(multi : Nevâl'in kıyafeti )Nevâl Çalaphan'dan ✨
Bulutların üzerinde uyur gibiydi bedenim. Öyle rahat, öyle derin bir uyku içindeydi ki değil saatlerce, günlerce uyusam kar etmeyecek gibiydi. Zaten son bir haftadır iyice zor olmuştu uyanışlar. Hatta sabah namazı için kurduğum alarmı da, ezanı da duymaz olmuştum. Sağolsun canım kocam uyandırmıştı beni günlerdir .Zorlukla araladım gözkapaklarımı. Daha şimdiden böyle yorgun uyanıyorsam karnım iyice büyüdüğünde ne yapacaktım acaba? Yattığım yerden arkama dönüp kapalı gözlerim ile yanıma uzandım. Fakat elim bir boşluğa düşmüş, beyzâdemin yattığı yer buz gibi olmuştu. Bir anda uykum açılırken kafamı yastıktan kaldırıp etrafıma bakındım. Çok geçmeden görüş açıma koltukta oturmuş kucağındaki laptopa çatık kaşları ile bakan kocam girmişti. Bir parça sinirli ve oldukça yorgun görünüyordu. Ben dün gece yatarkende orada olduğunu anımsadığımda endişe ile kalktım yataktan.
-Bâyezid? 'dedim paytak adımlar ile yanına adımlarken. Bir an sesimi duyup başını kaldırmış, ve yüzünde bir mimik dahi değişmeden tekrar ekrana indirmişti zifiri bakışlarını.
-Günaydın.' dedi ağzının içinde mırıldanarak. Gidip yanına oturdum. Düğüne kalan şu son birkaç günde var olan tüm işlerini bitireceğinden söz etmiş, birkaç gün holdinge ayak basmayacağını ayrıntı olarak belirtmişti dün gece. Anlaşılan o ki dosyalar hala bitmemişti ve bu yüzden gergindi. Usulca koluna doğru yaslanıp çenemi omuzuna koydum.
-Çok yorgun görünüyorsun. Dinlensen ya biraz. '
Bakışlarını ekrandan ayırmadan hafifçe salladı başını. Bitmeden bırakmaya niyeti yoktu besbelli. Daha fazla işine burnumu sokmamaya karar vererek yanağına küçük bir buse bırakıp sessizce kalktım yanından. Adımlarım beni evvela banyoya, sonra giyinme odasına götürdü. Aynadaki yansımama uzun uzun baktım giyinirken. Karnım büyüyordu... Son günlerde daha da ayan olmuş, bebeğim neredeyse dördüncü ayına girmişti. Geçen gün hissettiğim minik kıpırtıların onun hareketleri olduğuna emindim. Gerçi Muazzez gaz sancısı da olabilir, henüz tekme için çok küçük demişti ama ben biliyordum. Bebeğim annesine burdayım diyordu...
Örtüme son iğneyi de batırıp kahvaltı için aşağıya inmeye yönelmişken telefonumun bildirim sesiyle duraksamıştım. Mesaj bir fotoğraf içeriyor, ve Zeynep'im sabah şekeri misali gülümsüyordu kameraya. İçtenlikle tebessüm ettim. Bu Asrın'ın bana yaptığı en büyük tek iyilikti. Günler evvel sabaha bir video ile uyanmış, Zeynep'i görünce ve bana anne dediğini duyunca çok duygulanmıştım. Öyle özlemiştim ki burnumda tütüyordu kokusu çiçek kızımın. Ve arkasından hemen gelen arama ile hayatımda güzel bir gelişme olmuştu. Asrın Zeynep için tuttuğu bakıcıya annesi olarak benim numaramı vermişti. Yani bundan sonra arada Asrın olmadan istediğim an kızımı görüntülü arayabilecek, biraz daha büyüdüğünde onunla muhabbet edebilecektim.
Bir fotoğrafa ne kadar uzun bakılırsa o kadar uzun bakmış, ve Zeynep'imin yüzüne, daha doğrusu telefonun ekranına bir buse kondurup merdivenlerden aşağı inmiştim. Beyzâdem benden hemen önce indiği için kurulan kahvaltı sofrasında oturuyordu. Eksik olup olmadığını kontrol ettikten sonra geçip yanına oturdum.
Kısa sohbetler ile geçmişti kahvaltımız. Ertuğrul babam bugün Çalaphan holdinge gitmesi gerektiğini söylemiş ve Bâyezid ile birlikte çıkmışlardı. Osman abi ise bir toplantı için erkenden gittiğinden kahvaltıda bile yoktu. Kalan son beyler gittiğinde bizde kalmış mıydık kız kıza? Nâre hemen atılıp sofrayı toplamaya başlamış, bende beşe katlanmış iştahım ile doymak bilemeyeceğimi anlayarak elimdeki tabağı yiye yiye mutfağa doğru yol almıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CÂNMÂNÂ - BİR ŞAKAYIK ÇİÇEĞİ MASALI 🎀 (tamamlandı) MUÂŞAKA SERİSİ 🌿
SpiritualHayaller Zümrüdü Anka kuşunun rengarenk tüyler ile bezeli kuyruğuna tutunup, Kaf Dağı ardına uçmak gibiydi bazen. Benimde hayallerim vardı, en toz pembesinden... Anaokulu öğretmeni olmak istemiştim ben hep. Onlarca çocuğun annesinden sonra annesi ol...