Eşik

2.1K 171 46
                                    

Bir kaç gece önce...

Tan yine yalan söylemişti Ulaş'a.
Biliyordu.
Bu yalan sever dili nihayetine epey musibet görmüştü ama bu sefer ki en pembesiydi.

Tamamen gelecekleri içindi.
Kesinlikle de yalan sayılamazdı üstelik.
Biraz bilip de bilmemezliğe vurmak,bir tutamcık aptalı oynamak.
Bir avuç da salağa yatmak demekti aslında.
Ama onun esmer fırtınası o kadar Doğrucu Davut biriydi ki...

"Yalanın rengi olmaz. Beyazı pembesi de yok!"der kükrer ve celallendirdi anında.
Emindi Tan.
Birazcık yalan olabilirdi belki ama...
İşler istedikleri gibi gitsin diye mecburdu.

Kendisi kütük gibi uyurken bir gece ansızın gelen Filiz ile konuşmalarını duymuştu Tan.
Tan sese pek uyanmasa da yanından kalkan sıcak esmer vücudun yokluğu ile uyanmıştı kendiliğine.
Gece ise Filiz ile birlikte bahçeye çıkan Ulaş'ın onu dinlediğinden habersiz put gibi dinlemişti biraz konuşmalarını.

Yani sinsilik denemezdi buna.
Aslında uyanınca o da Filiz ile muhabbet etmek üzere bira içen ikiliye adımlamıştı ama fısıldayarak konuşan ikilinin ana gündem maddesi kendisiyken...
Huylu huyundan vazgeçemiyordu!
Dikilmişti bahçeye açılan kapıya dönerek.

"...Her şey için fazla erken."demişti Ulaş sigaradan bir nefes verip.
"Yaptığım şey ise çocukluk. Yetişkin birinin yapacağı bir iş değil bu saçmaladıklarım."

"Ulaş."demişti Filiz kararsızca.
"Benim yorumuma gerek yok bence sen de farkındasın yanlış düşündüğünün. Tan için...Olmaz o."

"Ben de dedim kendime."dedi Ulaş sinirle bir yudum bira alırken.
"Kafayı mı yedin oğlum dedim... Akıllanmadın mı dedim. Çoluk çocuk işlerle uğraşma Ulaş dedim. Hiç mi ders almadın dedim ama... Dayanamıyorum."

"Acele...ediyorsun."diye fısıldadı Filiz.
"Tamam,Tan...Çok tatlı ve iyi. Çok da harika biri. Ama...Erken Ulaş. Fazlasıyla erken."

"Filiz...Beni bir sen anladın."dedi Ulaş sinirle soluyup.
"Sen de yanlış anladın be güzelim."

"Yanlış anlamıyorum. Doğru anlıyorum ama ana fikir yanlış. Önceliğim sensin."diye mırıldandı Filiz bacaklarını uzatıp başını ovalarken.
"Sinirlenince...Düşünemiyorsun Ulaş. Öfkeni kontrol edemiyorsun. Kendini bile yok ediyorsun. Ve sinirle aldığın kararlardan sadece biri bu bence."

"Sen ne diyosun yavrum,açık söyle.
Bana mı güvenmiyorsun?"diye güldü Ulaş.
"Böyle mi olduk şimdi!"

"Güveniyorum. Harun ve Fatih'e sor. Onlar da güvenir."

"O zaman Tan mı problem? "dedi Ulaş sıkıntıyla.
"O mu problem olacak şimdi."

"Tan değil. Ama Tan'ın yaşı,halleri. Daha dünyayı bilmeyişi. Ve reşit olması demek çocuk olmadığı anlamına da gelmez. Sağlıklı düşünecek biri değil şuan. Zaten seni bir kez kaybetmişken üstelik."dedi Filiz.
"Sağlıklı düşünemez. Üzülecek olan da sensin. Sen de üzülünce herkesi mahvediyorsun ki...Bu hikayede yanan yine siz olursunuz."

"Ya kızım,seviyorum diyorum anlasana."diye fısıldadı Ulaş.
"Napacağımı bile bilmiyorum."

"Kontrolsüz güç."dedi Filiz onaylamaz bir tavırla.
"Her şey zamanında ve yerinde güzel."

"Olmuyor zaman ve mekan. Ben onlayken zaman da yok mekan da bi o var bide ben varım. Yanıyorum diyorum kızım anlamıyon mu? Sen yıllardır sağlıklı mı düşünüyorsun sence ? Kontrolsüz sevmiyor musun lan marulu güzelim? En güzel yaşlarını o salağın rezil aşk hayatına maruz kalarak geçirmedin mi? Anlaman lazım senin beni. "

Sahici (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin