~ 33. Bölüm ~

20.6K 1.7K 313
                                    

(multi :Mihrimah ve Talha)

Nevâl Çalaphan'dan ✨

Pusetlerinde bana meraklı bakışlar atan can parçalarıma bir tebessüm gönderip son bir kez aynanın karşısına geçtim. Bugün büyük gündü. Sonunda evlilik kararı verip damat adayı Talha beyle görüşen ay parçamız bu akşam ilk adımı atacaktı. Fazla uzasın istememiş, aile arasında yüzük takmayı dilemişti. İkisininde özel durumlarından ötürü her iki ailede bu ricaya saygı duymuştu. O yüzden sadece çekirdek ailesi ile gelecek olan damat bey ve yalı ahalisi ile olacaktı nişan merasimi.

Uzanıp aynanın önünden pudrayı aldım ve gözlerimin altındaki yorgunluk belirtilerini kapatmaya çalıştım. Haklarını yiyemezdim , oldukça uslu iki oğlum vardı. Ama geçen şu haftalar benim için epey zahmetliydi. Zeynep'imin gelişi bana en güzel doğum hediyesi olmuş, bir haftayı bizimle geçirmesi hepimizi çok mutlu etmişti. Asrın'ın burada birkaç toplantısı olduğu için gelmişlerdi lakin bu en çok bana yaramıştı. Öyle özlemiştim ki... Beraber olduğumuz zamanlarda her anın tadını çıkarmış, doyasıya öpüp koklamıştım çiçeğimi. O da unutmamıştı bizi. Hiçbirimizi yabancılamadan sanki dün gitmiş gibi devam etmişti hayatına. Duhâ ile oynamış, Mehmed abi ile zıplamış, Ertuğrul babamın dizinde masal dinlemiş ve Bâyezid'in kucağında uyumuştu. En çok da kardeşlerini sevmişti benim güzel kızım. Kendi daha küçük olmasına bakmayıp küçük annelik yapmıştı Ahmed ve Tuğrul'a. Gidişi ise en az ilk seferki kadar zor olmuştu. Ama Asrın bir müjde ile su serpmişti içimize. Ortağı olduğu şirketin burada bir ayağı olduğu ve bundan sonra sık sık gelip gideceklerini söylemişti. Çiçeğim bundan sonra hep gelecekti! Daha güzel ne olabilirdi ki?

-Güzelim kol düğmelerimi bulamıyorum!'

Duyduğum sesle fırçayı bırakıp konsolun çekmecesini açtım. Daha dün gece yarın telaşe olmasın diye çıkarıp buraya koymuştu. Küçük kutuyu elime aldığımda siyah takım elbisesiyle giyinme odasından çıkmıştı beyzâdem. Bir an kol düğmesini de, nişanı da unutup yakışıklılığını beğeniyle süzdüm. Zeynep'in gidişi ardından yaptığımız bebek mevludu günü kırk günlük lohusalığım dolmuştu. Ancak ne yorgunluktan nede nişan koşturmacasından baş başa kalamamıştık. Yanaklarıma yayıldığını hissettiğim sıcaklık ile bakışlarımı ondan kaçırıp kol düğmelerini kutusundan çıkarttım.

-Düğmeler burada sevgilim. Heyecandan unuttun sanıyorum. Ee kolay değil kız abisi olmak! 'dedim bir yandan ona doğru yavaşça yaklaşıp gömleğinin koluna uzanırken. Kolunu güzelce kaldırıp takmam için bana uzattı. Dediğimle az evvel donuk duran yüzü şimdi gerginlikle kasılmıştı. Oğlanlara çevirdiği bakışlarıyla bu konu hakkında konuşmak istemediğini hal diliyle anlattı. Muhabbeti uzatmadan kol düğmelerini taktım.

-Işte oldu! 'dedim sevindirik bir tavırla. Zifiri gözler yaptığımı inceler gibi kollarında turlayıp yüzüme çevrilmişti. Ve bir şey görmüş gibi kısıldı bakışları.

-Sen ruj mu sürdün?' dedi ciddi bir tavırla. Kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. Ruj pek sık kullandığım bir şey değildi. En azından erkekli ortamlarda kullanmamaya özen gösterirdim. Bu akşam da sürmemiştim. Elim dudaklarımın üzerine değdi.

-Hayır. Hayır sürmedim. Öyle mi görünüyor? 'dedim aynı şaşkınlığım sürerken. Öyle sert bir bakışı vardı ki bir an en kırmızısından ruju dudaklarıma boca ettiğimi düşünmüştüm. Bana doğru iyice yaklaşıp başını yüzüme doğru uzattı.

-Bakayım...'dedi aynı ciddiyetle. Ve ben yılın en saf kadını ödülümü aldığımı dudaklarıma yaslanan dudaklar ile anladım. Resmen adım adım tuzağa çekmişti beni. Başımı geriye çekip öfkeyle baktım yüzüne.

CÂNMÂNÂ - BİR ŞAKAYIK ÇİÇEĞİ MASALI 🎀  (tamamlandı)     MUÂŞAKA SERİSİ 🌿 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin