Annesi büyük bir heyecanla Tan'ı sarsıyordu.
Yatağı ile bütünleşerek,yorgana bacağını dolayan Tan huysuzca kıpırdandı yerinde. Bu güzel haftasonu sabahında nedendi bu şimdi ? Neden erkenden uyandırıyordu annesi. Üstelik odasına girilmesinden de nefret ederdi Tan !
"Oğlum,aşağıda Filiz diye çok güzel hanım kız var bide arkadaşı gelmiş Fatih diye. Seni soruyorlar." diye mırıldandı kadın sevincini gizleyemeden.
İçten içe oğlunun belki bilinçli ve oturaklı insanlarla zaman geçirmeye başlayarak biraz olsun olgunlaşacağını umut ediyordu. Belki iyi örnek alarak onlar gibi iyi yerlere gelme gayesi oğlunun içinde de yeşerirdi. Tan yataktan fırlayıp kendine çekidüzen verirken,annesi kapıyı kapatarak çıkmıştı.
Tan üzerinizi düzeltip,yüzünü suyla temizlerken derin bir nefes aldı. Kesinlikle yalanını anlamışlardı ve kesinlikle ailesinin yanında hesap sormaya gelmişlerdi şimdi. Tan heyecanla elleri titrerken ,diş fırçasına sürdüğü diş macununu yine lavabo giderine ďüşürdü.
Daha nefret edilesi ne vardı?
Tan acele adımlarla şort tshirt aşağı adımlarken,gelen kahkaha sesleri ile dumur oldu. Babası ve annesi ile birlikte mutfak masasında oturup kek yiyen ,çay içen iki genç kahkaha ile evi çınlatıyordu şimdi. Fatih üzerinde siyah bir gömlek ile dikilirken,Filiz ise kot şort üzerine salaş beyaz bir tshirt giyerek saçlarını sıkıca toplamıştı.
Tan,bir baş selamı verip onların yanına geçerken annesi ona bir kupa çay uzattı.
"Günaydın Tan kardeş,bizde Türker Abi'den seni kaçırmak için izin istiyorduk ! Bugün Ulaş'ın bahçede toplanıp bir güzel eğleniriz diyorduk,izin almaya geldik." dedi kumral kıvırcık tutamlarını elinin tersiyle iteleyen Fatih.
"Evet,hem sana moral olur biraz eğlenirsin dedik. Çok üzülüyorum,hem dönem tekrarı yüzünden üniversiteye gidemiyorsun hem Gülçiçek için üzülüyorsun. Biraz kafanı dağıtmanı istedik." diye mırıldandı Filiz utangaç bir tonla.
Tan kendini bir kova dolusu inek gübresi kadar pis hissediyordu. Onlar bu kadar tatlı ve zarif olmaya devam ettikçe daha da dibe çekildiğini hissediyordu. Oysa ki dışarıdan oldukça burnu havada,ben bilirimci ve egoist görünüyordu hepsi. Öyle olduklarını varsayarken her şey daha kolaydı.
Tan,bize ne hayır kurumu değiliz diye onu reddedip geri çevirme ihtimallerini bile kafasına kazımıştı ancak sırf onun da morali düzelsin diye eğlenceye davet edip ,biraz olsun destek olmaya çalışacakları aklının ucundan dahi geçmezdi. Üstelik anne ve babasından izin almak için evine kadar gelmişlerdi,Tan'ın tanımadıkları biriyle görüşmesine izin vermeyeceklerini belki kızacaklarını düşünmüşlerdi . Oldukça ince bir davranıştı bu.
Bu insanlar oldukça iyi okullar bitirip,oldukça iyi birer doktor olmuş gençlerdi. Üstelik 8 yaş daha büyüklerdi Tan dan . Şahsen Tan kendinden daha küçük bireyleri ,gereksiz birer ergen olarak görüp selam verme tenezzülünde dahi bulunmazdı ancak tamamen zıt kutuplardı.
"Tabi ki gelebilir,siz adresi verin biz akşam gelir alırız onu." dedi babası sıcak bir tebessümle.
"Aslında Gülçiçek ile de konuştuk ancak kendini pek iyi hissetmiyor ve hazırlıklara devam etmesi gerekiyor. Hala il dışında. Biz akşam Tan'ı bırakırız,benim evim ana caddedeki sitelere yakın zaten Türker Amca." dedi Filiz kibarca.
Tan onları onaylarken ,Fatih çayını fondipleyerek zengin kalkışı yaptı.
"Kesenize bereket,Türker Amca ve Banu Teyze. Tan 16 gibi hazırlanır,kafeye uğrarsın oradan beraber gideriz Ulaş'a. Aman kedinden uzak dur . Onda bir Pars var ,ısırır valla benden başka hayvan kokusu var sizde diye." dedi gülerek.