1 ay sonra
O akşam yemeği üzerinden bir ay geçmişti. Şuanda o güne geri dönmek istesem de bu imkansızdı.
Birkaç gündür günlük yaşantımı dahi etkileyen karın ağrılarım ile boğuşuyordum. Büyük ihtimalle özel günüm yaklaşmıştı ve sanırım bu sefer biraz acımasız davranacaktı.
O günden bu yana herşey aynı monotonluğu ile devam etmişti. Bahar abla ve Başak daha çok kaynaşmış ve artık samimiyetimiz daha da artmıştı. Ares'in vücudundaki izler geçmiş benim dikiş izim ise iyileşmişti.
Caner abi birkaç gün yok olduktan sonra tekrar görünüyordu. Bu durum Ares'in canını sıksada kendisini durdurmak için çabalıyordu. İçindeki korkunun farkındaydım. Tekrar gitmesinden korkuyordu ve bu ihtimal ona acı veriyordu.
Fakat Caner abi tahminimce kiraladığı evine gidiyor, orada birkaç gün geçirdikten sonra yokluğu dikkat çekmesin diye yanımıza geliyordu.
O günden bu yana aralarında ki soğukluk kendisini koruyordu fakat yapacağım bir şeyde maalesef ki yoktu.
Ağrı kesici attıktan sonra Başak'ın yanına giderek neredeyse yarıladığımız filmi izlemeye devam ettim.
🌑
Hava kararmaya başladığında ben yastıkların ve yorganın arasında kaybolmuş, sakince camdan dışarıyı seyretmekle meşguldüm.
Gökyüzü bulutlardan arınmış, bütün yıldızlarını gözler önüne sermişti. Ve ben o yıldızları saymakla uğraşıyordum.
Birkaç saat önce dayanamadığım karın ağrım artık gözlerimin yaşlanmasına sebep olunca Başak'ın zoruyla sıcak bir duşa girmiş ve kendimi rahatlatmaya çalışmıştım. Duşu olabildiğince kısa tutmaya çalışmıştım çünkü ağrıdan dolayı bacaklarım titremeye başlamıştı.
Kalın tayt ve kalın çoraplarımdan sonra, Ares'in kapüşonlularından birisini hızla üstüme geçirmiştim. İçinde kaybolduğum tişörtlerin ve kapüşonlularını seviyordum. Taramadan yattığım için saçlarım biraz karışmış ve dalgalı kalmışlardı fakat şuanda onlarla uğraşacak durumda değildim. Ensemde sıkı bir topuz yaptıktan sonra yatmıştım.
Ağrılarım ile bölünen uykularımdan sonra yaklaşık bir saattir gözlerim gökyüzünde geziyordu. Gözlerimi dolduracan acıyı yok saymaya çalışırken kapının açıldığını duydum.
Gözlerimi kapıya çevirince aralıktan bana bakan siyah gözler ile karşılaştım. İçeri girerek kapıyı kapattıktan sonra ceketini odanın bir köşesine fırlatarak yanıma yaklaştı.
Yatağa oturduktan sonra derin bir nefes alarak omzumu öptü. "İyi misin?" Diyen sesini duyduğumda sol gözümden akan yaş yastığa düşerek ıslanmasına sebep olmuştu.
"I-ıh."
"Neyin var güzelim?"
Cenin pozisyonunda olan vücudumu, kollarımı biraz daha sıkılaştırırken "Karnım ağrıyor!" Diye inledim. "Başak söyledi ama bu kadar fazla olduğunu tahmin etmemiştim. Yapabileceğim bir şey var mı?"
"Midem bulanıyor." Dedim bu seferde. Zannımca ağrımın fazla olması midemi bulandırıyordu. "Ahmet'i aramamı ister misin?"
"Hayır Ares!" Sesim kontrolsüzce yükselmişti. "Ahmet kadın doğum uzmanı değil, o sadece kurşun yaralarına bakan bir doktor." Dedim.
"Kadın doğum uzmanı mı?" Gözlerim Ares'e çevrildi. Kaşlarını çatmış ve kafasının karıştığını belli eden gözleri ile bana bakıyordu. Neye bu kadar şaşırmıştı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞI
Chick-LitAres & Ayda "Çünkü herkes herşeyi bilmek zorunda değil." - O bana sarılmış, ben ona sığınmıştım. - Eğer bazı şeyleri akışına bırakmazsan sana acı verir. Kendine acı çektirme. - Ona sarılmaya çok çok ihtiyacım vardı. "Ve her saniye daha da çok yarala...