Bir düşünce girer aklına.Bir bakmışsın saatlerce,bir bakışmışsın günlerce düşünüyorsun.O düşünce ise adeta savaş açar sana,gâlip gelmek için.Kendine sorduğun soruların cevabını almak istersin,düşüncelerin sana engel olur.Hani derler ya;aklım çıkıyor da o çıkmıyor.Böyledir işte.Düşünce dört bir yanına kök salar,içini kemirir,ruhunu daraltır.Bir bakmışsın yaşayan ölüden hiçbir farkın kalmamış.Çünkü yemek yerken,kitap okurken,kahve içerken,ailenle sohbet ederken,en önemlisi de yatmadan önce uykuya dalana dek onu düşünür hale gelirsin.Aslında dört bir yanın olmuş ama sen farkında değilsin.
Belki de ikizler burcu olmamın tek kötü yanı buydu.En olmayacak şeyleri kafama takar kendimi üzmeyi başarırdım.Aslında benim bir ânım bir ânımı tutmuyor.Bir bakmışsın neşemi dört bir yana saçarak kahkaha atıyorum,bir bakmışsın ruhum darmadağın olmuş ağlıyorum...
Kupanın içindeki nescafeye baktım.İlla bazen değişikliğe ihtiyaç duyuyordu beden.Alışagelmiş ezberlerden uzaklaşmak gerekiyordu.Hoş beni tatmin etmediği gerçeği de vardı.Kahve benim içimdeki sıkıntıları giderirken bu önümdeki içecek bana sadece şekerli su gibi geliyordu.Ya da ruhum ne kadar karamsarlığa büründüyse ben öyle sanıyordum. "Oturabilir miyim?"Rüzgar'ın kadifemsi sesi kulaklarıma dolup,daldığım düşüncelereden beni alıkoydu.Terleyen alnına ve gergin duran yüzüne baktım.Sebepsiz bir şekilde bir yanlarım kırgındı ona.Daha dün beni görmek istemeyip yüzüme dahi bakmayan adam,şimdi karşıma geçmiş oturmak istediğini söylüyordu.Dışarıda olsak bahane üretebilirdim belki ama okul içinde bu biraz tuhaf olurdu sanırım. Bahçede oynayan çocuklarda gözlerimi gezdirdim."Tabi."Oturup gergin bir nefes verdi dudakları arasından.Elimdeki kupaya çevirdim gözlerimi.
"Nasılsın?"
"Gayet iyiyim,sen?"
"Ben de iyiyim.Sadece yorgunum biraz.Malum dersler."
"Anlıyorum..."Kısa bir süre sessiz kaldık.Hemen sonrasında konuştu. "Dün öğle saatlerinde misafiriniz vardı sanırım."Bu cümleyi söylemek bu kadar zor olmamalıydı.Şekilden şekile giren yüzü beni gülümsetmişti. "Öyle,neden sordun?"Elini ensesine getirip ovaladı.Dudaklarını birbirine bastırıp,gözlerini okulun bahçesinde gezdirdi. "Annem oturmak için size gelecekti.Misafirinizin olduğunu görünce gitmemesini söyledim."Gözlerimi kısıp elindeki bardağa bakan Rüzgar'a baktım. "Sen bizi gördüğünde misafirimiz gidiyordu ama."Deli gibi o misafirinin kim olduğunu merak ettiğini bilmiyorum sanki.Ama neden?Dudakları arasından anlamadığım bir şey mırıldanıp telaşla bana baktı. "Yani,o saatte rahatsızlık olmasın diye."Gülmemi bastırıp başımı salladım. "Duymamış olayım.Başımızın üstünde yeriniz var.En kısa zamanda Selvi teyze bize oturmaya gelsin lütfen.Sen söyle olur mu?"
"Peki."
Ayağa kalkıp gözlerinin içine baktım. "Kuzenim olan Gökay abim gelmiş.Uzun zamandır görüşemiyorduk."
"Kuzenin yani,öyle mi?"Yüzüne yayılan rahatlamış hisse bakıp başımı salladım.Kafamdaki tüm düşünce bulutunun bir toz zerresi olup dağıldığını hissediyordum.Genç bir kadın olarak çoğu şeyi anlayabilecek yaştayım.Ve ben biliyorum ki Rüzgar'la aramızda karşı koyulamaz bir çekim var.Belki çoktan ikimiz de o çekimin dalgalarına bıraktık kendimizi...
~~~
Yarı baygın gözlerle dersi dinleyenler,sıraya başını koymuş uyuklayanlar,sadece birkaç dersi dinleyen öğrenciler...Oflayıp oturduğum yerden kalktım.Elimdeki tahta kalemini masaya vurduğumda her birinin gözleri beni buldu.Kızmak istemesem de olmuyordu maalesef.Her girdiğim sınıftaki öğrencilerin ellerini kaldırıp bana soru sormalarını,derse katılmalarını isterken bu durum cidden beni üzüyordu.Sabahın köründe okula gelmenin ne kadar sinir bozucu olduğunu bir zamanlar bu yoldan ben de geçtiğim için biliyordum.Ve her ne kadar onlara hak da versem yapacak bir şey yoktu.Dinlemek zorundaydılar. "Çocuklar burası okul,biliyorsunuz değil mi?Uyumak için ev daha uygun gibi,sizce?"Metehan baygın bakışlarını sürdürürken,dirseğini sıraya koyup elini de yanağına dayadı. "Hocam çok haklısınız.O yüzden gitsek mi?Son ders zaten.Bir şey olmaz."Gözlerimi kısıp kol saatime kısa bir bakış attım.Ders bitimine on dakika vardı daha.Diğer öğrenciler de Metehan'ı destekleyince sınıfta gürültü oluştu. "Sessiz olun!Bak sen şu işe.Ne kadar zekisin sen öyle."Metehan kollarına açıp tek oturduğu sırada iyice yayıldı.Karizmatik bir bakış atıp güldü. "Sağ olun hocam.Kızlar da öyle olduğumu söyler hep."Bu çocuklar inanılmaz rahat.İlerisini düşünemiyorum bile. "Öyle mi?Ben hiç duymadım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Huzurum Sensin Kadın
Teen FictionÖylece karşıyı izlerken sessizlik aramızda hakimdi.Daha iki günlük tanıdığım adamla ne konuşabilirdim ki?Derin nefes alıp hırkanın omuz kısmından tutup çektim.Öne doğru uzatıp gözlerine minnetle baktım.Kimileri umursamazdı.Sadece kendini düşünürdü.O...