47.Bölüm

705 38 9
                                    

Keyifli okumalar.

Bir şeye kavuşmak ya da yolun sonunda seni bekleyen o şeye ulaşabilmek için gün sayarız. Bazen seneler,aylar,bazen de günler olur bu yol.

Yol uzunsa,zamanın akışına bırakırsın.Nasıl olsa gelecek o gün der beklersin sabırla.

Yol kısa olunca da her an sabırsızlığın artar. Çünkü tamamlaman gereken yolun çoğunu tamamlamışsın sen.Heyecanlı bir bekleyişin eşiğinde, kavuşacağın güzelliğin hayaliyle avutursun kendini.

Sayılı gün çabuk geçer derler oysa ki.

Geçmiyor.

En azından benim için.

Kademe kademe atladığımız bu yolun çoğu gitti azı kaldı.Dokuz ay boyunca sabır edip şimdi ise edememek sadece ona bir an önce kavuşmak istememden sebep.O huzur dolu kokuyu içime çekmek istiyorum.O küçücük bedenini  sarmalayıp göğsüme hapsetmek istiyorum.

Ah bunun düşüncesi,gözlerimin önüne gelen hayali bile o kadar güzel ki...

Küçük bir iç çekişle beraber oldukça şiş olan karnımı okşarken üzerimdekini sıyırıp avuç içimi tenime sürttüm.

"Bugün fazla haraketliyiz küçük bey.Anneyi yoruyorsun ama."

Sanki anlamış gibi karnıma tekme atınca iki büklüm kaldım.Bu acıtmıştı işte.

"Sinirlenme oğlum.Şaka yaptım ben."

Dudaklarım arasından nefesimi bırakıp geri kanepeye oturdum.Haraketleri yavaşlarken saçımdaki bandanayı düzeltip gülümsedim.

"Hemen de sinirlen.Babanın küçük ekürisi mi olacaksın sen?Her özelliğini al da bunu alma be annecim."

Ellerimi iki yandan sabitleyip boynumu sağa sola yatırdım.

"Aramızda kalsın ama.Babana ispiyonlamak yok."

Öne doğru kayıp alt dudağımı dişlediğimde ağrıyan belim yüzünden yüzüm buruştu.Ah
bu ağrı!Kaç uykusuz gece geçirtti bana kim bilir.Ayakta da olsam,otursam da sonuç bu. Gerçi on adım atsam nefes nefese kaldığım gerçeği de var.Bunun üstüne gün sonu şişen ayaklarımı söylemiyorum bile.

İlk aylarıma nazaran zor geçiyor benim için. O iyi olsun da çektiğim sıkıntılar umurumda bile değil.

"Anne oğul beni mi çekiştiriyorsunuz siz?"

Kapının pervazına elini yaslamış parlayan gözlerle,içimi ısıtan sıcacık gülümsemesiyle bakıyordu gözlerimin içine.Elindeki meyve tabağına gözlerim ilişince tebessüm ettim. Şüphesiz böyle bir eşe sahip olduğum için
çok şanslıydım.Hemen geliyorum demişti
ama meyve getirmeye gitmiş.Asla ağzımı
boş bırakmıyor zaten.

"Tüh.Yakalandık sanırım."

Dudaklarını ıslatıp kaşlarını kaldırdı.Ama hayır ya.Sıcak bastı.Alev aldı buralar bir anda.Elimi ensem boyunca gezdirdiğimde,
"Bak sen,"dedi.Yutkundum. "Demek öyle."
Alnımı öpüp geri çekildikten hemen sonra dilimlenmiş olan elmadan uzattı ağzıma.
Ben elmayı çiğnerken yaklaşıp yanağımı elinin tersiyle okşadı.

Huzurum Sensin KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin