39.Bölüm

805 38 7
                                    

İçimde yarım kalmış bir konuşmanın üzüntüsü vardı. -Sabahattin Ali-

Keyifli okumalar dilerim.
~~~
Güneşin yakıcı sıcaklığı sırtıma vurup bedenimi kavurturken mayıştığım için kafamı yana eğip gözlerimi kapattım.Bağdaş kurduğum bacağım çözülerek kıvrıldı.Uyku yavaş yavaş üzerime çöktüğünde, "Bu nasıl?"diyen Ece'nin sesiyle gözlerimi açmak durumunda kaldım.Telefonu yüzüme yaklaştırmış ekrandaki elbiseyi görüş açıma sokmuştu. "Kızım rahat bırak yengeni.Bu kaçıncı soruşun oldu sayamadım."

Ece bir annesine bir bana bakıp mahçupça telefonu geri çekti. "Daralttım seni de değil mi?"Dik dik baktım yüzüne. "O ne demek öyle?Tabi ki soracaksın."Bileğinden kavrayıp telefonu gözlerimin önüne getirdim.Ekrandaki siyah,mini elbise iddialı olması bir yana yaşına göre çok fazlaydı. "Biraz daha bakmaya devam et."Anlamış olmalı ki kafasını sallayıp telefonundan elbise arayışına devam etti.

Güneş gözlerimi kamaştırdığı için kolumu yüzüme siper ettim. "Gel yavrum,yer değiştirelim biz seninle."Alttan anneme bakıp başımı iki yana salladım. "Hatice haklı.Güneş geçer başına kızım."

"Şu anlık rahatım yerinde."Kolumu indirip Ece'ye doğru biraz daha kaydım.Selvi anne başını sallayıp çantasından çıkardığı tığ ve ipleri örtünün üzerine bıraktı. "Yeni bir model gördüm internetten.Çilek model lif yapmaya çalışacağım."Kaşlarımı kaldırıp, "Ya,"dedim meraklı sesimle. "Eminim çok güzel olur."Bana bakıp genişçe gülümsediğinde tombul yanaklarını sıkma isteği geldi içimden. "Bitince gösteririm.Eğer istersen senin olur güzel kızım."

Gülümseyerek başımı salladım. "Örneğini senden alınca ben de yapayım,"dedi annem.Ellerini dinlendirmek için ördüğü lifi bacağına bırakıp çayından içti. "Daha önce bu model yapmamıştım."Selvi anne kırmızı ipin kağıdını yırtıp tığı eline aldı. "İki güne kalmaz bitiririm.Çok uzun süreceğini sanmıyorum.O zaman alır yaparsın."Annem elini Selvi annenin dizine koyup, "Tamam,"dedi. "Görümcem internetten iğne oyası görmüş onu yapar mısın demişti.Bugün bu lifimi bitirip ardından iğne oyasını yaptığımda hemen endekine başlayacağım.Sabırsızlandım bak şimdi.En iyisi elimi hızlı tutayım ben."Annem lifini bitirmek için hızlandığında Selvi anne kahkaha atıp, "İlahi Hatice,sen insanı öldürürsün,"dedi.Onların bu haline gülümsedim.

"Bu nasıl?"Ece'nin dizime koyduğu telefonu elime alıp gece mavisi elbiseye baktım.Sırt dekoltesini görünce kulağına eğilip, "Emin misin?"diye fısıldadım. "Efe bu elbiseyi görürse ne der acaba?"Ben sırıtırken gözlerini devirdi. Annemlere dikkat edip sitemle söylendi. "Vallahi bıktım.Ne giysem karışıyor."Saçlarını karıştırıp telefonundan birkaç elbiseyi inceledim. "Eh zamanında ben de az çekmedim.Evlenince kurtuldum.Sen de alışsan iyi olur.Gerçi şimdi de Rüzgar çıktı başıma."

Omuzunu silkip, "Bana ne,"dedi. "Ben alışmayacağım, o bu duruma alışacak."Kıkırdayıp tekrar saçlarını karıştırdım.Kaşlarını çatıp homurdandı. "Bak sen Ece Hanım'a.Sözümü dinletirim diyorsun ha?O zaman odunumuzu yontmak senin eline kaldı."Elini göğsüne koyup hafif öne eğildi.

"O iş bende yengecim,sen hiç merak etme."

"Şüphem yok zaten."

Annem ikimize göz atıp, "Ne konuşuyorsunuz öyle fısır fısır?"dedi.Selvi annenin de gözleri bize kayınca Ece sırtıma parmağıyla baskı uyguladı. "Hiç.Öyle kız kıza konuşuyoruz işte."Hafif gülümseyen Selvi anne çayından içtiğine annem, "Bize de anlatın kızım,"dedi. "Merak ettim doğrusu."

"Önemsiz bir şeydi zaten teyzecim.Hem sen onu bunu boşver de şu aşağıdaki Ruşen teyzenin kızı var ya,hatırladın mı?"Annem lifini örmeyi bırakıp kısa bir an düşündü. "Evet evet, hatırladım.Ne olmuş ona?"Ece sırıtarak ayağa kalkıp annemin yanına geçtiğinde hemen koluna girdi.Bu kız kaleyi içinden fethetmiş.Annemin gözüne girmesi zekice.Gülümseyerek başımı iki yana salladım. "Aynı sınıfta okuduk.Okumayı bırakıp sevdiği oğlanla nişanlanmış diyorlar.Bu doğru mu yav?"

Huzurum Sensin KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin