~ 27. Bölüm ~

26K 1.8K 495
                                    

(multi :Nevâl ve Bâyezid )


🕯️'dan sonra özel sahneler mevcuttur dileyen son cümleye geçebilir 🖐🏻 geçmeyenlerden ricam multideki şarkıyla okumalarıdır 💕
(Rafet el roman - Yanımda kal)


Nevâl Çalaphan'dan ✨


Ayakkabımın altındaki çimenlere basıp, çiçekli eteğimin pilelerini sallandırırken adımlıyordum yalının bahçesinde. Güneş tam bahar vakti gibi vurmuş, şıkır şıkır olan gökyüzü ardı ardına gökkuşağı takınmıştı yakasına. Ben ise aynı tempoda yürümeye devam ediyordum. Lakin bahçenin bu yanına neden dış taraftan geldiğim hakkında en ufak bir fikrim dahi yoktu.

Sebep düşünmeyi öteleyip ellerimde duran elma şekerlerini yavrularıma götürmeye devam ettim. Çok geçmeden iki aslan parçası top peşinde koştururken girmişti görüş alanıma. Tebessümüm büyümüş, göğsümün orta yerinde bir hasret peyda olmuştu. Gözlerim annelik hissiyatıyla sızlarken elimi kaldırıp isimlerini seslenmiş, ve yamacıma çağırmıştım oğullarımı.

Beni gören can parçalarım neşeyle çığlık atmış, ve bana doğru koşmaya başlamışlardı. Biri babasının ve Ertuğrul dedesinin kopyası, biri ise tıpkı rahmetli babama benziyordu. Büyümüş, yedi yaşına gelmişlerdi ve gün geçtikçe daha fazla yer alıyorlardı kalbimin ortasında.

Güzel evlatlarım sonunda yanıma gelmiş, belime anne nidasıyla sarılıvermişlerdi. Bir an ellerindeki elma şekerleri çekmişti dikkatimi. Yarıları yenilmiş ağızlarının etrafı benimde her yiyişimde olduğu gibi kırmızı şekere bulanmıştı. Elimde kalakalan şekerler ile kırpıştırdım kirpiklerimi.

-Bebeğim... Benden istemiştiniz elma şekerlerini. Bunlarda nereden çıktı? 'dedim içinde bir miktar sitem barındıran sesimle. Babasının kopyası olan gece bakışlım büyük adam misali elini beline koyarak bana kısık gözlerle bakmıştı. Ağzındaki şekeri itinayla yuttuktan sonra kaldırdı gür kirpiklerini.

-Nida anne almış bizim için. 'dedi mağrur bir tonla. Yüzüm istemsizce buruştu. Nida anne dedikleri de kimdi acaba? Çocuklarım yerdeki toplarını alıp az evvel ki gibi oynamaya yönelmiş, ben ise hala garip bir düşünce halindeydim. Tam o esnada dönüp gitmekte olan yavrumun elinden tutup önünde diz çöktüm.

-Oğlum kim bu Nida anne? 'dedim meraklı bir tavırla. Evladım muzip bir tavırla gülmüş, sonra elini uzatıp kamelyayı işaret etmişti.

-Unuttun mu anne? O babamın karısı.' demişti dönüp koşmaya devam ederken. Beynimden vurulmuş gibi dönüp gösterdiği yöne bakmıştım. Bâyezid kamelyada yanındaki sarışın bir kadınla oturuyor, hattâ ziyadesiyle samimi bir tavırla kadının şişkin karnını okşuyordu.

Elimi hızla boğazıma götürdüm. Nefes... Nefes alamıyordum. Onu başkasıyla görmek canımdan can çıkar gibi yakmıştı içimi. O benim kcoamdı... Ama ben bir anlık öfkeyle boşanmıştım ondan... Hayır, hayır nasıl bırakırdım onu? Olamazdı bu... Olmamalıydı... Gözlerimden yaşlar denizler misali akarken elma şekerlerini bir yana fırlattım ve dizlerimin üzerine çökerek bağırdım.

CÂNMÂNÂ - BİR ŞAKAYIK ÇİÇEĞİ MASALI 🎀  (tamamlandı)     MUÂŞAKA SERİSİ 🌿 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin