(multi :Nevâl ve Bâyezid )
Nevâl Çalaphan'dan ✨
Hangi sessizlik böyle korkunç olabilirdi ki? Hangi susma, hangi çift kara göz böylesine buz kestirebilirdi ki girdiği ortama? Tüm bu soruların elbette tek bir cevabı vardı. Bâyezid Çalaphan... Üzerindeki siyah pantolonu, siyah deri ceketi ile evin hemen girişinde durmuş, bana kızımı kullanıp ahlaksızca bir teklifte bulunan Asrın'ı kısık gözlerle süzüyordu. Yutkundum... Beynimin içinde gezinen onlarca kötü hissiyat bana inanmayacağını, Asrın ile başbaşa evimizde ne işimiz olduğunu sorgulayacağını düşündürüyor, ve ben az sonra başıma gelecekler yüzünden nefes dahi alamıyordum. Mecalsizce tutundum konsolun kenarına. Daha kötü günleri kaldıracak halim yoktu benim...Bâyezid salonun orta yerinde duran Asrın'a doğru birkaç adım attı. Bedeni her zamankinden daha iri görünmüştü gözüme. Ben yanında ufacık kalıyor olsam da o iki metrelik boyuyla ona denk olan Asrın'ın yanındaydı şimdi. İki tane dev adam... Yüreğim yaprak kımıldasa duracakmış gibi bir korkuyla bekliyordu. Ama çok sürmeden beklediğim hamle gelmişti bile. Bâyezid geçirdiğimiz gergin günlerin acısını çıkarırsacasına bir kafa atmıştı Asrın'a. Ellerimi yüzüme kapatıp kenara sindim. Ayırmak mı? Arada kalıp nasıl ezilmemin hesabını yapıyordum ben!
Beklemediği hamle ile yere düşen Asrın kanlar boşalan burnunu tutarak fırlamıştı ayağa. Bir an sersemlese de kendini çarçabuk toparlayıp bir yumruk savurdu Bâyezid'e. Ama boşa çıkmıştı. Hazırlıklıydı Bâyezid. Uzanan eli boş çevirmemiş, sıkıca tutup geri bir yumruk ikram etmişti. Asrın tekrar düştü yere. Az önceki dalgınlığı olmasa aynıyla karşılık verebileceğini biliyordum. Çünkü o da yıllarca spor ve dövüş eğitimleri almıştı. Yediği bu darbeleri beyzâdeme mukabele edememiş olması beni mutlu etmişti. Ama durmadı Bâyezid. Bununla yetinmedi. Taşmış bir sabırla çöktü üzerine. Yerde boylu boyunca yatan adamın boğazına sarıldı. Bütün gücüyle sıktı, sıktı, sıktı... Asrın'ın yüzü kırmızıdan mora dönen bir renk olmuştu. Korkuyla atıldım ve kolunu tuttum.
-Bâyezid yapma! Yapma öldüreceksin yapma ne olur! 'dedim çığlık çığlığa. Esas korkum Asrın'ın ölmesi değil, sevdiğimin katil olmasıydı. Hem bu dünyasını hem ahiretini yakmasıydı. Ama gözü öyle bir dönmüştü ki dünyadan soyutlanmış gibiydi. Sonunda sesim ve dokunuşum ile kendine gelip savurarak bıraktı Asrın'ı. Tekrar çöktüm olduğum yere. Bugünden sağ çıkarsam daha bana bir şey olmazdı! Ayağa kalkıp öksüre öksüre nefes almaya çalışan adama dikti alev saçan gözlerini.
-Karımın adını ağzından bir kez daha duyduğumda seni bu nefese hasret bırakırım. 'dedi tıslar gibi bir tonda. Öfke doluydu çehresi. Elleri yer yer berelenmiş, boynundaki damar ürkütücü bir şekilde kabarmıştı. Asrın yalpalayarak çıkıp gitti evden. Bense olduğum köşeden ayağa bile kalkmıyordum.
Başımı arkaya yaslayıp kapattım gözlerimi. Her yanım zangır zangır titriyordu. Derken bir beden hissettim yanıbaşımda. Gözlerimi açtığımda beyzâdem eğilmiş ve beni kucağına alıyordu. Yorgun bedenimi ona bırakıp başımı boyun girintisine soktum. Bana iyi gelen tek şey onun kokusuydu... Istemsizce akmaya tekrar başladı gözyaşlarım. Bitmeyecekti... Beni Zeynep'imden ayırana, babamın hatıralarını elimden söküp alana kadar durmayacaktı saldırıları.
Kucağındaki ben ile oturduğu koltuğa. Küçük bir kız çocuğuymuşum gibi göğsüne yaslayıp başımı şefkatle okşadı. Ben bana kızacağını düşünürken o tam tersini yapıyordu. Yutkunup boğazımı temizledikten sonra kafamı kaldırmış, bükük dudağımla bakmıştım yüzüne.
-Beylem'le geldiler. Zeynep'in babası oymuş. Tecavüz yokmuş Bâyezid. Yalanmış hepsi!'dedim çatallanan sesimle. Sessiz hıçkırıklarım omuzlarımı sarsıyordu. İfadesiz yüzü hiç şaşırmadan baktı bana. Elini kaldırıp başımdan kaymaya çalışan tülbenti çıkardı ve parmaklarıyla taradı dağılan tutamları. Bir an sakinleşmeye çalışsam da aklıma geldikçe kötü oluyordum. 'Zeynep'i benden alacaklar Bâyezid... Çiçeğimi benden koparacaklar...' dedim tekrar hıçkırıklara boğulup başımı göğsüne gömerken. Sustu... Elleri gezdi saçlarımda. Parmakları göz yaşlarımı sildi ama o sustu. Tek bir cümle bile çıkmadı ağzından. Sonunda bir ağlama sesi doldu kulaklarımıza. Zeynep'im uyanmıştı... Usulca indim sevdiğimin kucağından. Yüzümdeki ıslaklığı çarçabuk kuruladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CÂNMÂNÂ - BİR ŞAKAYIK ÇİÇEĞİ MASALI 🎀 (tamamlandı) MUÂŞAKA SERİSİ 🌿
SpiritualHayaller Zümrüdü Anka kuşunun rengarenk tüyler ile bezeli kuyruğuna tutunup, Kaf Dağı ardına uçmak gibiydi bazen. Benimde hayallerim vardı, en toz pembesinden... Anaokulu öğretmeni olmak istemiştim ben hep. Onlarca çocuğun annesinden sonra annesi ol...