~ ÇALAPHAN'DAN...3~

27.2K 2.1K 639
                                    

(multi :Nevâl )

Bâyezid Çalaphan'dan 🕶️

Kızgın sahralardaki kum fırtınalarından halliceydi zihnimde turlayanlar. Unutmak istediklerim, hedeflerim, umutlarım ve dualarım ... Annemin sepetindeki ipler gibi dolaşmışlardı birbirine. Oysa ki ben bir dua kanatlansın istemiştim -i semâya. Hem evime, hem gönlüme yakışacak bir eş seçmiş, Rabbim'den onunla huzur dolu bir yuva dilemiştim. Bitmiyordu fırtına... Dinmiyordu ayazlar. Ona ulaşmak için attığım her adımda bir kement geçen boğazımdan dipsiz kuyulara çekiliyordum. Ve en iyi bildiğim şeyi yapıyordum. Kaçıyordum herşeyi bırakıp. Elimle düzeltemediğim cümle haksızlığa kalbim ile buğzedip bakmıyordum ardıma. Lakin bu kez öyle olmamıştı...

Anahtarı usulca çevirip ittim evimizin kapısını. Annem Nevâl'in birkaç eşya almak için eve gittiğini söylemiş, bende fırsat bu fırsat diyerek soluğu burada almıştım. Zeynep'in olmayışı bu konuşmanın selameti için hayır olacaktı. Onu karşıma alıp zihnimi zorlayan ne varsa soracaktım. Tıpkı benim gibi onunda adımlar atmaya çalıştığını görüyordum. Ama aramızdaki uçurumlar ne vakit kapanmaya yüz tutsa toprak altından bir deccal çıkıp, emek emek kurduğumuz o köprüleri tek hamlede yıkıyordu.

Sonucu ne olursa olsun bugün yapılacaktı bu konuşma. Evin sessizliği içimi huzursuz ederken salona ve mutfağa göz atmış oralarda bulamayınca odamıza yönelmiştim. Belki gece uyuyamayıp kaylule uykusuna yatmış olabilirdi. Nitekim gittiğim gün moralinin ne denli bozuk olduğu yüzünden ve uykusuz gözlerinden belliydi. Anlam veremiyordum...

Beylem'in dediklerine inanmak istememiştim, ama her defasında o kelamlara takılmıştı adımlarım. Asrın denen herif karşıma çıkmaktan yorulmamıştı. Kırmak istememiş, ama yine de sormuştum Nevâl'e. Cevap vermek yerine geçiştirmişti beni. İnsan neden çocukluk arkadaşı (!) çalıştığı yeri alınca istifa ederdi ki? Küçük sinek mide bulandırıyor dedikleri bu olsa gerekti. Asrın belası kurmaya çalıştığımız evliliğimizin üzerine karabasan gibi çökmüştü. Velev ki doğru olsaydı Beylem'in dedikleri, Nevâl eş olarak beni isterken yapacağım tek şey o lavuğu karımdan uzak tutmak olurdu. Ama böyle... Susuyordu Nevâl! Acı çektiği bariz belliyken susuyordu. Aynı yatakta uyuduğum kadının bir başka erkek için gözyaşı dökmesini ne zihnim ne gönlüm kabullenebiliyordu. Konuşacak ve duruma bir açıklık getirecektim. Çünkü daha fazla bu ikilemde kalmak yoracaktı beni.

Yatak odasına girdiğimde yine bir sessizlik karşılamıştı beni. Yatağın üzerinde sayfaları ardına kadar açık duran saman kağıtlı bir defter duruyordu. Bu da neydi böyle? İstemsizce gözlerimi kısıp adımladım oraya doğru. Eğilip defteri avuçlarım arasına aldım. Nevâl'in defteriydi bu. El yazısıyla yazılar yazmış, kağıt yer yer gözyaşlarıyla ıslanmıştı. Boğazımdan bir yutkunma geçerken gözlerim dolandı satırlar arasında. Göğsüme bir yumru oturdu. Ona böyle acı verdiğini bilmiyordum dönüp gitmelerimin. Böyle bir çaresizliğe ittiğini bilmiyordum... Onları ne kadar özlediğini yazmıştı anne ve babasına. Küçük bir kız çocuğu gibi hala onlara muhtaç olduğunu... Artık yalnız bırakılmaktan korktuğunu. Ve bir cümlesini mırıldandım fısıldayarak.

-İhanetin acısıyla kavrulmaktan korkuyorum baba...'

İhanet... Beylem'in söyledikleri... Aldatılmış mıydı yani? Hakikat miydi öğrendiklerim? Önce Asrın ile bir aşk yaşamış, sonra onun tarafından aldatılmış ve yıllar sonrada tecavüze uğrayıp bebeğiyle ailesine sığınmış... Bu muydu hikayen Nevâl? Benden gizlediklerin bunlar mıydı? Çatıldı kaşlarım... Dişlerim öfke ile birbirine baskı uyguladı. Bana gelip bunları anlatsa yargılamazdım ki onu! Bende insandım, benimde hatalarım vardı. Üstelik Nevâl darbe üstüne darbe almış, hata yapandan çok kurban olmuştu.

CÂNMÂNÂ - BİR ŞAKAYIK ÇİÇEĞİ MASALI 🎀  (tamamlandı)     MUÂŞAKA SERİSİ 🌿 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin