Yazar'dan
Büyük bir acele ile çıktıkları evin kapısının önünde öylece durmuş dikiliyordu ikiside. Başak ne olduğunu anlamaya çalışıyordu ama Caner. Caner şuan kendisinden bile kendisini soyutlamıştı.
Boşluğa bakıyordu.
Başak onun dikkatini çekmek için "Niye buradayız biz?" Dedi. Caner irkilerek ona döndüğünde birkaç saniye içerisinde kendini toparladı ve cebinden arabasının anahtarını çıkardı.
"Hey, sana diyorum! N'apıyoruz biz burada ya?"
Caner cevap vermeyi es geçerek arabaya ilerledi. Binmeden hemen önce Başak'a "Binsene, kız çocuğu." Dedi.
Başak'ın ifadesiz duran yüz ifadesi bir anda sinirliye döndü. Ellerini yumruk yaparken gözlerini karanlık gökyüzüne çevirdi. "Allah'ım içimden geçen katil olma isteğini görmezden gel!"
Arabanın içinde kendisini izleyen Caner'i fark edince seri adımlarla arabaya ilerledi ve bindi. "Delirdiğini düşünmeye başlamıştım, artık emin oldum. Gökyüzüne bakarak ne söyledin sen?"
"Ya sussana sen! Aniden kolumdan çekiyorsun bir yerlere götürmek için emrivaki yaparak o kadar insana ayıp ediyorsun. Susta arabanı sür sen!"
"İnanmıyorum. İlk defa sesini bu kadar yükselttin." Arabayı çalıştırırken Başak'ın duymayacağını düşünerek fısıldadı. "Kız çocuğu cidden sinirlenmiş."
Araba evin önünden ayrılırken telefonundan bir numarayı aradı ve açmasını beklerken hoparlöre alarak Başak'ın dizine koydu. Başak neye uğradığını şaşırırken Caner sakin bir şekilde arabayı anayola çıkartıyordu.
"Alo."
"Alo, Hasan abi. Nasılsın?"
"İyiyim aslanım. N'oldu bir terslik mi çıktı?"
"Yok abi terslik falan. Benim dalgın zamanıma denk gelmişte ben adresleri silmişim. Sen şu adresleri tekrar göndersen bana, olur mu?"
Caner yol ile ilgilenirken Başak adres saçmalığının ne olduğunu çözmeye çalışıyordu. "Tamam, gönderiyorum ben şimdi."
"Eyvallah abi. Ben karar verince konuşmaya geleceğim seninle."
Telefon kapandıktan sonra Başak hala dizinde duran telefonu umursamadan Caner'e döndü ve baskıcı bakışları ile ona bakmaya başladı.
"Caner nereye gidiyoruz biz Allah aşkına." Caner alay dolu bakışlarını ona çevirdi. "Bir şey merak ediyorum. Ayda, hani şu Ares'inki," kahkaha attı. "O bile bana abi diyor. Sen niye demiyorsun?" Dedi.
Arabanın içine çöken sessizlikten sonra bir anda Başak'ın sinirli çığlıkları duyulmaya başladı. Bu Caner içinde çığlıktı çünkü beklemediği anda dibinde oturan kız bir anda cırlamaya başlamıştı.
"Dalga mı geçiyorsun sen benimle! Ben sana ne diyorum sen gelmiş bana 'noyo obo domoyorson' diyorsun. Ayrıca ben sana hayatta abi falan demem!" Caner'in sesini taklit ederken hızla konuşuyordu.
"Kaç yaşındasın sen kız çocuğu?" Dedi Caner. Başak'ın sinirli halleri hoşuna gitmeye başlıyordu ama Başak için aynı şey geçerli değildi. Sinir kat sayısı her geçen saniye artıyordu.
"Yirmi iki." Dedi hırsla. Caner'in dudaklarından keyifli bir kahkaha döküldü. "Dört yaş var kız çocuğu. Sen benim için bir kız çocuğusun."
"Caner ya arabayı sessizce sürmeye devam et ya da," elini kapının koluna attı. "Ben arabadan atlıyayım. Kendisi düştü dersin kurtulursun işin içinden."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞI
Genç Kız EdebiyatıAres & Ayda "Çünkü herkes herşeyi bilmek zorunda değil." - O bana sarılmış, ben ona sığınmıştım. - Eğer bazı şeyleri akışına bırakmazsan sana acı verir. Kendine acı çektirme. - Ona sarılmaya çok çok ihtiyacım vardı. "Ve her saniye daha da çok yarala...