(multi : Nevâl ve Bâyezid)
Nevâl Çalaphan'dan ✨
Bölüm sonu ufak bir ⚠️ sahnemiz var. Rahatsız olan son cümleye geçebilir 💃🌹
Uzadı geceler. Dakikalar saatlere büründü, saatler içine bir gün sığdırdı. Gelmedi yitip gidenim. Söylenmeyen sözler kaldı aramızda. Açılmayan sayfalar, yazılmayan kelimeler... Ay çekip gitti kayıplara. Yıldızlar karanlığa gömüldü. Sessizlik acıttı içimi. Yanımdaki soğukluk canımı üşüttü...
Uyku bir lahza uğramadı gözüme o yanımda yokken. Sanki bu yaşıma kadar hep onunla uyurmuşum gibi kokusunu aradı burnum. Bedenim çarpan sıcaklığını... Oysa ki bir kelebek kanat çırpmıştı içimde. Güzel bir gece olacak, mutlu zihinlerle girecektik bu yatağa.
Kaç kere döndüğümü bilemez halde kalktım yattığım yerden . Üstümdeki pamuklu kumaştan ince gecelik kıpırdanmalarım sebebiyle buruşmuştu. Bukleler halindeki saçlarımı omuzlarımın gerisine ittirip terliklerimi bile giymeden dolanmaya başladım evin içinde. Evvela Zeynep'i kontrol ettim. Ardından mutfağa girip bir bardak su içtim. Vakit gece yarısını çoktan geçmiş, saat üç ila dört arasındaydı . Bıkkın adımlarım salona yöneldi.
Öfke doluydum kendime. Daha önce ismi geçmiş olsa da sırf huzur bozmamak adına anlatmamıştım Asrın ile ilgili şeyleri. Belki senelerdir bana yaptığı, lakin benim ısrarla reddettiğim teklifleri anlatsam bambaşka olacaktı tavrı. Gönlü kırılmayacaktı. Bilinmezlik canını sıkmayacaktı.
Boğulur gibi derin bir nefes çektim içime. Karanlık salona girip saatler önce oturduğumuz koltuğa adımladım. Zamanı geri alabilseydim keşke. Derken bir karartı ilişti gözüme. Koltukta uzanmış iri bir beden... Gelmişti! Yanıma gelmemiş ama evine gelmişti işte. Tuttum nefesimi... Yavaş yavaş yaklaşıp aydan güzel yüzüne baktım. Uyurken bile çatıktı kaşları. Ah beyzâdem... Aramızdaki bu uçurumları nasıl geçecektik yara almadan?
Dönüp parmak uçlarımda koştum yatak odasına. Gömme dolaptan ince bir battaniye alıp tekrar salona döndüm. Ev sıcaktı ama uyuyanın üstüne kar yağar derdi anneciğim. Battaniyeyi üzerine usulca örttüm. Öyle güzeldi ki sert çehresi... Erkeklere güzel denmezdi ama güzeldi işte kalbimin sahibi...
Korka korka uzattım elini pürüzsüz tenine. Parmaklarım gece karası saçlarını, ardından kirli sakallı yanağını şefkatle okşadı. İnsanın içinin gitmesi böyle bir şey miydi? Kalbimin bir buz gibi eriyip ona aktığını hissediyordum. Sevdiğim... Herşeyim...
Bir iç çektim gecenin sessizliğinde. Elimi yanağından usulca çekmeye yeltendim. Ama çektiğim an kuvvetli parmaklar kavramıştı bileğimden sıkıca. Geceden zifiri gözler ardına kadar açılmıştı . Sert bir yutkunma geçti boğazımdan. Alev misali bakışları boğazımı kor alevler ile yaktı. Tek bir kelam dökmeden çekti beni kendine. Çelimsiz bedenim kendini bir anda kolları arasında buluverdi.
Beklemediğim bu yakınlaşmalar mahvediyordu beni. Erkeksi kokusu beni çepeçevre bürümüş, başımı koyduğum kolunun atan damarı kalplerimizin denk çarptığını fısıldamıştı. Siyahları elalarıma birkaç milim öteden çatık kaşları ile baktı. Dolgun dudakları dişlerini sıkmış gibi büzülmüştü. Rüya mıydı bu? Yokluğu ile kıvranırken dakikalar sonra kolları arasında uzanıyordum şimdi. Düşmeyeyim diye beni kendine yaslamış, tek bir beden gibi sığmıştık koltuğun minderine. Boşlukta duran elini kaldırıp yanağıma yasladı. Aldığı her nefes dudaklarıma çarpıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CÂNMÂNÂ - BİR ŞAKAYIK ÇİÇEĞİ MASALI 🎀 (tamamlandı) MUÂŞAKA SERİSİ 🌿
SpiritualHayaller Zümrüdü Anka kuşunun rengarenk tüyler ile bezeli kuyruğuna tutunup, Kaf Dağı ardına uçmak gibiydi bazen. Benimde hayallerim vardı, en toz pembesinden... Anaokulu öğretmeni olmak istemiştim ben hep. Onlarca çocuğun annesinden sonra annesi ol...