu.

Omzu sayesinde tuttuğu telefonu dinliyordu bir yandanda. "Bahadır oyala. Şuan o kadar yorgun ki göz altları bile benimkiler gibi."

Dolabın aynasına dönüp yüzümü daha dikkatli inceledim. Evet, haklıydı. Göz altlarımda, aynı onunkiler gibi halkalar vardı. Tabi onun ki kadar fazla belli olmuyordu.

"Biraz duygusuz gibi geliyor. Ağlamadı veya öfkelenmedi bile doğru düzgün. Hala şokun etkisinde mi bilmiyorum ama keskin bir duygu belirtisi alamadım daha." Dedi.

Sanırım bu konuda da haklıydı. Doğru düzgün duygularımı yaşamamamın sebebi düşünmeyi reddetmemdi.

Zaten düşünmek için doğru düzgün zamanım bile olmamıştı ya. Klinikte uyanmıştım. Oradan kurtulduktan hemen sonra gelmiş öğle saatlerinde olmamıza rağmen kahvaltı yapmıştık. Daha sonra odaya çıkıp yeniden uyumuştum.

Ares karşı tarafı dinledikten sonra telefonu kulağından indirdi. "Bahar abla seni görmek istiyormuş. Bende reddettim."

Uyandığımı fark etmişti. "Nasıl fark ettin?" Dedim merakla. Fazla ses çıkarmamıştım. Arkasını bile dönmemişti.

"Nefes seslerin değişti Ayda." Dedi. Ciddi miydi bu? Yoksa dalga mı geçiyordu? "Sen ciddi misin? Benim nefes alışverişimi niye dinliyorsun?" Dedim.

"Uyurken bile dinliyorum." Dedi beni daha da şaşırtarak.

Oflayıp üstümdeki örtüyü itekledim. Üstümdekilerden kurtulup acilen banyoya girmek istiyordum.

"Çok sıcak oldu." Dedim. Gözlerini masanın üstündeki kağıtlardan çekmiş bana yönlendirmişti. Kalçasını masaya yaslayıp kollarını önünde bağladı.

İkimizin arasında uzayıp giden bakışma benim gözlerimi kaçırmamla son buldu. Gözlerimi arkasındaki kağıtlara çevirmiştim.

Ayaklarımı, bacağıma dikkat ederek yataktan aşağı indirdim. Yerinden doğrulacak gibi olsada vazgeçmişti.

"Onlar ne?" Dedim merakımı gizleyemeden.

Masadan doğrulup arkasını döndü. Elleriyle kağıtlara dokunurken "Yetiştirmek için söz verdiğim proje." Dedi.

Hazır dikkati dağılmışken yataktan destek alıp ayağa kalkmaya çalıştım. Canım yanıyordu ama buna katlanabilirdim.

"Nasıl yani?"

"Anlaşma imzalamaya çalıştığımız İspanyollar için güncellediğim proje. Her şeyine göz gezdiriyor ve yeniliyorum. Çünkü adamlar fazla naz yapıyor ve benim bu anlaşmayı imzalayan gerekiyor."

"Niye kendini buna zorunluymuş gibi görüyorsun? Patron sen değil misin? Rest çek." Dedim. Bu sırada ayağa kalkmış hatta iki adım atmıştım.

AY IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin