5.Bölüm

1.7K 81 5
                                    

Kanepede sağ bacağımı sol bacağımın altına almış telefonumla ilgileniyordum.Sosyal medya hesabımda gezerken bir yandan da Efe'nin değiştirdiği kanallara bakıyordum. Sürekli değiştiriyor bir kanalda durmak bilmiyordu.Üstelik televizyonun sesini neredeyse sona dayayıp kulaklarımın zarını patlatmıştı.Elimle hemen yanımdaki kırlenti kavrayıp Efe'nin kafasına fırlattım. "Ne oluyor?"

"Ebenin körü oluyor ablacım!Şunun sesini kıs ve doğru düzgün bir kanalda dur."

"İzleyecek bir şey yok."

"O zaman kapat!"

"Of tamam!"Televizyonu kapatıp odadan çıktı.Telefonuma gelen bildirim sesini duyunca gözlerim ekrana kaydı.

Rüzgar Bulut sizi takip etmek istiyor.

Komşumuzken,üstelik aynı okulda çalışıyorken kabul etmemek olmazdı sanırım.İsteği kabul edip geri takip gönderdiğimde anında kabul etmesi şaşırtmıştı beni.En son attığı fotoğrafa göz gezdirdim.Uzun süre incelediğimi fark edince kendime sinirlenip ayağa kalktım.

"Ne oluyor bana ya?"

"Kendi kendine ne konuşuyorsun kızım?"Annemin sesiyle sıçrayıp elimi damağıma koydum."Korkuttun beni anne."

"Kızım marketten alınması gereken şeyler var.Bir koşu gidip alsan olur mu?"

"Tamam.Giderim şimdi."Mutfağın eksiklerini yazdığı kağıdı ve bir miktar parayı uzattı.Elime alıp evden çıktım.Ensemi yakan saçlarımı omuzumda topladığım sırada Efe'nin sesini duydum. "Abla gelirken çerez getirmeyi unutma."Pencereden kafasını uzatmış bana bakıyordu.Kafamı salladım.Bahçeden çıktığımda Ece'yi ve onun yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim bir kız gördüm."Merhaba Rüya abla,nasılsın?"

"İyiyim canım,sen nasılsın görüşmeyeli?"

"İyi diyelim iyi olsun."Burnumdan nefes verip güldüm. "Anlıyorum.Benim acelem var.Görüşürüz canım."

"Ben seni tutmayayım.Git sen Rüya abla.Görüşürüz."

Aceleci adımlarla markete geldiğimde vakit kaybetmeden reyonların arasını turlamaya başladım.Kağıtta yazılı olanları market arabasına koyup,Ege'nin istediklerini almak için çerez reyonuna geldim.İki paket çerez,birkaç tane çikolatayı da arabaya koyup vakit kaybetmeden sürdüm.Sanırım bitmişti.Bu küçük kağıtta bu kadar malzemenin ismi nasıl yazılı ya?Arabamla gelmediğim için nasıl taşıyacağım bilmiyorum.Dinlene dinlene götürmekten başka çarem yok.Evle market arası da çok sayılmaz zaten.Kasiyerin yanına gelip malzemeleri çıkardım.Poşetleri elime alıp ücretini ödedim.Ah anne!Bari uyarsaydın kızım çok diye!Hiç değilse arabamla gelirdim.

Yavaş adımlarla eve doğru giderken duyduğum sesle beraber poşetleri yere bıraktım.

"Rüya"Parmak boğumlarım kızarmıştı.Elimi ovalarken Rüzgar yanıma hızlı adımlarla gelip tüm poşetleri eline aldı."Rüzgar ne yapıyorsun?Bırak lütfen."Kaşları çatık konuştu. "Bunca şeyi nasıl taşıyacaksın sen?Arabanla neden gelmedin ki?"Niye kızıyor şimdi bu bana?Allah Allah!Elindeki poşetleri almak isteyince geriye çekildi. "Ben taşırım eve kadar."

"Ağırlar zaten.Yorulma boşuna oraya kadar.Ver ben taşırım."

"Nasıl taşımayı düşünüyorsun acaba?"İma dolu,alaylı cümlesi sinirlerimi germişti.Poşetlerin kulpundan tutup hızla kendime çektim. "Bunlar benim olduğuna göre taşıması da bana düşer!"Yanından geçip yürümeye başladığımda, "Allah benim belamı versin," diye mırıldandığını duydum.İki dakikada tüm enerjimi yok etti manyak herif!Hayır sana ne benim taşıyıp taşıyamamamdan?!

Bir anda önüme geçip iki adım geriledi.İki elini de havaya kaldırıp dudaklarını birbirine bastırdı. "Kusura bakma.Kırdıysam seni, özür dilerim."Kaşlarımı çatıp geçmek istedim ama tabi ki olumlu sonuç alamadım. "Lütfen ver ben taşıyayım.İnan böyle içim rahat etmeyecek."

"Gerek yok.Ben taşıyabilirim!"

"Biliyorum,taşıyabilirsin.Sadece yardımcı olmak istiyorum.Komşuluk görevi gibi düşün bunu."Gülmek istemesemde kendimi tutamamıştım. "Komşuluk görevi mi?"Elimdeki poşetleri aldı. "Evet.Komşuluk görevinin en başında genç bir hanımefendiye yardım etmek gelir."

"Niye?Sen her genç hanımefendiye yardım mı ediyorsun?"Bu düşünce niye benim canımı sıkmıştı? "Hayır,sen istisnasın."Yan yana yürürken kurduğu cümleyle durmak zorunda kaldım.O az önce ne dedi öyle?Şaşkın bakışlarla ona baktığımda gözlerimin içine baktı. "Nasıl yani?"

"Aynı okulda çalışıyoruz sonuçta."

"Teşekkür ederim ama ben kendi kendime yeterim."

Bir şey demedi.Sustu sadece.Sessiz bir yolculuğun sonunda eve geldik.Minnetle gözlerine bakıp poşetleri elinden aldım. "Sağ ol."Sıcak bir gülümsemeyle baktı yüzüme. "Ne demek,her zaman yardımcı olurum."Ben gitmiyordum o da gitmiyordu.Öylece duruyorduk mahallenin tam ortasında. Gözlerim Rüzgar'ın evinin penceresine kaydığında,perdeyle yüzünün yarısını kapatıp gizlendiğini düşünen Selvi teyzeyi fark ettim.Beni görünce aniden kayboldu oradan. Sıkıntılı bir nefes verdim.

"Hoşça kal."

"Hoşça kal."

Sanırım Rüzgar'la arama mesafe koymam gerekiyor.

Huzurum Sensin KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin