Keyifli okumalar.
Yorgunluktan sızlayan ayaklarımı masanın altına uzatıp yoklama defterinin üstündeki çalışma kitabını önüme çektim.İşleyeceğimiz
bir sonraki konuya kısa bir göz attığımda az kalan süremizden dolayı kitabın kapağını kapatıp yerine koydum. " Yazmayanlarınız kaldıysa arkadaşınızdan alıp defterinize geçirin."Masanın uç tarafına elimi koyup ayağa kalkarken, " Hocam iki dakika lütfen. Bitiyor zaten.Teneffüste boşuna uğraşmak istemiyorum, "dedi, Meliha.Arka sıralara baktım.Göz göze gelince yavaşça doğrulup tahtanın önüne geçtim."Zaman kısıtlı,biliyorsunuz.O yüzden benim dediğimi yapın da birkaç soru çözelim."
Tahtayı silip soruları yazdıktan sonra sınıfa dönüp, "Hadi bakalım,"dedim motive vermek için.Onlar nasıl yorulduysa ben de öyleydim. Uykusuzluktan ayakta zor duruyor,ağrıyan ayaklarım ve bugün halsiz olduğumdan ders anlatmak işkence niyetine geçiyordu.Tahtayı görmeleri için kenara çekildim.En arka sıra,
duvar kenarında oturan Bahar'ın yanındaki boş yere oturduğumda soluk duran yüzünü bana çevirdi."İyi misin tatlım?"
Cevap vermeyip kafasını salladığında alnına elimi koyup ateşine baktım.Yoktu.Midesine eliyle baskı uyguladığını fark edince, "Emin misin?"diye sordum.Tekrar kafasını salladı.
"Yüzünü yıka gel istersen."
"Gerek yok hocam.Midem ağrıyor sadece."
"Sen öyle diyorsan.Kendini kötü hissedersen bana söyle,bir çaresine bakarız."
"Sağ olun hocam.Ama iyiyim,merak etmeyin. Sabah kahvaltı yapmadım o yüzden olmalı."
Ayağa kalkıp öğretmen masasına yürüdüm.
"Sabah kahvaltısı en önemli öğün,atlamayın çocuklar.Her neyse,çözdünüz mü bakalım?"
Hayır nidaları yükselirken gözlerimi devirip
kafamı iki yana salladım.Altı üstü dört soru var tahtada ve hiçte zor değiller. Test çözüp pekiştirmeleri önemliydi bu yüzden sık sık tekrarlıyordum bunu.Ama eve gidince test çözmediklerine adım kadar emindim.Sınav yaptığımda da zor soruyorsunuz diyorlar.Çalışmazsan tabi zor olur.
"Ön sıradan kontrol etmeye başlıyorum,"der demez zilin sesi duyulduğunda bir kez daha gözlerimi devirdim.Bu durum öğrencilerin hoşuna gittiği için keyiflerine diyecek yoktu.
"Ders bitti diye sevinmeyin.Hafta sonu bu konuyla alakalı yüz soru çözün,pazartesi bakacağım haberiniz olsun."
Çantamı elime aldığımda, "Allah rızası için yapmayın hocam,"dedi,Uygur. "Yazı yazdırın bu kadar koymaz bana."Yanında oturan Selim ise, "Öyle ölmem füze atsaydınız ya,"dedi.
Yüz soruya çok mu diyor bunlar?Zamanında testin başına geçip saatlerce çözerdim. Yalan yok,sıkılırdım ve hatta yorulurdum ama pes etmezdim.Çünkü istediğim hedefe ulaşmanın yolu oradan geçiyordu.Sanırım inek denilen öğrenci modellerindenmişim.Böyle anılmayı sevmesem de acı gerçek.
"İki yüz etmemi istemiyorsanız susmanızı öneririm."
Çık kesildiler.
Ben de öyle düşünmüştüm zaten.
Sınıfı boşalttıklarında sıraya başını koymuş Bahar'a göz atıp pencerenin önüne geçtim .
Bahçeye bakarken yine her zamanki olduğu gibi elim hareketlenerek karnıma dokundu.
Beşinci ayımızdaydık artık.Ona kavuşmama az kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Huzurum Sensin Kadın
Teen FictionÖylece karşıyı izlerken sessizlik aramızda hakimdi.Daha iki günlük tanıdığım adamla ne konuşabilirdim ki?Derin nefes alıp hırkanın omuz kısmından tutup çektim.Öne doğru uzatıp gözlerine minnetle baktım.Kimileri umursamazdı.Sadece kendini düşünürdü.O...