~ 23. Bölüm ~

27K 1.9K 764
                                    

(multi : Muazzez, Mihrimah, Nevâl, Nâre ve Maysa)

Nevâl Çalaphan'dan ✨


Herkesin sustuğu, yalnızca gözlerin konuştuğu anlar vardır. Kelâmların dili tutulur, bakışlar anlatır cümle muhabbeti. İşte tıpkı öyle bir andaydık şimdi. Baybars'ın dediği üzerine herkes susmuş, bizim şok olmuş, Ertuğrul babamın ise kızgın bakışları konuşuyordu avaz avaz. Kız kaçırmak... Aman Allah'ım! Yalıya taşıdığımız an başlamıştı maceralarımız. Bakalım daha neler görecekti bu gözler...

-Ulan babasının oğlu! 'dedi Ertuğrul babam durduğu yerden Baybars'a doğru bir adım atarak. Kaşları çatılmış, oldukça öfkeli görünüyordu. Ürkmüştüm açıkçası.'Sende mi bekleyemedin Allah'ın emriyle isteyelim? Ne diye tutup kaçırdın kızı hayta! '

Bakışlarım şaşkınlık içinde Maysa adındaki kızda gezindi. Giyim kuşamına bakılırsa evden apar topar çıkmış gibi bir hali vardı. Ayağındaki ev terlikleri de bunu destekler nitelikteydi. Upuzun siyah saçları bir parça karışmış, badem şeklindeki ela gözleri belli ki hem ağlamaktan hemde uykusuzluktan şişmişti. Tüm mahcubiyetiyle tutuyordu Baybars'ın elini. Böyle hanım hanımcık bir kızın neden bunu yaptığını merak etmiştim doğrusu. Baybars babamın bağırışı üzerine başını kaldırıp hüzünle baktı dayısına.

-Dayı vallahi mecbur kaldık. Hem isteyecektik ama kabul etmediler. Dinleyince sende hak vereceksin bize. '

Osman abi ve Bâyezid ayaklanmış babasının iki yanında yerini almışlardı. Benim sert kocam yine tercihini susmak ve kaş çatmakla kullanmış, Osman abi ise buruk yüzüyle hala oğluna doğru bir adım atmıştı.

-Ah be aslanım...'dedi o tanıdık yufka yürekli haliyle.'Nereden geliyorsunuz siz?' Baybars umut dolu bakışlarını dayısından zorlukla çevirip abisine baktı. Yorgun oldukları öyle belliydi ki. Zaten saatte gece yarısını geçmişti. Muhtemelen babamın sesini duyup Nâre de inmişti salona. Gelip yanımda durdu. Kaş göz işaretiyle ne olduğunu soruyordu. Alt dudağımı ısırıp başımı sallamakla yetindim. Daha bizde anlamamıştık ki ne olduğunu.

-Sivas'tan geliyoruz abi. Saatlerdir yoldayız. Tek bir defa mola verdik, onda da ayarladığım imama nikah kıydırdık. '

Elleriyle yüzünü sıvazlayıp öfke dolu bir nefes üfledi Ertuğrul babam. İşlerin kontrolünden çıkıyor olması onu ziyadesiyle sinirlendiriyordu. Amine annem daha fazla sessiz kalamamıştı bu duruma. Zaten kızcağızın da hali perişandı. Babamın yanına gidip koluna dokundu.

-Saat gece yarısını geçti Ertuğrul. Gündüzün şerri akşamın hayrından yeğdir. Çocuklarda perişan. Bırakalım dinlesinler, sabah bakarız ne olacağına. 'dedi ince ses tonuyla. Baştan aşağı zarafet timsaliydi bu kadın. En fırtınalı anlarda bile bir cümlesiyle sütliman ediveriyordu ortalığı. Ve tabii Ertuğrul babamı... Babamın bakışları karısının gözlerine çevrildiğinde az evvelki ateş saçan bal harelerden eser yok gibiydi. Birkaç saniye durup pes etmiş gibi indirdi geniş omuzlarını. Dönüp Baybars'a baktı.

-Sabah konuşacağız. Dinlenin bakalım şimdi.'dedi kısık ama tok sesiyle. Başını çevirip tek kaşını havaya kaldırarak beyzâdeme baktı.'Mehmed olmadığı için sizin odanızda Baybars ile birlikte kalırsınız Bâyezid. Maysa da misafir odalarından birinde.'

Dediğiyle aynı anda düşmüştü beylerin yüzü. Baybars bey dini nikah kıydığı için ona ihtimam gösterileceğini sanmıştı herhalde. Yine de sessiz kalıp dayısına karşı çıkmamıştı. Ama beyzâdem açmıştı irice o zifiri gözlerini.

CÂNMÂNÂ - BİR ŞAKAYIK ÇİÇEĞİ MASALI 🎀  (tamamlandı)     MUÂŞAKA SERİSİ 🌿 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin