İtiraf

4.5K 538 380
                                    

Medya : Kitabın isim kaynağı. Karlı bir  gecede yine sabahlarken bu şarkıyı ne kadar sevdiğimi anımsamıştım. Bengü versiyonunu çok sevsem de özellikle bu yorumun rengi bambaşka geliyor bana. O zamanlar taslaklarda duran isimsiz hikayenin isminin çıkış noktasıdır. Sabaha karşı beşte camdan boş boş sokak lambasını  izleyip sigara içerken düştü aklıma... İyi okumalar.❤

Sabah uyandığında yanının boş olması her nedense ilk defa ağrına gitmişti. Sanki 17 senedir yalnız uyuyan o değilmişcesine yadırgamıştı bu pek yeni olmayan durumu.

Ancak aksine pek çok yeni durum sayabilirdik ve bunlardan ilki elbette esmer fırtınanın rüzgarında savrulurken bir plasik poşet kadar dirençsiz olabilmesiydi. Hipnoz edilmemişti , herhangi bir uyarıcı madde etkisinde de değildi ancak sanki hipnoz edilip,uyarıcı madde etkisinde misali hissediyordu.

Bugün haftasonuydu ancak sempozyumları vardı . Büyük ihtimalle Ulaş onu uyandırmadan sessizce çıkıp gitmişti evden. Tan ise evde tenis topu kemiren iri gövdeli siyah köpeğin bir bebek misali göbek kaşıtma isteğini geri çeviremeden okşadı onu uykulu uykulu.

"Babacık, kedicik ve köpeciği evde bırakıp gitti he ?" dedi Tan alayla Pars'ı süzerken.

Sanırım en zorunu Ulaş sanmışsa da en zor kişinin aslında Pars olduğunu yeni idrak edebilmişti. Haftalardır ilk defa Tan ile yakın temasa girip,sinirle hırlamadan oyun oynama girişimlerinde bulunuyordu bu iri romantik oğlan!

Tan tembelce hazırladığı sandviçi ,portakal suyuyla mideye indirirken etrafa bakınıp durdu. Acaba Ulaş'ın odası nasıldı? Çünkü gerçekten bahçe ve salon harici bir yeri görmemişti henüz ve bu merak duygusu içini kemiriyordu.

Anlamsızca merdivenleri adımlarken,içinde sürekli harlanan bir merak duygusu sarmıştı tüm hücrelerini. Ulaş'a dair bir bebeklik fotoğrafı,Ulaş'a dair bir çocukluk fotoğrafı görmek istiyordu mesela. Nasıldı bebekken? Yine sinirli biri miydi? Peki ergenlikte nasıldı,Tan gibi okulun yakışıklısı mıydı yoksa kendi halinde ineği miydi?

Ülkü ile olan fotoğrafları hala duruyor muydu mesela hala lise fotografları arasında?

Tan geniş ve epey yüksek tavanlı gri renk duvarlara sahip odanın içerisinde gezinirken tahmin ettiği gibi oldukça sade dizayn edilmiş mobilyalarla karşılaştı. Çift kişilik bir yatak, epey büyük bir dolap ve bir masanın üzerindeki resimler haricinde pek gereksiz objeye yer vermemişti Ulaş. Odanın pencereleri direkt olarak geçen gün mangalsa oturdukları bahçe minderlerinin oraya açılıyordu.

Ahşap bir masanın üzerinde pek çok fotoğraf çerçevelenmiş,baş köşeye konulmuştu. Tan sırayla dizilmiş fotoğraflardan ilkine baktığında beyaz tenli,yeşil gözlü bir kadının simsiyah uzun saçları ile birlikte kundakta bir bebeği kucakladığı fotoğraf vardı. Hemen yanındaki esmer adam bebeği ve kadını kolları altına alıp gülümsüyordu kameraya,bir mahalle eğlencesinden çekilmişti bu görsel. Ulaş tıpkı babası gibi esmer ve kara gözlü olsa da annesinin tıpkı ikizi gibiydi. Çehresi,burnu,dudakları,elmacık kemikleri ve çenesi tıpkı annesinin resimde göründüğü gibiydi.

Bir sonraki görselde ise aile yalnızca üç kişi kalmıştı. Yorgun bakışlı esmer adam artık kameraya gülmese de 7 yaşlarındaki Ulaş ,yeşil gözlü esmer bir kız bebeğin pembe tütü etekli elbisesinin ucundan tuttup kameraya gülümsemişti. Küçük kız ışıltılı gözlerle abisine bakarken parmağını kemirmekle meşgul olduğu için kameraya poz bile verememişti.

Sonra ise lise dönemine yakın bir Ulaş'ın ,annelerinin bir diğer kopyası Umay'a sarıldığı bir fotoğraf vardı ancak.... Ulaş artık hiç gülmüyordu.

Sahici (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin