AYDA • 21

126 11 0
                                    

Derin nefes sesleri.

"Hakan'ın adamları. Sayıca bizden çok üstünler. Saydığım yedi kişi var abi. Bizden yedi kişi öldü. Ayda Hanım'ın nasıl olduğunu anlamadım vurdular abi. Sanırım keskin nişancı. Patron Batuhan'ı arayıp telefonu Ayda Hanım'a vermesini istedi."

"Lanet olsun Serdar! Lanet olsun! Sadece yarım saatliğine ayrıldım evden. Sadece siktiğimin yarım saati. Bir kadını korumayı beceremediniz!" Ses tonum gittikçe yükseliyor, direksiyonda olan elimide sinirden direksiyona vuruyordum.

"Kapının açılmasıyla ortalığın karışması bir oldu abi. Yemin ederim bizde anlamadık. Batuhan öldü. Ayda Hanım evin içinde ama nerede bilmiyoruz. Zaten kapıda görünmesiyle yok olması bir oldu. Çığlık sesini duyduk sadece."

"Onun çığlık sesinden sonra silah sesleri bağrışmalar herşey karıştı birbirine." Dedi.

"Ares'i aradın mı?" Dedim bağırarak.

"Aradım ama açmadı abi. Bende sonra seni aradım." Dedi.

"Kapat ve Ares'i ara. Canından olacak olsan bile Serdar o lanet eve hiç kimseyi sokmayacaksın. Anladın mı beni!?" Telefonu kapatıp arabanın hız sınırlarını zorlamaya başladım.

İşte kıyamet şimdi kopmuştu.

Ares'den

Boğuluyor gibi hissediyordum.

Çünkü her saniyemin takım elbiseli adamlar, dosyalar, iş yemekleri veya durmadan hep aynı fikrin etrafında dönen bu saçma toplantılar ile işgal edilmesinden sıkılmıştım.

Ben dönmek için ne kadar elimi çabuk tutmaya çalışsam da Asım durmadan iş çıkartıyordu. Ve bu bana artık boğuluyormuşum gibi hissettiriyordu.

Yine toplantı odasında anlaşmaya varmak istediğim İspanya'lı iş adamlarına yapılan sunumu dinliyordum ama önceki toplantılarda ki fikirlerden bir farkı yoktu.

Kahvaltı yapmamıştım. Bu koca hantal bedenimi taşımakta zorlanmaya başlamıştım. Kendime kötü davranıyordum, farkındaydım.

Ama yemek yemek veya uyumak istemiyordum. İştahım yoktu veya uyumak için huzurlu günler geçirmiyordum.

Bunları yapmayıp kendime kötü davranmanın asıl sebebine gelirsek, onun kokusu yoktu etrafımda.

Bu hayata karşı ilgimin kaybolması için geçerli nedendi. Zaten o ilgiyi yeni kazanmıştım.

Sunum bitmiş, tartışmalar başlamıştı. Ve benim tek yaptığım masada göz gezdirip oyalanmaktı. Asım sağ tarafımda elindeki kalemi sallayarak konuşurken anlaşma için orta yol bulmaya çalışıyordu.

Asım'ın yanındaki kız ise söylenen her şeyi çevirip İspanyollara Asım'ın derdini anlatmaya çalışıyordu. Sol tarafta ise kendi geleceği için hangisinin daha iyi olacağına karar vermeye çalışan ve anlaşmaya yapmaya çalıştığımız İspanyollar vardı.

Odada benim nefes seslerim, Asım'ın her saniye artan hırsıyla beraber yükselen sesi ve İspanyol adamların aralarında geçen konuşmaları duyuluyordu.

Toplantı boyunca yapılan boş diyaloglara bakılırsa bu işi bağlayamayacaktı. Daha sonra bunun suçunu bana atacak ve yine bana iş çıkartacaktı.

Durmadan tekrarlanan senaryo. Ama bu sefer kanmayacağım bir senaryoydu.

Yaslandığım sandalyeden doğrulup ellerimi önümde bağladım. Hareketlenmemle birlikte odadaki herkesin bakışı bana dönmüş ve sessizlik sağlanmıştı.

AY IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin