30.Bölüm

941 32 0
                                    

Kirpiklerim titreşerek aralandığında buğulu gözlerimi kapatıp tekrar açtım.Sokulduğum tenin sıcaklığı çıplak tenimi ısıtıyordu.Mahmur bir ifadeyle mırıldanıp kafamı hafif kaldırdığımda belimden uzanarak kalçama doğru inen el tekrar belime çıkıp beni kendine çekti.Bu temasla göğüslerim Rüzgar'ın göğsüne çarparken dün gecenin anıları aklıma üşüştü.Alt dudağımı dişlerimin arasına alıp hissettiğim garip utancı yenmeye çalıştım.

Birkaç dakika hareketsizce uyanmasını bekledim.Çünkü yüzünden anladığım kadarıyla en az benim kadar huzurlu bir uyku çekiyordu.Kalkmalı mıydım şu an bilmiyorum.Ya da uyanmasını mı beklemeliydim?

Belindeki elimi çıplak sırtına getirip kuruyan dudaklarımı yaladım.Yorgunluktan her bir hücrem sızlıyordu sanki.Hafif aşağı kayıp, boyun boşluğuma dudaklarını sürtüp, olabilecekmiş gibi biraz daha çekti beni kendine.Garip hissediyordum.Bunca yıllık hayatım boyunca güne hep tek uyanan ben bundan sonra sevdiğim adamın varlığıyla gözlerimi açacaktım.Bacağının üzerine kıvrılan bacağımı çektiğimde tenimi dişleri arasına alıp ısırdı.

Boğuk bir inlemeyle mırıldanarak dişlerini çekmesi için omzuna hafif vurduğumda üst bedenini doğrultup yüzüme baktı tebessümle.Elimle göğüslerimden sıyrılmak üzere olan çarşafı tutup, "Günaydın,"diye fısıldadım.Yastığa dağılan saçlarımda,şişen dudaklarımda gezindi gözleri.Kısılan gözleri yüzümün her ayrıntısına değiniyordu.Çarşafı tutan elimi kirli sakalına bastırıp hafifçe okşadım."Günaydın."Hafif daha doğrulup alnıma dudaklarını bastırdığında göğüslerimde duran çarşaf aşağı doğru kaydı.Bunu hissetmiş olmalı ki kaskatı kesildi bedeni.Kendini geri çeker çekmez çarşafı tekrardan göğüslerime kadar çektim.Bu halde görmese olmuyor muydu?O kendine has kahkahası odayı doldurunca elimle koluna vurdum.

"Gülme!"

"Saklama kendini benden güzelim.Her bir zerreni aklıma kazıdım ben."

Gülümsemesi yavaş yavaş kayboldu.Bir süre bende gezindi gözleri.
Aşağı yukarı hareket eden adem elmasından yutkunduğunu anladım.
Boyun boşluğuma sürtünen dudaklarını göğüs oluğuma kadar ilerletti.İçine derin bir nefes çektiğinde, "Kalkmalıyız,"dedim titreyen sesimle.İyice aşağı kayan çarşafı çekmek isteyince bileğimden tutup dudaklarıma yapıştı.Boğuk bir inlemeyle karşılık verip iki yanda duran kollarımı beline sardığımda ağırlığını bana vermeden üstüme çıktı.Aşırı derecede aç olan midem isyan bayrağını çekiyordu artık.Çekilmesi için dudaklarımı dudaklarından ayırdım.

"Kalkmalıyız."

"Olmaz,"dedi hâlâ dudaklarıma istekle bakarken. "Acıktım Rüzgar."Dudaklarını yalayıp, "Sonra yesen olmaz mı?"dedi istediğini alamayan çocuklar gibi.Gülmemi bastırmak için dudaklarımı ısırdım.Omzuma öpücük kondurduğunda, "Bilmem,sence?"dedim edalı bir sesle. "Bence,"dedi işaret parmağı kolumda boylu boyunca gezerken. "Ben biraz daha sana doyayım.Zira ömür boyu doyamayacağım."Ve bir kez daha kapandı dudaklarıma.

***

Kısa,beyaz bornozumun önünü düzeltip gardırobun içinden ne giysem diye bakınırken,belindeki havluyla yatağın kenarına oturmuş bana bakan Rüzgar'a dönüp, "Ne?"dedim gülümseyerek. "Neden öyle bakıyorsun?"

"Karım değil misin?Bakarım,"dedi,ayağa kalkıp bana yaklaşırken.Otuz iki diş sırıtan haline bakıp başımı iki yana sallarken rast gele bir elbise seçip elime aldım.O sıra Rüzgar'da kendine kıyafet seçip elini belindeki havluya getirdiğinde giyineceğini anlayıp elimi enseme koydum ve gözlerimi yere çevirdim.Gülüp,beni utandırmamak için daha fazla bir şey demedi.Bu yüzden rahat bir nefes verdim. "Giyinmeyecek misin?"Dudağımı ısırıp gözlerimi gözlerine çevirdim. "Giyineceğim."

Huzurum Sensin KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin