Bölüm 24

2.3K 211 345
                                    

Asel'den

Oradaydı. Deniz kenarında. Arkası dönüktü. Ağır adımlarla yaklaştım ona. Aramızda iki metre kala, zorla çıktı ismi ağzımdan.

-"Ödül...”

Duydu mu, duymadı mı emin bile değilim. Ben bile duymadım sesimi. Bağırıyorum sesim çıkmıyor. Kelimelerim boğuyor beni. Ağzımı her açışımda sesim çıkmıyor. Kimse duymasa da sen duysaydın be Ödül. Yavaşça döndü bana. Buz mavilerini dikti üzerime. Lanet olsun yine aynı bakış. Kalbimi çok incitiyor. Çok... İki adım attı, yutkundum.

-"Geldin demek.” Yani bekliyormuş geleceğimi. O yaklaştıkça elim ayağım titremeye başladı. “Sen bana dürüst olduğunu söyledin, ben de sana dürüst olacağım. İnanmıyorum sana.” Kalbime bir kez bıçak sokup çıkarmışlar gibi oldu. “Dediklerin mantıklı gelmiyor. Aşıkmışsın bana. Bu da yalan.”

-"Değil. Dediklerim yalan...” cümlemi bitirmeme izin vermeden o devam etti.

“Ben seni sevmiyorum ve hayatımda olmanı istemiyorum.” Sözleri karşısında ölsem olurdu. Dünyam yıkıldı başıma. Keşke gelmeseydim buraya. Hiçbir şey demeden bitirseydik. Ödül bende hep güzel kalsaydı. Çok acıttı kalbimi. Yüzünde en ufak sevgi ifadesi yoktu. Aynı Ödül geri gelmişti işte. Ruhu ölmüş olan. Yanımdan geçerken ayazı işledi içime. Dizlerim tutmadı. Olduğum yere çöktüm. Gitti ve biz bittik. Biz diyorum ya biz hiç biz olamadık.

Derin bir nefes ve kalbimin gümbürtüsüyle gözümü açtım. Etrafıma baktım. Odamdayım. Allah'ım kabusmuş. Kaç gün sonra uyudum ve göre göre bunu mu gördüm şimdi. Akmakta olan gözyaşlarımı silmeye çalıştım. Çok kötüydü çok kötüydü. Kalbimin üzerine elimi koydum sakinleşemedim. Allah'ım n’olur yaşatma bunu bana. Dayanamam. Çok seviyorum, n'olur inansın bana. Söz onu bir daha üzmeyeceğim. Söz ona hep dürüst olacağım. N'olur Allah'ım yalvarıyorum.

Üzerimdekiler terden sırılsıklamdı. Mutfağa gittim. İçimdeki yangın ele geçirmişti beni. Elimin titremesiyle terlemem devam ediyordu hâlâ. Bir bardak su içtim. Mideme ulaşamadan buharlaştı su. Kesmedi ikinciyi de içtim. Annem salondaydı yine. Ona gözükmeden direkt duşa geçtim. Beni bu halde görse daha panik olurdu. Onunla daha da panik olurdum. Kriz geçirmediysem de kesin geçirirdim artık. Neydi o rüya öyle ya.

Duştan çıktığım gibi giyindim. Ablam gelecek bugün. Ama onunla gitmeyeceğim. Aklımda gördüğüm kabus vardı. Ne kadar istemesem de gideceğim oraya. Bunları yaşamam gerekirse de yaşayacağım. Ne kadar erken öğrenirsem o kadar çabuk kabullenmemi sağlar. Hem rüya yani. Ödül orada olmayacak ve içim rahatlayacak.

-"Anne ben çıkıyorum.”

-"Asel nereye? Ablan...” annem kapıya gelmeden kaçtım evden.

Sahile giderken içimdeki korku büyüdü. Ya oradaysa. Saçmalama Asel. Ya aynılarını söylerse. Rüyanda öldün mü? Hayır, ölmedin. Şimdi de ölmezsin. Zaten orada olmayacak bak görürsün. Köşeyi dönmemle sahil kenarında denizi izleyen kızı görmem bir oldu. Ödül olduğunu nereden biliyoruz ki? Değildir belki. Aynı yerde de duruyor. Bir de kimsenin saçı onunki kadar siyah değil ki. Arkasından yaklaştım. Yaklaştıkça anladım ki Ödül o. Kalbimde hissettim. Göz yanılır ama kalp yanılmaz. Rüyam tıpatıp aynıydı. Acaba denize itip kaçsam mı? 2. sefer terk edilemem ben. Bence de itip kaçayım. Çok pis terk etti, hak etti bunu. Kıyamadım. Kıyamam da. Onun saçının telinin zarar görmesine bile kıyamam. Kalpten gideceğim şimdi.

-"Ödül...” dedim çaresizce ve olanları izleyebilecek gücü kendimde bulamadım. Gözlerimi kapattım. Bir şey demedi. Rüya böyle değildi. Ulan Ödül değil mi o yoksa? Başka kıza mı dedik? Açsam gözümü. Açarsam kehanet gerçekleşir, açamam. Çeneme dokunan eliyle hafif irkildim. Başımı kaldırdı biraz. Allah'ım ben böyle de ölüyorum. Nefesini hissettim yüzümde. Yoksa? Midem başta olmak üzere tüm vücudum uyuştu. Ben tamamen ona bıraktım kendimi. Dudakları dudaklarıma değdiği anda kafamın içinde havai fişekler patladı. Nefesim kesildi. Yumuşacık bir öpücük bıraktı. Çok küçük bir şey. Dudaklarımdan ayrılırken gözlerimi açtım. Ödül'dü. Tam anlamıyla sevdiğim kadındı. Karşımda buz mavileri. Üşütmek için değil de iyileştirmek için kullanıyordu. O kadar mutluyum ki gözlerimden akan yaşa engel olamadım. Kalbim cidden durmasın diye dua ederken ikinci öpücüğümüzü ben verdim ona. İtiraz etmedi. Hayatımda ilk defa birini öpüyordum ve bu o kadar güzeldi ki. Eşsiz bir şey. Acemice ama o kadar özel. Elim boynuna gitti. Dudaklarımız ayrıldığında kocaman güldüm. O da aynı şekilde güldü. Durduramadım gülüşümü. Aynı zamanda da utangaçlığım hiç olmadığı kadar çıktı gün yüzüne. Sarıldım beline. Boynunda saklandım. Öylece bekledik bir süre. Bir ömür de beklerdim. Kalbi göğsünü delip de bana geçmiş gibiydi. İçimde atıyordu. Artık sağımda ve solumda atan iki kalbim var. Biri kalbimin sahibinin diğeri o kalbin ta kendisinin.

Aşk'sı (G×G) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin