46.Bölüm

625 28 8
                                    

1 Hafta Sonra

Keyifli okumalar.

Kaç gündür olduğu gibi gördüğüm kabuslar yine uyutmamıştı beni.Avuç içimde sıktığım çarşafı serbest bırakıp geriye doğru kaydım. Sırtım yatağın başlığına yaslandığında yine korkmuş bir şekilde uyanmanın etkisi etrafa korkarak bakmamı sağlıyordu.Komidindeki sürahiyi titreyen elimle kavramaya çalıştım. Elime aldığımda bardağa kolum değdiği için ne kadar istemesemde yere düşmüştü.Çıkan gürültü Rüzgar'ı  uykusundan uyandırırken
gözyaşlarım sicim sicim boşalmaya başladı. Bir hışımla beni kolları arasına alıp başıma öpücük kondurdu.

"İyi misin?"

Avuç içlerimi yatağa bastırdım.

"Herkese zarar veriyorum.Dokunduğum ne varsa tuzla buz oluyor.Neden?Neden böyle oluyor Rüzgar?"

Küçük bir çocuk gibi içimi çeke çeke ağlarken eğdiği kafamı kaldırıp yanaklarımı avuçladı. Gözleri dolu,bir haftadır kabullenemediği bu
halime endişeleniyordu.

"Biliyorum,her şey üst üste geldi.Yıprandık be güzelim.Ama yapma böyle, bırakma kendini. Oğlumuzun annesine ihtiyacı var.Geçti artık. Bitti.Bir daha üzülmemen için elimden gelen ne varsa yapacağım."

Yanaklarımı sildi.Burnumu çekip dizlerimi kendine çektim.

"Hep dedim;bu son,bitti,diye.Her defasında umutlarım yıkıldı.Yaşadıklarım omuzlarıma dünyanın yükü gibi geliyor.Taşıyamıyorum. Altında kalıyorum ben."

Çenemi kaldırıp dudaklarımı öptü.

"Bırak bana yükünü.Bir haftadır gülmeyen yüzün gülsün diye her şeyimi feda ederim. İstersen gidelim buralardan, tüm bu kötü anıları geride bırakalım, ister misin ha?"

Yeni bir hayat,yeni bir başlangıç belki bize
iyi gelebilirdi.Ama bilmiyorum,bu öylesine aniden verilebilecek bir karar değildi benim için.Sevdiklerimi gerimde bırakarak gitsem onlarsız bir hayat beni mutlu eder miydi?

Sanmıyorum.

"Bilmiyorum...Sadece bu daireden taşınalım Rüzgar.Burası bana iyi şeyler hatırlatmıyor artık.Kendimi daha da kötü hissediyorum."

Alnımı öptü.

"Yeter ki sen iste.Hemen yarın araştırmaya başlıyorum."

Yatağa uzanıp başımı göğsüne çekti.Kolumu beline sarıp gözlerimi kapattım.Karnımın el verdiği kadarıyla biraz daha yaklaştım ona.
Eli saçımda dolaşıyordu usulca.İç çeke çeke huzursuz bir uykuya bıraktım kendimi.

~~~

Başımı cama dayamış gelip geçen insanlara, akıp giden yola öylece bakıyordum.Kendimi iyi hissetmediğimde ya da dalgın olduğumda hep yaparım bunu.Aslında kafam bambaşka yerlerde olur,ne kadar izliyor olsamda.Kendi kabuğuma çekilmiştim yine.Konuşmak veya bir şey yapmak gelmiyor içimden.Her şeyin üstünde çektiğim vicdan azabı yetiyor bana zaten.

Başımı yastığa koyunca uyutmuyor.

O vurulduğu an kabuslarım oluyor.

Güldürmüyor.

Süründürüyor sanki.

Kendini bana siper ettiği o an bir şerit gibi geçiyor gözümün önünden.Unutamam ki! Nasıl unutayım?Nasıl hiçbir şey olmamış
gibi devam edeyim?

Ölümden döndü!Benim yüzümden karısına doyamadan ve daha doğmamış bebeğinin yüzünü göremeden ölebilirdi!

Araba durdu.Önümüzdeki binaya göz atıp aşağı indim.Hiç duraksamadan içeri girip Rüzgar'ın yanından ilerledim ikinci kata .

Rüzgar zile basıp gerilediğinde Begüm açtı kapıyı.Bizi görünce yorgun bir tebessümle içeriye buyur etti.Bağırıp çağırmasını,beni suçlamasını bekledim hep.Ama olmadı.Bir kere bile ağzını açıp ters bir şey söylemedi.
Aksine 'elinde olmayan,psikopat bir herif yüzünden seni suçlayamam.Şu an ölümle burun buruna içeride.Canım yanıyor ama bunun da suçlusu sen değil,o iki adamdır' dedi.

Oysa başkası olsa vereceği tepkiyi az çok kestirebiliyorum.

Onun en iyi ben anlayabilirim.Bir zamanlar ben de sevdiğim adamı ölümün kollarından
çekip almıştım.Nasıl hissettirdiği ise ortada.

Neyse ki o adamlar hak ettikleri yerdeler!Bu bizim içimizi bir nebze olsun rahatlatıyor.

Bizi gören Ali,uzandığı kanepeden doğrulup, "Hoş geldiniz,"dediğinde, "Hoş bulduk,"dedi, Rüzgar. "Rahatını bozma Ali."Tebessüm etti.
"Sorun yok."Rahat etsin diye arkasına yastık koyan Begüm, "Çay getireyim ben,"dedi.

"Zahmet etme lütfen."

"Olur mu öyle şey Rüya?Hem ilk defa evime geliyorsunuz çay içmeden asla göndermem."

Hastaneden dün taburcu olmuştu.Bu süre zarfında sürekli hastanede olsak da bugün
ev ziyaretine de gelelim istemiştik .Sadece
beni değil oğlumuzu da kurtarmıştı.İkimiz
de fazlasıyla minnettardık ona.Ama keşke
bu korkunç durumla baş başa gelmeseydik. Onun da canı yanmazdı hem.

Ağrısı olmalı ki belli etmemeye çalışıyordu. Çantamı Rüzgar'la aramdaki kısa aralığa koyduğumda, "İyi misin?"diye sordu Rüzgar.
"İyiyim."Eskiden Ali'yi görmeye tahammülü yoktu ama şimdi bizim canımızı kurtardığı için daha farklı yaklaşıyordu Ali'ye.Bundan sonra onu da bir kardeşi olarak gördüğünü biliyordum.

"Lütfen uzanır mısın Ali?Belli ki ağrın var."

"Merak etme,iyiyim ben Rüya."

İçim rahat etmeyince üsteledim.

"Rica ediyorum,uzan lütfen."

Hasta ziyaretinin kısası makbul olduğu için bir müddet daha oturup ayaklandık.Binadan
çıktığımızda içim biraz daha rahattı.Günden güne toparlıyordu kendini.

~~~
Finale adım adım.

İki ya da üç bölüm sonra olacak.

Huzurum Sensin KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin