Asla kesin konuşmamak gerekir bu hayatta.Olmaz dediğimiz ne varsa olur,bitmez dediğimiz ne varsa biter.Biz kendimizi imkansıza inandırırken,kader ağlarını ilmek ilmek etrafımıza örüp,çepeçevre sarar hayatımızı.
Kitabın son sayfasını okuyup,eğilmekten tutulan boynumu sağa sola oynattım.Kollarımı havaya kaldırıp esnedim.Duvardaki saate göz attığımda on bire geldiğini gördüm.Üç saattir okuyordum ve gözlerim yorgun düşmüş durumdaydı.Üstüme uygun bir şeyler giyip odadan çıktım.Gözümü ovuşturarak oturma odasına bir adım attığımda,kuzenim olan Gökay abimi görünce şaşkınlıktan açılan ağzımla birlikte elim boşluğa düştü.Doğru mu görüyorum diye gözlerimi ovuşturup tekrar baktım.Gülümseyerek ayağa kalkıp yanıma yaklaşan Gökay abime ilginç bir şey görmüş gibi bakıyordum. "Nasıl bakıyorsun abim öyle?"
"Sanırım rüya görüyorum."Beni kendine çekip sarıldı. "Özlemişim ama."Ellerimi sırtına koydum.Geri çekilip yerine oturdu. "Kızım otursana hadi."Anneme başımı sallayıp Gökay abimin yanına oturdum.Elimi yumruk yapıp dizine vurdum.Anında inleyip dizini ovuşturdu.
"Niye daha sık gelmiyorsun?!"
"Ben de gelmek istiyorum abim ama iş güç işte."
"Bu geçerli bir sebep olmasa burnundan getirirdim."
"Bilmez miyim hiç."
"Teyzemler nasıl?"
"İyiler.En yakın zamanda geleceklerini söylediler."
"Sevindim.Abi senin yolun nasıl düştü buraya?"
"Biraz işlerim vardı ama hallettim şükür.Sizi görmeden gitmek istemedim.Biraz sonra gideceğim."Yüzüme yansıyan hüzünle dudağımı ısırdım. "Biraz daha kalsaydın."Elini omzuma atıp kendine çekti beni. "Söz veriyorum kısa bir süre sonra tekrar geleceğim. Siz de gelin olur mu?"Başımı salladım.Gökay abim mimardı.İşinde o kadar başarılıydı ki bu anlamda hayrandım ona.Otuz yaşında olsa da asla yaşını göstermiyordu. Annem önümüze koyduğu zigonun üstüne çaylarımızı bıraktı. "Keşke geleceğini önceden haber verseydin oğlum.Bir şeyler hazırlardım. Böyle kuru kuru olmaz ki şimdi."Gökay abim eğilip çayını eline aldı. "Sıkma canını teyze.Söz sonra telafi edeceğim."
"Tamam o zaman oğlum."Çayımdan bir yudum alıp sırıtarak Gökay abime baktım. "Yine neler geçiyor o aklından senin?"Hemen de anla.Hiç şaşırmadım doğrusu. "Hiç."
"Söyle söyle.İçinde kalacağına bir avazda söyle kurtul."
"Hayatında birisi var mı?Ben artık senin düğününü görmek istiyorum."Göz kırpıp çayını içti.Gözlerim şaşkınlıkla büyüdü.Var mıydı yani? "Yoksa benden habersiz düğün mü edecektin?"
"He abim edecektim.Hatta ettim bile.Bir yaşında çocuğum da var.Ya sabır."
"Anlatsana biraz.Kim bu kız?Neyin nesi?"Anneme çaktırmadan kaş göz işareti yaptı.Gülümseyip başımı salladım.Annem anlamış olacak ki mutfakta işi olduğunu söyleyip yanımızdan ayrıldı.Anlatması için yönümü Gökay abime çevirdim. "O da Mimar.Tanışma hikayemiz uzun.Sonra anlatırım."
"Anlıyorum...Peki ciddi misiniz?"Gözleri elinde tuttuğu bardakta oyalanırken sıcak bir gülümseme oluştu dudaklarında.Bunca yıldır Gökay abimi tanıdıysam,adım gibi emindim o kızı sevdiğine. "Evlenme teklifi edeceğim."Elim şaşkınlıktan ağzıma kapandığında,kocaman açılmış gözlerimle yüzüne baktım. "Abi inan ki çok sevindim.Hakkınızda hayırlısı olsun."
"Sağ ol abim.Soruları hep sen soruyorsun ama.Biraz da ben sorayım."Lütfen tahmin ettiğim şeyi sorma. "Sen de ne var ne yok?Bilirsin sen benim kardeşim sayılırsın ben de senin abin.Anlatırsan dinlerim."Ben kendimi çözemez oldum.Kendime sorduğum soruların cevabını alamazken,sana ne anlatabilirim? "Anlaşılan birisi var.Doğru mu anladım?" Gözlerim hızla Gökay abime kaydı. "Öyle biri yok."Omzumu sıvazlayıp ayağa kalktı. "Ne yalan söyleyeyim ben anlattım,senin de anlatmanı isterdim.Neyse,boş verelim bu konuyu."
"Abi inan bana hayatımda birisi olsa sana söylerdim."
"Biliyorum,bilmez miyim?Şaka yaptım sadece.Ben gideyim artık.Kendine iyi bak olur mu?"
"Sen de."Dış kapıya geçirdiğimde annem de yanımıza geldi. "Efe ve enişteme selam söyleyin."Annem dolu gözleriyle Gökay abime sarıldı. "Yine gel oğlum."
"Yapma ama böyle sultanım.Ağlarsan nasıl giderim?"Annem geri çekilip dolu gözlerini sildi. "Tamam tamam.Ağlamayacağım."Annem geri çekildiğinde abime ben sarıldım. "Yavaş kız.Boğulacağım senin yüzünden."Gülüp sırtına vurdum. "Ölmezsin merak etme.Düğün davetiyesini ilk bana vereceksin.Söz mü?"Geri çekilip karizmatik bir göz kırptı. "Tamam."
"Kendine iyi bak teyzem."
"Sende oğlum."
Gökay abim bahçeden çıkıp giderken hüzünlü gözlerim karşıya kaydı.Balkon korkuluğuna ellerini dayamış,sinirli gözleriyle ve kasılan çenesiyle buraya bakan Rüzgar'ı gördüm.Gözlerime son bir kez bakıp içeri girdi. "Kızım geçsene içeriye."
"Sen geç anne,geliyorum ben."Neden kendimi Rüzgar'a açıklama gereğinde bulunmak istiyorum?Yanlış anlaşılmıştık ve bu durum beni rahatsız ediyordu.Normalde beni görse selam vermeden geçmeyen adam,neden şimdi ben yokmuşum gibi davranıp gidiyor?Yoksa kıskandı mı?Saçmalama Rüya!Aranızda bir şey mi var da kıskansın adam?Gergin bir nefes verip bahçedeki sandalyeye oturdum.Dalgın bakışlarım Rüzgar'ı görünce dağıldı.Sıktığı yumruklarıyla yoldan geçiyordu.Buraya bir kez bile bakmadan.Gerçi niye baksın?Kalbim sızlıyordu sanki,ruhum daralıyordu.Arkasından koşup gitmek istiyordum.Gözlerinin içine bakıp aslında her şeyin bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu açıklamak istiyordum.Çok mu şey istiyordum?
Dakikalar dakikaları kovaladıkça dalgın halimden Ece'nin sesiyle sıyrıldım.
"Rüya abla,ne yapıyorsun?"
"Hiç canım,sen?"
"Markete gidecektim.Bu arada iyi misin?"
"İyiyim,bir şeyim yok."
"Sanki dalgın gibisin.O yüzden sordum."
"İşle ilgili bir problem vardı ona kafam takıldı kuzum.Rüzgar evde miydi?"Bildiğim sorunun cevabını soruyordum.Belki bir şey öğrenirdim. "Hayır.Yarım saat önce çıktı.Nedendir anlamadım ama çok sinirliydi.Ben abimi ilk defa böyle gördüm."Konuştuktan sonra elini alnına kendine sinir olduğunu belirtircesine vurdu. "Kusura bakma Rüya abla.Seni de çenemle sıktım.Ağzım açıldımı susmak bilmiyorum."
"Önemli değil."Ece kendine söylene söylene giderken dediklerini kafamda tartıyordum.İlk defa bu kadar sinirli miydi?Neden bütün bunların cevabını kıskanmaya yoruyorum?Öyle olmasını istediğim için mi,yoksa gerçekten öyle olduğu için mi tüm yollar oraya çıkıyor?Ah Rüzgar!Sen benim tüm dengelerimi alt üst etmek için mi karşıma çıktın?Ne yapıyorsun sen bana adam?
Dün akşam Ece gelir gelmez odasının perdesinin hızla kapanması neye işaretti o zaman?Allah'ım ben bu labirentin içinde kayboldum ve boğulmak üzereyim.Bir an önce çıkmak istiyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Huzurum Sensin Kadın
Teen FictionÖylece karşıyı izlerken sessizlik aramızda hakimdi.Daha iki günlük tanıdığım adamla ne konuşabilirdim ki?Derin nefes alıp hırkanın omuz kısmından tutup çektim.Öne doğru uzatıp gözlerine minnetle baktım.Kimileri umursamazdı.Sadece kendini düşünürdü.O...