Araba Bahar ablaların evinin önünde durunca eğildim ve topuklu ayakkabılarımın tokasını çözmeye başladım. Cidden topuklu ayakkabı giymek bir işkenceydi.
"Arkadan spor ayakkabılarımı verir misin? Bunlara daha fazla dayanacak gücüm kalmadı." Dedim. Ares arabadan indikten sonra arka kapıyı açıp ayakkabıları aldı ve benim tarafıma dolandı.
Kapıyı açtığında topuklu ayakkabıları çıkarmış kenara ittirmiştim bile. Ayakkabıları elinden almak için uzandığımda engel oldu.
Bileğimi tutup ayakkabıyı giymeme yardımcı olduktan sonra diğerine de aynısını yaptı. Arabadan indikten sonra eve doğru ilerlemeye başladık.
Önümüzdeki dört basamağıda çıktıktan sonra kapının açılması ile yüzümde sıcak gülümsemem belirdi. Bahar abla ve hemen yanında elini tutmuş bizi izleyen Asya vardı.
"Merhaba!"
Eve girmiş üstümüzde ki ceketlerden kurtulmuştuk. Gömleğimi düzeltirken gözlerim Ares'e kaymıştı. Yüzü ifadesiz değildi. Bariz bir siniri vardı ama neye karşı anlayamamıştım.
"Hoşgeldiniz! Ayda ben zorlamasam geleceğiniz yoktu." Bahar ablanın mutluluk akan sesini duyunca gülümsedim. Gerçekten bu kadar pozitif olmayı nasıl başarıyordu merak ediyordum. Sarılmak için Bahar ablaya yaklaştım.
Kollarını etrafıma sararken "Yok Bahar abla. Birkaç sorun çıktı maalesef." Dedim. Bacağımı kastediyordum.
"Sorun değil canım. Öylesine söylendim, alınma sakın." Dedi. Eğilip Asya'ya yaklaştım. "Merhaba, küçük hanım." Dedim gülümseyerek.
Ona da sarıldıktan sonra Bahar ablanın yönlendirmesi ile arka bahçeye çıkmıştık. Bahçenin sağ tarafına yerleştirilmiş masada Bahadır, Caner abi ve Başak oturuyordu.
Başak, Bahar abla ile tanışmıştı bile. Demek ki alışverişten sonra direkt buraya gelmişlerdi. Kısa süreli selamlaşmadan sonra hepimiz sandalyelere oturmuştuk. Bahadır'ın yüzünde ise sıkıntılı bir ifade vardı.
"Şu iki koca adamdan beklenmedik şeyler görüyorum. İki tane güzel kızla tanıştırdılar beni. Arada rahatsız edip kahve içmeye çağıracağım insanlar oldu etrafımda vallahi." Dedi Bahar abla.
Herkes gülümserken Ares ve Bahadır'da mimik oynamamıştı. Bahar abla çaylar için ayağa kalkarken Başak arkasından gitmişti. Caner abi ve Bahadır sohbetlerine devam ediyordu ama Ares aralarına katılmıyordu.
Elimi bacağına götürüp dikkatini üstüme çektim. "Ares?" Gözlerini bana çevirdiğinde gülümseyerek ona biraz yaklaştım.
"Bir sorun mu var?" Dedim. Kolunu omzuma attı ve beni kendisine çekti. "Yok. Bir sorun yok merak etme." Demişti ama bu cevabı içime sinmemişti.
"Çaylar geldi!" Bahar ablanın sesi ile Bahadır ve Caner abi susmuşlardı. Herkes kendi çayını alırken masaya sessizlik çöktü.
Kaşık sesleride bitince masadaki herkese göz gezdirdim. "Biz Bahadır ile bir karar aldık." Bahar ablanın sesi ile herkes bütün dikkatini ona vermişti.
Ares'in kasılması ile kaşlarımı çattım. "Asya'nın doğum günü yaklaşıyor. Bir parti düzenlemek istiyoruz. Ama bir türlü evde mi kutlasak yoksa mekan mı tutsak anlaşamadık. Çünkü beyefendi evde olmazsa güvenli olmayacağını söyleyip duruyor." Dedi.
"Yani bence bir sıkıntı çıkmaz. Gerekli güvenlik önlemlerini alacaklarını düşünüyorum. Ares?" Dedim. Onunda fikrini merak ediyordum. Aslında Bahadır ile ortak oldukları için onu ikna edebileceğini düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞI
ChickLitAres & Ayda "Çünkü herkes herşeyi bilmek zorunda değil." - O bana sarılmış, ben ona sığınmıştım. - Eğer bazı şeyleri akışına bırakmazsan sana acı verir. Kendine acı çektirme. - Ona sarılmaya çok çok ihtiyacım vardı. "Ve her saniye daha da çok yarala...