26.Bölüm

1K 41 6
                                    


Medya:Işıklı anı çerçevemiz.

***

Kısık gözlerle Aslı ve Merve'ye bakarken ceketimin fermuarını çekip kollarımı göğsümde bağladım. "Dökülün çabuk.Kim söyledi?"Adeta ateş püsküren gözlerime bakan kızlar yutkundular.Merve ardı ardına çekirdek çitleyerek konuşmamayı sürdürürken,Aslı dolu ağzıyla Merve'ye baktı.İkisi arasında geçen mimikleri kontrol ettiğimde daha ağır basan tarafın Merve olduğunu anlayıp onun söylediğine bir kez daha emin oldum.

"Merve"Ağzındaki çekirdeğin kabuğunu yüzüme üflediğinde gözlerimi kapatıp, "Ya sabır!"dedim sakin olmaya çalışarak. "Sen mi söyledin?"Gözlerini büyütüp susmaya devam edince sorumu bir kez daha yeniledim. "Sen mi söyledin?!"

"Aaa!Yapar mıyım ben hiç öyle şeyler?"Kaşlarımı kaldırıp masaya doğru eğildim. "Gözlerin fıldır fıldır dönüyor.Ben suçluyum diyor adeta!"Telaşla Aslı'ya dönen Merve,onun hiçbir şeyi takmadan börek yemesine, "Zıkkım ye!"diyerek söylenip tekrar bana baktı. "Şey oldu."

"Ne oldu?"

"Şey işte"Omzunu silkip dudaklarını büktü.Sabırsız bir şekilde oflayıp, "Ney işte?"dedim. "Merve okuldan yeni geldim.Yeterince yorgunum,bir de sen üstüme gelme ne olursun.Dök şu ağzındaki baklayı!"Elleriyle gözlerini kapatıp bir çırpıda her şeyi söyledi. "Dersteydim.Pencereden dışarı bakarken arka bahçede seni ve Ali'yi gördüm.Bunları Rüzgar'a söylemek inan istemezdim ama ağzımdan kaçtı.Tutamadım Vallahi!"

"İyi b*k yedin!"

"Aslı sus,tıkınmana devam et sen!Zıkkım yiyesice!"

"Merve Vallahi çok pis döverim seni!"

"Gel de döv Aslı!Yiyorsa tabi!"İkisi arasındaki gerilim gittikçe artarken elimi masaya vurup bana dönmeleri sağladım. "Mahalleden gelen çocuklar olmasa Ali'yi öldürecekti!Sorumsuzluğun bedeline bak!"

"Hak etmese dövmezdi."Elimi alnıma vurup, "Ben kime ne anlatıyorum ki!"dedim.İşaret parmağımı yüzüne sallayıp gözlerimi kıstım. "Bir daha o ağzını kapalı tutacaksın Merve!"

"Kız nasıl olacak o?"

"Bilmem ben."

"Ama ben tutamam ki ya!Ben tutsam ağzım tutmuyor!"

"O ağzını dikerim senin!"Oflayarak göğsünde kollarını bağlayıp yan döndü. "Oh iyi ki de söylemişim.Bir daha olsa bir daha söylerim,hem bu sefer bile isteye.Dayak isteyene vurmak mübahtır."

"Merve!"Sandalyeden kalktığımda masadaki çantasını da alıp kaçmaya başladı. "Kız bağırma öyle.Ödümü patlattın borazan sesinle!"Gözden kaybolduğunda gülüp Aslı'ya baktım.Börek dolu tabağı eline alıp ayağa kalktı. "Hatice teyzemin de ellerine sağlık ya.Ben bunu götürüyorum.Artık yemeye de evde devam ederim."

Kahkaha atıp, "Bari tabağı bıraksaydın,"dedim. "Saklama kabına koyayım mı?"

"İstemez.Tabağı sonra getiririm ben."Gittiğinde başımı iki yana salladım.Bunlar bana sırayla mı geliyor ya?Tövbe Estağfirullah.Hava soğuk olduğu için hızlı davranarak içeriye girip Efe'nin odasının önüne geldim.Artık konuşmanın zamanı gelmişti.Bu tuhaf hallerini bir an önce öğrenmezsem kafayı yiyebilirdim.Kapıyı tıklatıp içeriye girdiğimde telefonla konuştuğu gördüm.Rahatsız olmasın diye ses çıkartmamaya özen gösterip yatağın kenarına oturdum.Nihayet telefon konuşması bitince arkaya doğru kendimi atıp rahat yatağın keyfini çıkardım. 

"Yatmak için mi geldin abla?"

"Efe senin bu yatağın var ya benimkinden bile oldukça rahat."

"Bunu söylemek için mi geldin?"

Huzurum Sensin KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin