"Sonra!"dedi Filiz nefes nefese kahkaha patlatırken.
"Sonra ben bi yuvarlandım kampüsteki yokuştan aşağı...Ulaş saçımdan tutuyor,Harun beni tutacağına çimeni kavrıyor..."Tan yüzündeki sahte tebessümle şirince bakındı ona.
Kabus parti nihayet bitmişti de misafirler dağılmıştı.
"Biz bize."adı altında bahçedeki armut koltuklara yayılıp rakı içme turu dönülüyordu.Ulaş sessizce elindeki kadehe gözlerini dikerken bir yerlerden havlamaya başlayan Pars'ı bile duymazdan geliyordu.
Kaşları çatılmış,dudaklarındaki tebessüm solmuştu. Saatler önce banyoda sarmaladığı adamın aksine yorgun ve bitik bir adam gelmişti."Neyse."dedi Hazel denen minyon kadın tebessümle.
"Hala aramızdasın Filiz!""Kaşıma yedi adet dikiş atıldı,hepsi Fatih yüzünden. Neden bir insanın arkasından el şakası yapıp korkutursun ki? Onun yüzünden düştüm. "diye homurdandı Filiz bir parça köfteyi söylene söylene çiğnerken.
"Hemen telafi edelim."dedi Fatih genişce sırıtıp.
"Saat daha gece on iki. Bu ekip olarak plaja gidip sabahlamamak için tek bir sebep var mı? Yok. Hadi."dedi aceleyle.
Yel akıldı ve isterdi ki saniyesi saniyesine kafasındaki uygulmaya geçsin.
Litrelerce alkol kokan bedeni hala litrelerce alkol tüketmeye devam ediyordu oysa ki.Ama deniz kenarına karşı alkol keyfinden mahrum da kalamazdı!
Tan yanında öylece boşluğa bakan Ulaş'a dudak ısırıp baktı.
Çok üzülmüştü.
Çok da sinirliydi belli ki.
Normal de olsa yakar yıkar veya kırıp ezer geçerdi Ulaş.
Filiz'in doğum günü dahi olsa öfkesini kontrol edebilme yetisinden epeyce yoksundu.Ama Tan metamorfozunu nasıl Ulaş'a dönük gerçekleştiriyorsa bu esmer fırtına da bir damlacık olsun Tan oluvermişti.
Rol yapmayı beceremiyordu onun gibi sahte gülüşlerle.
Yine de huysuz suratını bir miktar normal bir ifadede sabitlemeyi deniyordu kendince."Ulaş..."diye fısıldadı onlar koyu bir muhabbeteyken Tan.
"Özür dilerim.""Dileme."dedi Ulaş kestirip atarken.
"Bir problemin olduğunda ve benimle ilgiliyse,direkt gel derdini anlat. Bin parça edip edip özür dileme.""Anlatacaktım."dedi Tan fısıltıyla.
"Baş başa konuşmamız...""Baş başa ? Odaya çağırdığımı da hatırlıyorum Tan ama her neyse."dedi Ulaş kadehi tek yudumda kafaya dikerken.
"Yine yapmışımdır bir şeyler.""Sevg..."
"Olum hadi lan."diye mırıldandı Harun.
"Gidelim,deniz havası alalım kalkınsana.""Biz..."dedi Ulaş sertçe.
"Geliyoruz!" diye tamamladı Tan onu geniş bir tebessümle.
"Kızlara bir şeyler getireyim benim valizden. Elbiseyle rahat edemezler.""Sen var ya sen."dedi Filiz öpücük atıp.
Sonra eli yenip bitmiş olan pastadaki en zirveye oturmuş ve elde son kalan şey olan Bratz kızına uzandı.
"Hayatımdaki en güzel doğum günüydü. Üçünü toplasan bir Tan etmiyor!""Ne alaka ya?"dedi Fatih burun kıvırıp.
"Üniversite üçteyken benim pastam daha lezzetliydi!""Zikirmatik çıktı amına koduğumun pastasının içinden."dedi Ulaş göz devirip.
"Adam dini bütün bir..."dedi Fatih heyecanla.
"Adam kuran kursu kız öğrencilerine fazladan pasta yapmıştı cüz bitirdikleri için."dedi Harun alayla.
"Elde kalan oydu,paramız ona yettiydi.""Neyse."dedi Tan parmakları hafifçe esmerin gömleği üzerinden sırtını okşarken.
"Benim basketçi şortları makyajınıza gölge düşürür ama...Yapacak bir şey yok."