Bölüme başlamadan önce birkaç şarkı bırakmak istiyorum. Yazarken dinlediklerim olsun, içinde bu bölümde olan duyguları içerdiğini düşündüğümden olsun. Ama yine de seçim sizin...
Exit in Darkness - MONO, A. A. Williams
Fade to Black - Alibi Music
Victorious - Jennifer June
Haunted - Isabel LaRosa
In Essence - Ka$tro
Can't Help Falling In Love - Dark - Tommee Profitt, brokeNe Jüpiter - Dünyanın Durduğu An
Ne Jüpiter - DalgalarSon iki şarkıyı yani Ne Jüpiter'e ait şarkıları kesinlikle dinlemenizi isterim. Benim için değerliler.
Lafı uzatmayayım. Bence bütün şarkıları dinledikten sonra kulak zevkinize uyanı seçin ve beni oldukça üzen, zorlayan bu bölümü okuyun.
Okunma sayısını önemsiz gördüğümü bilmenizi istiyorum. Bir kişi dahi olsa her zaman yazacağım. Bu bir yazarı hatırlattı gibi ;) Deli gibi yazdığım ama sadece kendimin okuduğu bir sürü kurgum oldu. Hala belki yazarım diye not aldığım kurgularım var.
Ben sadece beni rahatlattığı ve evimde hissettirdiği için yazıyorum.
İyi okumalar 🖤
Yatak odasını topladıktan sonra Ares için birkaç parça kıyafeti yatağın üstüne bırakmıştım. Giymeyeceğine emin olduğum halde bir tişört dahi çıkarmıştım dolaptan.
Topladığım dağınıklık ise tamamen dün gece ışığı açmamak için direnmemizden kaynaklanmıştı.
İkimizde üşenmiş ve sonunda Ares vakit kaybettiğimizi söyleyerek lamba hakkında şöyle bir söylemde bulunmuştu; "Siktir et lambayı Ayda! Kalçanı kaldırır mısın bebeğim?"
Sabah ondan önce, gecenin yorgunluğuna meydan okumuş ve hemen kalkarak hızlı bir duş almıştım. Sütyenden ev içinde olduğum için uzak kalmış, onun tişörtlerinden birisini giymiştim. Ayrıca bugün saçma derecede yüksek bir sıcaklık vardı. Bu sebeple şort giymemiştim. Tişört yeterince büyük olduğundan dolayı kalçalarımı kapatıyordu.
Zaten şu an banyoda olan adamdan artık gizleyecek bir şeyim dahi kalmamıştı ya.
O duş alırken bende kahvaltı için aşağı indim. Ses olsun diye televizyonu açtıktan sonra Başak'ı aradım.
"Naber kanka!" Diye hoparlörde olan telefona yani ona seslendiğimde Caner abininde kıkırtısı duyulmuştu.
"Bakıyorum keyifler yerinde."
"Hayır Ayda! Caner'de yeni bir huy başladı. Eczanede eline hangi vitamini geçirdiyse almış gelmiş dün sabah. Diyorum ki; niye ekmek almadın? Unuttum diyor ya! Ben seni ekmek için gönderdim, diyorum. Bana vitaminleri gösterip gülümsüyor!"
"Sakin ol. İyiliğini düşünmüş abiciğim."
"Evet! İyiliğini düşünüyorum yani şurada! Sana da hiç yaranılmıyor!" Diye isyan etti Caner abi ama gülmekten neredeyse konuşamamıştı.
"Al sen vitaminlerini, iyiliğini düşünmüş bak." Dedim.
"Tamam dedim zaten ona da ama yani benim C vitaminim yeterince var vücudumda! Neymiş efendim depolasınmış vücudum. İleride lazım olur diyor birde!"
"Yaranamadım ben sana!" Dedi Caner abi.
"D vitamini içiriyor zorla! Neymiş güneş gibi adamı yarın öbür gün bulamazsam D vitaminim bitmesin diyeymiş!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞI
ChickLitAres & Ayda "Çünkü herkes herşeyi bilmek zorunda değil." - O bana sarılmış, ben ona sığınmıştım. - Eğer bazı şeyleri akışına bırakmazsan sana acı verir. Kendine acı çektirme. - Ona sarılmaya çok çok ihtiyacım vardı. "Ve her saniye daha da çok yarala...