25.Bölüm

1K 46 0
                                    

Elimdeki fincanı ağır ağır dudaklarıma yaklaştırırken kısılan gözlerimi anneme çevirip kahvemden bir yudum aldım.Pratik bir şekilde ördüğü atkıyı ellerini dinlendirmek için dizlerinin üstüne bıraktığında gözleri bana çevrildi.Gayet normal bir şekilde baksamda istediğim asıl şeyin ne olduğunu bildiği için kafasını iki yana salladı.Dudaklarımı kıpırdatarak, "Lütfen,"dediğimde gözlerini büyütüp bakışlarıyla babamı gösterdi.Gazeteyi katlayıp sehpanın üstüne bırakan babam bana ve anneme kısa bir göz attı. "Ne oluyor?"Ensemi kaşıyıp boğazım gıcıklanmış gibi öksürdüm. "Yok bir şey Erhan.Ben sana çay doldurayım."

"Öyle olsun bakalım.Kızım sen bir şey olmadığına emin misin?"Yanağımın içini ısırıp kafamı aşağı yukarı salladım. "Eminim baba."Annem çay bardağını babama uzatıp geri yerine oturduğunda, "Rüzgar nasıl?"diyen babama kısık sesle, "İyi,"dedim.Utancımdan kafamı kaldıramıyorum.Böyle öğrenmelerini asla istemezdim ama olan olmuştu bir kere."Kaldır kafanı kızım."Ellerimin arasında duran fincanı sehpaya bırakıp babama baktım.Hafif tebessüm edip, "Utanma kızım,biz de bu yollardan geçtik,"dedi. "Ama ne yalan söyleyeyim senden duymak isterdim."Mahçupça kafamı eğdim. "Anlatacaktım baba.Sizi karşıma alıp konuşmayı planlarken Rüzgar,"

Devamını getiremeyip sustuğumda babam ayağa kalkıp yanıma geldi.Elini omzuma koyup saçımın üstünü öptü. "Anlıyorum ben seni kızım.Sıkma canını,asla da kendini mahçup hissetme.Unutma;aldığın her kararın seni üzmediğini bildiğim taktirde arkandayım."

"Sağ ol baba."Yanağımı okşayıp anneme döndü. "Hasan'la buluşacaktık Hatice.Dışarıca birkaç işimiz var onu halledeceğiz.Geç gelirim ben."

"Tamam Erhan."Babam odadan çıkınca iç çekip anneme doğru bedenimi döndürdüm. "Bir saatliğine gitsek olur mu anne?"Burnundan nefes verip bu halime güldü. "Ah kızım ah.Sürekli gider olduk Selvi'ye.Vallahi ayıp oluyor.Sana da kıyamadığımdan oluyor hep."

"Belki ağrısı vardır anne.Ne bileyim bir şeye ihtiyacı varsa ben yardımcı olurum."Yandan yandan bakıp, "Tövbe Estağfirullah,"diyerek güldü. "Kızım neye ihtiyacı varsa Selvi yardım eder."

"Anne,lütfen."

"Kendin gitsene kızım."

"Selvi teyzeden utanıyorum.Sürekli bıyık altı sırıtıyor bana.Hasan amca da öyle."Somurttuğum için kahkaha atıp ayağa kalktı. "Tamam,kalk hadi."Sevinçle ayağa kalktığımda işaret parmağını yüzüme sallayıp, "Sadece yarım saat,"dedi.Hızlıca kafamı salladım.Selvi teyzenin evinin önüne geldiğimizde annem zile bastı.Hava soğuk olduğu için kollarımı göğsümde birleştirdim.Ece birbirine girmiş saçları,dizine kadar sıyrılan pijamasıyla kapıyı açtı.Baştan aşağı süzüp kahkaha attım.Annem de gülmemek için büyük bir çaba sarfederken Ece sinirle yüzünü buruşturup, "Bari sen yapma Hatice teyze,"dedi. "Hem bir kere bu benim ev halim.Depresyona girdim.İçeriye girsenize lütfen."

"Selvi yok mu kızım?"

"Annem halama gitti.Birazdan gelirim demişti ama hâlâ yok."Annem elini kafasına hafif vurup, "Benim ocakta yemeğim kaldı.Ay olacak iş mi bu şimdi?Ben gideyim kızım,yemeğin altı tutar falan eder," diyerek eve doğru hızlı adamlarla gitti.Ah anne ah.Selvi teyze yok ya burada kalman için de bir sebep yok tabi.Ece sırıtıp içeri girdiğinde arkasından ben de girdim. "Sen sormadan ben söyleyeyim bir tanecik yengem.Abimin ağrısı yok.Odasında da tosun gibi uyuyor maşallah."

"Anladım.Zaten beş dakika görüp gideceğim."Basamakları çıkarken, "Şey,"diyen Ece'yle birlikte adımlarım durdu. "Efe nerede?"Dudaklarımı yalayıp sırıttım. "Neden sordun?"Köşeye sıkıştırdığım için utana sıkıla bir şeyler gevelerken bir anda aydınlanmış gibi gözleri kısıldı.Kaşlarımı hafif çattığımda bu sefer de o sırıtıyordu. "Yenge abimin odasına çıksana artık.Belki rüyasında seni görüyordur."

Huzurum Sensin KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin