~ 30. Bölüm ~

20.8K 1.8K 396
                                    

multi : (İkizler)

Nevâl Çalaphan'dan ✨

Doğuruyordum! Resmen dağ başında mahsur kalmış ve burada doğuruyordum! Şaka değil de neydi bu? Şaka gibi bir gerçekti. Üstelik korkunç bir şaka! Çığlığım dağ evinin tüm odalarında yankı bulurken Bâyezid halen donmuş gibi bakıyordu yüzüme. Ya ne dediğimi anlamıyordu yada adama kal gelmişti. Derken bir çığlık daha fırladı dudaklarımın arasından. Bu çığlık kocamı kendine getiren şey olmuştu işte. Anında yanımda biterken beni belimden tutup koltuğa doğru yönlendirmişti. Kesik kesik nefesler alıyor, tuttuğum koluna adeta tırnaklarımı geçirip inliyordum.

-Bâyezid bir şey yap... 'dedim acı dolu bir sesle. Gözlerimden yaşlar çektiğim sıkıntıya eş hızlıca damlıyordu.'Bebekler geliyor Bâyezid birşey yap...'

Önümde ayakta durmuş bir sağa bir sola bakıp nereye ne yapsa diye düşünüyordu. Elleriyle yüzünü hızlıca sıvazladı. Arabanın bozulmasıyla tüm planlar devre dışı kalmıştı. Olası bir doğum halinde en yakın kaç hastane var onu bile belirlemiştik oysa ki. Üstelik en yakın köy bile kilometrelerce uzaktaydı. Derken hızlıca cebinden telefonu çıkarıp kulağına yasladı. Muhtemelen yardım çağıracaktı. Ve umarım bir an önce yardım gelirdi. Çünkü bu ağrıların dayanılacak hali kalmamıştı. Uykumdan uyanıp bir anda doğum sancısının içine düşüvermiştim.

-Mehmed çıktınız mı? Acele edin Nevâl doğuruyor! Bilmiyorum oğlum kız çığlık çığlığa sancı çekiyor işte! Tamam! Tamam sen bas gaza hadi çabuk! '

Telefonunu kapatıp geldi ve dizlerimin önüne çöktü. Öyle bir ağrı dolaşıyordu ki bedenimin her hücresinde acı hissediyordum. Tek eli bana güç vermek ister gibi elimi avucuna alırken diğer eliyle saçlarımı geriye çekip ter ile ıslanan yüzümü okşadı.

-Güzelim dayan! Dayan bak Mehmed ve Muazzez geliyorlar. Yetişeceğiz hastaneye tamam mı sık dişini. '

Diş sıkmak mı? Birbirine bastırdığım dişlerimi neredeyse kırmak üzereydim. Sıkıca tuttuğum elinden çekip zorlukla ayağa kalktım. Oturdum an ağrım bir miktar artmıştı. Doğum sürecinde hareket etmenin yararlarının olduğu bir an belirmişti kafamda. Bâyezid'in koluna tutunup tek elim belimde dolaşmaya başladım. Ama sancılar öyle sıklaşmıştı ki aralarında değil dinlenmek, nefes zor alıyordum. Ve ağlıyordum! Hiç böyle bir doğum hayal etmemiştim. Yanımda Amine annem, Nâre ve en önemlisi Muazzez olacaktı. Hayır hayır bu değildi...

Dakikalar geçmiş ben acıdan ve ağlamaktan adeta harap olmuş, Bâyezid defalarca Mehmed abiyi arayıp nerede kaldıklarını sormuştu. Bize dakikalar saat gibi geçiyordu. Korkuyordum... Ya yetişemezsek ya yavrularıma birşey olursa diye çok korkuyordum. Bir anda beni ayakta durmaktan dahi alıkoyan bir sancı girmişti belime. Öyle ki sancıya eş bu kez muazzam derecede bir ıkınma hissiyatı geliyordu içime. Bâyezid'in yardımıyla koltuğun ucuna iliştim. Ben sancıdan o stresten belki de litrelerce ter atmıştık.

-Ne oldu! Ne oldu Nevâl ne oldu?' dedi adeta korkuyla bağırarak. Ikınma hissi korkutuyordu beni. Muazzez'in daha evvel verdiği doğum eğitimlerini düşünüyor ve bu ıkınma hissinin artık bebeğin geliş habercisi olduğunu hatırlıyordum. Ama bebeğim ters duruyordu benim! Bu şekilde doğması çok çok zordu! Ağlayışım artık hıçkırıklara dönmüştü.

-Bebek geliyor! Geliyor Bâyezid!'dedim haykırarak. Kendimi sıkıp ısrarla ıkınmamak için çabaladım. Geliyorlardı hem! Kurtaracaklar ve bizi bir hastaneye yetiştireceklerdi öyle değil mi? Az evvel çekmediği için kapanan telefonları açılmış olacak ki Muazzez arıyordu. Bâyezid hızlıca hoparlörü açtı.

CÂNMÂNÂ - BİR ŞAKAYIK ÇİÇEĞİ MASALI 🎀  (tamamlandı)     MUÂŞAKA SERİSİ 🌿 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin