Bir Saman Sarısı Bir Duman Karası

3.1K 199 128
                                    

Medya: Duman karamız...❤

"İyi hissedemiyorsan gerçekten arabada bekleyebilirsin."diye mırıldandı  Tan dudaklarını birbirine bastırırken.

Yolda seyyar pamuk şekerci görüp yavru kedi bakışları attığı için kocaman pembe bir şekeri indirmişti mideye. Pembe bulutcuk gibi duran pamuk şekerin şiresi ellerine,dudak ve yanaklarına bulaşırken delicesine susamış üstüne de pembeleşmişti.
Ulaş onun şireli yanaklarına bakarken göz devirdi bilmiş bir tebessümle.

"Sonunu düşünen kahraman olamazmış abisi. Ahiret sınavım  buradaymış ,ne yapalım?"dedi araba anahtarını cebine koyarken.

"Sakin biridir."dedi Tan düşünceli bir tavırla.
"Bana bile tahammül edebilecek kadar sevgi doludur hatta."

"Sana bile mi?"dedi Ulaş sinirle üzüm karalarını dikerken.
"Peki,madem annen içeride bana azar çekecek ben de burada oğluna biraz çekeyim!"

"N'oldu şimdi?"dedi Tan huzursuzca mavilerini dikti öfkeli esmere.
Yine akrep dili ne zehir dökmüştü de Ulaş yine küplere binmiş,burnundan solur hale gelmişti?

"Biraz kendine çekidüzen vermen hakkında konuşalım mesela nereden başlamamamı istersin. Ben biliyorum,doğumundan."dedi Ulaş gözlerini ürkek Tan'a dikerken.

"Abla ve abinin kaybına sen neden olmadın. O gün o kaza olmayabilir,sen yine dünyaya da gelebilirdin. Yine aynı anne ve babadan gelirdin yani. Farklı birinden doğmazdın. Onların yası,senin şölenin olmadı. Onlar yok diye var değilsin." diye sıraladı Ulaş cümleleri teker teker.

"Biliyorum.."dedi Tan başını sallarken.

"Ama davranmıyorsun buna göre. Bana bile diyorsun. Bana rağmen diyorsun,deme artık şunu. Sen kendi kendini ötekiliyorsun. Onlar senin ailen,en boktan halinle bile sevecekler. Söylenseler bile sevecekler. Kimsenin ölümü seni daha kıymetli,doğumu ise daha kıymetsiz yapmıyor Tan." dedi Ulaş.

"Ulaş..."

"Bak,sevgilim."dedi Ulaş minik bir buseyi altın sarısı tutamlara bırakırken.
"Bana kızma,darılma. Diline böyle düşünceleri dolama."

Tan ise dudaklarındaki şireli tadı yalayıp hafifçe Ulaş'ın omzuna gömdü burnunu.
"İlk defa sadece Tan olarak hissettiğim tek yer senin yanın. Sanki ilk defa birinin yarabandı yada gölgesi olmak zorunda değilmiş gibi hissettiğim tek yer..."

"Hep de öyle olacak ama artık herkes içinde bu durumun böyle olduğunu kabullenmen gerekli kedicik. Kimse kimsenin yarasını kapatamaz. Kan kendi durur,maharet bantta değil." diye fısıldadı üzüm karaları ışıldarken.

"Şekerli şekerli ne lezzetli duruyorsun hep sen öyle."dedi Ulaş minik bir tebessüm ile Tan'ın dudaklarına eğilirken.

"Batırdım üzerimi."dedi Tan şımarık bir gülüşle.

"Bilmem,öyle mi? Ben en çok süt döken kedicik seviyorum ama."diyerek sokuldu Ulaş şeker kokulu oğlana.

"Annem helvamızı dökmezse..."diye gergince etrafa bakındı Tan.
"Ya bizi görüştürmek istemezse?"

"Şttt."dedi Ulaş muzipçe dilini şekerli yanakta gezdirirken.
"Minik bir oğlu var zaten,benim taştan kalbime sığdıysa her yere sığar.  Ruhu duymadan alırım."

Tan panikle etrafa bakınırken sıcak dilin haylazca yanağına temasıyla inledi kısık sesle.
"Ulaş... biri görecek dur."diye minik bir kıkırtı sundu.

"Tamam tamam. Eve gidince artık süt içmeceler."dedi Ulaş geri çekilirken.
"Şimdi valide sultandan idam fermanı mı falan dinlemem gerekli."

Sahici (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin