Bölüm 34

13.2K 1.2K 106
                                    


Aradan geçen bir haftanın sonunda Pars biraz daha huzur bulduğunu düşünüyordu. Burcu'nun derin yası sessiz bir dinginliğe dönüşmüş, artık hayattan vazgeçmiş bir genç kız değil, canı yanan, kederli ama hayatı hafifçe de olsa bir ucundan tutmuş genç bir kadındı.

Pars gerçekleri öğrendiği gün hissettiği büyük öfkeye rağmen Saye'nin telkiniyle sakin kalmayı başarabilmişti. Şimdi, bir hafta sonunda Pars aynadaki aksine bakıp gülümsedi. Yaşlanıyordu. Eskiden herhangi birinin ya da herhangi bir şeyin onu sakinleştirmesi mümkün değildi.

Saye'nin yaşadıklarını hazmetmek yeterince zorken küçük kardeşini de dünyanın kötülüklerine karşı koruyamadığını bilmek... Zihni bu gerçekle yüzleşmeye hazır değildi ancak Burcu yeterince iyileştiğinde Pars da yüzleşmeye hazır olacaktı. O güne kadar öfkesini dizginleyecek ve başa çıkması için kardeşine destek olacaktı.

O gün Burcu uyuduktan ve Saye içindekileri döktükten sonra Pars kafese kapatılmış yaralı ve vahşi bir hayvan gibi odanın içinde dolanıp durmuştu. Onu sakinleştiren ve kendisine getiren yine Saye olmuştu. Başını yine yeniden Saye'nin dizlerine yaslayıp gözlerini kapatmıştı. Öyle bir süre uyumuş havanın kararmasıyla birlikte uyanmıştı.

Uyandığında Saye yüzünde yumuşak bir gülümsemeyle ona bakıyordu. Pars'ın eli, henüz uyanıklık safhasına tam olarak geçmemiş beyninden bağımsız bir şekilde havalanarak Saye'nin yüzüne doğru süzülmüş ve yumuşak gülümsemesini okşamıştı. "Çok güzelsin."

"Tabii ki öyleyim şampiyon."

Pars doğrulmuş ve uzanıp onu öpmüştü. Tutkulu bir öpücük olmaktan çok şefkatli, yumuşak ve sevgili doluydu. Durmuş ve kokusunu içine çekmişti. "Seni özlemişim."

Yumuşak bir kıkırtı kulaklarını şenlendirmişti. "Uyurken mi?"

Saye kısa bir aradan sonra toparlanıp yola çıkmıştı. Orada kalma teklifini geri çevirmiş, kardeşinle birlikte olman lazım diyerek arabasına binip gitmişti.

Oysa Pars onun gözlerinde başka bir kaygıyı daha görmüştü. Devran Yıldırım.

Tüm olan bitenden bir hafta sonra gelecek hala belirsizdi ve Devran'ın ölümü Demokles'in Kılıcı gibi başlarının üzerinde sallanıyordu.

Doğan Güray, Devran'ın ölümü ve yarattığı sonuçları doğrudan eline almıştı, Pars ise Devran'ın ölümünden bu yana geçen sürede kimseye belli etmese bile huzursuzdu. Devran'ın ölümü kayıtlara şüpheli ölüm olarak geçmişti, şüpheli ölüm demek intihar ya da cinayet olabilir demekti. Ve kayıtlara intihar olarak geçmediği için de Pars o gece orada olduğu bilenen tek insan olarak olası bir cinayetin tek şüphelisi olarak görülüyordu.

Pars kızgınlıkla kafasını salladı. Devran yaşarken herkese zarar verdiği gibi ölürken de etrafındakilere zarar vererek gitmişti. Polisler Devran'ın ölümü hakkında ipucu toplarken ailenin tamamıyla konuşmuşlardı.

Selma, tek torununun ölümünden aileyi sorumlu, torununun öldürüldüğünü iddia ediyordu. Telefon kayıtlarına göre cinayetten önce Devran ve Saye'nin konuştuğu ortaya çıkmış, avukatının da yönlendirmesiyle Saye Devran'la konuştuğu yönünde ifade vermiş ama Devran'la buluşması hakkında tek bir kelime etmemişti.

Doğan Güray torununu karşısına alıp tek bir şey söylemişti "Eğer orada olduğunu öğrenirlerse düşünecekleri iki şey var Saye ya senin öldürdüğünü düşünecekler ya da seni korumak için Pars'ın. Orada iki kişi olduğunuz ortaya çıkarsa o itin düştüğüne kimseyi inandıramazsınız."

Pars yanında avukatı varken ifade vermiş ve Devran'ın intihar ettiğini söylemişti. Komiser gözlerini kısıp onu tartmış "Neden intihar etsin ki?" diye sormuştu.

Aşkta ve Savaşta (Mükemmel Planlar Serisi 4)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin