Tan akşam yemeğinde babasıyla beraber annesinin bomboş dizilerinden birine maruz kalıyordu.
"Haftanın yedi günü..."diye fısıldadı adam oğluna.
"Bide gündüz kuşağı var baba. Sen yırtıyorsun ondan."dedi Tan kıkırdamasını bastıramayıp.
"Hatun ümmedi Muhammed adına bir haberlere bakayım. Ülke yanıyor..."diye mırıldandı adam oğluna karpuz dolu bir kase uzatırken.
"Tan Beyler de teşrif etmiş bak baba oğul bir haber izleyelim."
"Ülke ben kendimi bildim bileli yangın yeri."dedi Banu Hanım mavilerini dikip.
"İçim almıyor benim haber falan."
"Senin dizilerindeki dramı da benim içim almıyor. "dedi Türker sessizce.
"Bir şey mi dedin?"dedi annesi sertçe.
"Yok aşkım...Star'da yeni dizi başlamış bakalım mı ona?" Türker Bey hanımcılığın ve geri vitesin tarihini yazarken Tan boğazına takılan karpuzu ittirmek için sertçe öksürdü.
"Siyaset okumalıymışın baba."
Tan bomboş holding dizisine elmaslarını dikerken Türker Bey sır verircesine mırıldandı.
"Ne derseler tamam diyecen oğlum yoksa zorla tamam dedirtirler."dedi Türker Bey endişeyle.
Tan umursamazca diziye gömülürken
babası kocaman bir tebessüm sundu.
"Aslan gibi adam oldun ama bak ne güzel biz bize. Kaçmıyorsun odalara."
"Benden bir şey isteyeceksin?"dedi Tan muzipçe.
"Laptopu odadaki küçük televizyona bağlasana Tan. Açık oturum programı var birazdan salmaz annen." dedi adam kaderine razı olup arka odadaki minik televizyona doğru yola çıkarken.
"Hallederim ben şimdi."dedi Tan.
"Şu zıkkımını da odanda içme arka balkonda iç. Perdelerim sarardı diye söyleniyor..."diye mırıldandı adam yorgunca.
"Baba!"dedi Tan içindeki hasrete dayanamayarak.
"Ulaşlarla beraber..."
Yalan yok demişti Ulaş.
Tan da uyguluyordu bunu.
Ama olduğu gibi değil de ikna edebileceği şekilde çekiyordu.
"Ulaşlarla beraber kalabilir miyim? Film izleyeceğiz."dedi Tan şirince.
"Oğlum zırt pırt rahatsız etme çocuğu. Genç adam...Müsait olur olmaz."dedi Türker Bey onaylamaz bir tavırla.
"Seni kırmamak için gelme demez de genç o özel hayatı vardır..."
Nerede?
Kimle?
Ne zaman?
Tan'ın aynaya bakması yeterliydi oysa ki.
"Yok baba. Sıkılıyor o da zaten. Hem ben yine beceremedim testleri,gideyim sorayım ona biraz."dedi Tan şirince.
Yalanı yoktu ki.
Hangi testleriydi?
Otuz sorudan yirmi beş yanlış çıkardığı edebiyat testleri mi? Yüzüne bile bakmamıştı.
Çarpım tablosunu bile ezberleyemediği için parmak hesabı saymaları mı?
Ve evet el parmakları bitince ayak parmaklarını da dahil ediyordu Tan.
Ama testi beceremediği doğruydu.
Kokusundan,tadından ve sıcaklığından mahrum geçen bir kaç gündeki sevda testinde çakozluyordu!
"Tamam git. Ama Gülçiçek geldi. Yalnız bırakma kızı. Onunla da vakit geçir. Morale ihtiyacı var biliyorsun."dedi adam laptopu ve HDMI kabloyu oğlana uzatırken.
Tan izin koparmanın şevkiyle saniyeler içinde televizyonu ayarlarken Türker Bey en sevdiği şeye kavuşmuştu.
Ve hanımı tarafından mahrum bırakıldığı şeye.
En az öz evladı kadar sevdiği kumandasını karnına koydu.
Muhtemelen saniyeler içinde uyuyakalacak yine de sıkı sıkıya tutunacaktı kumandasına.
