(multi : Nevâl ve Bâyezid)
Nevâl Çalaphan'dan ✨
İnsan hayatında korkunun da evreleri varmış. Doğduğunda hayata sımsıkı tutunur, içgüdüsel olarak kendine bir şey olmasından korkarmış. Bundandır ki bebekler eline uzanan minicik bir parmağı bile boş geçmez, hemen sımsıkı kavrarmış hayat dalı misali. Büyüdüğünde ise değişirmiş korkusu. Annesinden ayrılmaktan, babasını özlemekten korkarmış. Sabah uyanır uyanmaz soluğu odalarında alır, ortalarına geçip iki kolunu onlara sararmış. Sonra büyür, aşık olurmuş. Evveli sevilmemekten, ahiri sevdiğine gelecek zarardan korkmak olurmuş. Ama gönlüne canından bir canın sevgisi düştü mü bu korku hepsinden fazla olur, evlat acısıyla sınanmak bir karabasan gibi çökermiş nefesine. İşte bugün bende tıpkı böyle bir karabasan ile savaşıp durmuştum dakikalar boyunca...
-İşte böyle... 'dedim bir iç çekip ellerimi istemsizce karnıma yaslarken. Bakışlarım karşımdakilerden önümdeki tabağa düşünceyle kaydı.'Adam tekrar tutuklandı ama Simten hala korkuyor. Nasıl korkmasın ki? Polisler tam vaktinde yetişmese belki de hepimize zarar verecekti o cani.'
Gözümün önüne düşen görüntüleri irkilerek zihnimin gerilerine yolladım. Simten'in eski kocasını Madam'ın evinin kapısında gördüğümüz o ilk an çıkmıyordu aklımdan. Ya o tekmelediği kapıyı açabilse, ya aradığımız polisler tam vaktinde yetişmeseydi? Uzanıp masadaki bardağımdan bir yudum su içtim. Hatırlamak bile beni mahvediyordu. Nitekim şoktan çıkıp kendime gelişim beyzâdemin durumu öğrenip ışık hızıyla soluğu Madam'ın evinde almasıyla olmuştu. Ona nasıl sarıldığımı hatırlıyordum. Bu korku ikimize de birbirimizin kıymetini fazlasıyla hatırlatmış gibiydi. Mihrimah tıpkı benim gibi bir iç çekip arkasına yaslandı.
-Bu sıralar iyice arttı bu kadına şiddet olayları. İnsan yakınına kadar gelince daha iyi anlıyor. Bir bitmediler! 'dedi ağzının içinde öfkeyle mırıldanarak. Ertuğrul babam başını sallayarak elindeki çatalı tabağının kenarına bıraktı. Aradan saatler geçmiş olmasına rağmen hala tam anlamıyla sakinlemiş değildim. Bal rengi gözleri kısıldı.
-Sadece kadına şiddet değil kızım. Şiddet arttı. Bakma sadece yoğunlaşılan konunun kadına şiddet olduğuna. Kadın, erkek, çocuk, hayvan... Şiddet denen çığ her geçen gün büyüyor ve el ele verip onu durdurmak yerine kenara çekilerek kurtulmayı tercih ediyoruz. Simten hanım kocası tarafından şiddet gören bir kadın. Hayri bey karısı tarafından hem fizyolojik hem psikolojik şiddet gören bir adam. Mert annesi veya babası tarafından her anlamda şiddet gören bir çocuk. Sokakta gezen bir köpek ise herhangi bir vatandaş tarafından hem şiddete hem tecavüze uğrayan bir hayvan. Şiddet her kesimde var. Ve bunu böyle görüp bir şeyler yapmamız gerek. '
Sessizliğe bürünüp dakikalarca iç dünyamıza döndük her birimiz. Babamın dediği gibi el ele verirsek ancak dururdu bu yuvarlanıp büyüdükçe büyüyen çığ. Ondan korkma yerine ona yeneceğimize inanmalıydık. Ve en alt kesim olan çocuklardan başlamalıydık bu harekete. Nitekim bu durumda ben ve benim gibi anaokulu öğretmenlerine epey sorumluluk düşüyordu. Dakikalar yarım saati bulduğunda artık herkes doymuş, önümüzdeki tabaklar iyiden iyiye boşalmıştı. Derken Osman abi peçetesini kenara koyarken belli belirsiz bir tebessüm ile yaslandı arkasına.
-Hadi biraz havamız değişsin. Dün gece rüyamda rahmetli Süleyman dedemi gördüm. 'dedi bakışları huzur dolu biçimde babasına çevrilirken. Ertuğrul babam çatık kaşlarını havaya kaldırmış abime bakmıştı. Daha evvel de dikkatimi çektiğine göre Ertuğrul babam babasına pek düşkündü anlaşılan. Onunla ilgili bir mesele olduğunda bakışları bile değişiyordu. Amine annem tebessüm ederek bir iç çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CÂNMÂNÂ - BİR ŞAKAYIK ÇİÇEĞİ MASALI 🎀 (tamamlandı) MUÂŞAKA SERİSİ 🌿
SpiritualHayaller Zümrüdü Anka kuşunun rengarenk tüyler ile bezeli kuyruğuna tutunup, Kaf Dağı ardına uçmak gibiydi bazen. Benimde hayallerim vardı, en toz pembesinden... Anaokulu öğretmeni olmak istemiştim ben hep. Onlarca çocuğun annesinden sonra annesi ol...