(multi : Nevâl ve Bâyezid )
Nevâl Çalaphan'dan ✨İnsan eninde sonunda korkularıyla yüzleşir, asla onsuz olamam dedikleriyle imtihan edilirdi. Evvela annem ve babam gitmişti bu dünyadan. Şimdi ise kızımı, canımın yongasını koparmak istiyorlardı kucağımdan... Ya Rabbi... Hikmetinden sual olunmazdı. Lakin bu aciz kulun çok yoruldu...
Bütün gözler bizim üzerimizdeydi şimdi. Ailem dediğim insanlar şaşkınlık içinde Beylem'in dediklerini dinliyor, bakışlar ikimiz arasında tenis topu gibi turluyordu. İlk hareketim elimi beyzâdemin avucundan usulca çekmek olmuştu. O kırgın, mecalsiz yanım annelik nişanıyla güç bulmuş, ateş saçan ejderhalara bile kafa tutacak kuvvetteydim. Hırsla birkaç adım atıp önünde durdum. Manidar bakışları elalarıma dikilmişti. İşaret parmağım tehditkar biçimde ona uzanırken hiç olmadığım kadar öfke doluydum.
-Zeynep benim kızım! Sana değil onu, kesip attığımız tırnağını vermem!'
Tıslar gibi duyulmuştu birbirine hırsla bastırdığım dişlerim ardından kurduğum cümle. Lafımı tamamlamış, ve vızıklayarak o yabancı bildiği kadının kucağından minik ellerini bana uzatmış kızımı atik bir hamle ile aldım kollarım arasına. Bana gelir gelmez alışık bir tavırla eşarbıma tutunmuş, diğer elini de sıkı sıkı boynuma sarmıştı. Onu benden ayırmaya gücü yeter miydi o iki şeytanın? Umursamaz tavırla gözlerini devirdi.
-Ben doğurdum onu. Dokuz ay ben taşıdım.'dedi sanki çok sıradan bir şey söylermiş gibi. Avuçlarım Zeynep'imin sırtına kapandı. Öyle sıkı tutmuştum ki göğsüme yaptığı baskı ile nefes alamamıştım.
-Şimdi mi aklına geldi anneliğin?' dedim sitemkar bir tavırla. Başımı iki yana öfke ile salladım. 'Doğurduğun an kucağına bile almadın! Açlıktan sabaha kadar ağladı da bir kere olsun emzirmeye yanaşmadın!' Hakkı yoktu... Asla ona annelik iddiasında bulunmaya hakkı yoktu. Dolgulu dudaklarını öne doğru uzatıp önce annesine sonra bana baktı.
-Psikolojim iyi değildi. Ama pişman oldum. Annem ve kızımla yeni bir hayat kurmak istiyorum kendime.'
Gülesim geliyordu... Yeni bir hayat ha? Babamın doğduğu evin içinde , annemin hatıraları üstünde, kalan miras ile tertemiz bir sayfa! Bir de benim kızımla! Aslında biliyordum derdini. Sırf holdingden hisse vermediğim için yapıyordu bunu bana. Hırsla sıktım dişlerimi.
-O benim kızım! Ben büyüttüm onu ben! Göğsümde uyuttum, karnını doyurdum. Onun için hayatımdan vazgeçtim ben!'dedim sesim yalının duvarlarında yankı bulurken. Pişman mıydım? Asla. Ona verdiğim evlat sevgisini Rabbim daha ilk saniyede koymuştu yüreğime. İstemsizce damladı gözyaşlarım yanaklarıma. Bize doğru bir adım attı.
-Teyzesi olarak gelip görebilirsin. Ama Zeynep bundan sonra benim, annesinin ve ananesinin yanında yaşayacak.'dedi ruhsuz biçimde. Vicdansız! Teyzesi değil annesiydim ben onun! Ben ona hiç bir zaman yeğen gözüyle bakmamıştım ki! Severken onu doğurmadığım aklıma bile gelmemişti. Evladımdı o benim... Bütün ailem büyük bir şok içinde bizi izlerken bir tek Muazzez'in çatılmıştı kaşları. Aileye en son o katılmış olmasına rağmen, ilk o kavramıştı olup biteni. Durduğu yerde hareketlenip birkaç adımda yanımızda bitti.
-Eeeeh!'dedi öfkeli bir tavırla. Gelip Beylem'in koluna sertçe dokundu.'Yeter mori usantırdın! Hem doğur at sokağa hemde analık edene dirsek göster!' Beylem'in ve annesinin yüzü görülmeye değerdi. Bu zamana kadar onlar ne kadar çirkefleşse de ne annemden ne benden karşılık bulamamış, ama şimdi Muazzez'in çıkışı ile afallamıştı. Kolunu elinden kurtarıp aşağılayan bir bakış attı eltime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CÂNMÂNÂ - BİR ŞAKAYIK ÇİÇEĞİ MASALI 🎀 (tamamlandı) MUÂŞAKA SERİSİ 🌿
SpiritualHayaller Zümrüdü Anka kuşunun rengarenk tüyler ile bezeli kuyruğuna tutunup, Kaf Dağı ardına uçmak gibiydi bazen. Benimde hayallerim vardı, en toz pembesinden... Anaokulu öğretmeni olmak istemiştim ben hep. Onlarca çocuğun annesinden sonra annesi ol...