Bölüm 32

1.7K 178 242
                                    

Asel'den

Ödül elini ağzımdan çekti. Sinirlendim az önceki yaptığına. Sırtımız toprağa dayalıydı iyice. O tüm dikkatini yukarıya verdi.

-"Neden çıkmıyoruz?" dedim sessizce.

-"Tehlikeli olabilir."

-"Yapma Ödül. Bu saatte fenerle kim gezer burada. Bizi arıyorlardır." Kalkmaya yeltendim. Bileğimi tuttu.

-"Asel kim olduklarını bilmiyoruz. Bizi arasalar ismimizle bağırarak arardı. Böyle sessizce değil." Onu umursamadan ayağa kalktım. Mantıksız davranıyor.

-"HEY BURADAYIZ!" El sallamaya başladım. 3 fener de bana döndü. Kurtulduk işte. Bana yaklaşırlarken Ödül çıkmadı olduğu yerden.

-"Sincaplardan biri buradaymış." Bir kadın konuştu. Yüzümdeki fenerin ışığına elimi tuttum. Çok tanıdık ama kim?

-"Şunu başka yöne tutar mısın? Bir şey göremiyorum."

-"Peki tatlım. Diğer sincap nerede? Terk mi etti seni?" alaycı bir söyleyişe geçti. Dikkatli bakınca kafamda şimşekler çaktı. Ezgi ulan bu. Bunun burada ne işi var? Tesadüf olamaz. Hiç iyi değil hiç. Ben salağın tekiyim. Ödül haklıydı.

-"Ödül gitti. Yardım bulmak için gitti. Az sonra bir sürü insanla dönecektir." Ayak bileğimden tuttu Ödül. Umarım dediğim şeye inanır. En azından onu rahat bırakır.

-"Yaa fedakar aşık kıyamam." Telefon çalmaya başladı. Benimkiyle aynı zil sesi. Çıkardı cebinden. "Aa bak ablan arıyor seni. Yakala." Deyip telefonumu başımın üzerinden denize fırlattı. Benim telefonumun onun elinde olmasına anlam veremedim.

-"Manyak mısın sen? Ne yaptığını zannediyorsun? Ödül burada olmak üzere."

-"İyi o zaman. Madem bize ihtiyacınız yok, biz gidelim." Yan tarafa doğru döndü. Adamlarına bağırdı. "Ne duruyorsunuz getirin ikisini de!" Kalbim çıkacak gibi oldu o an.

Bağırmaya başladım. "Ödül koş. Ödül koş." Anlayamadığım Ödül'ün ben bağırmadan önce çoktan elimden tutup koşmaya başlamış olmasıydı. Ben yine de bağırdım işte. Onu yavaşlatıyordum. Elini bıraktım. Koşmamız devam ederken elimi geri tutmak istedi, uzanmaya çalıştı. Nefes nefese "Böyle... dahaa... hızlı..." diyebildim. Koşabildiğim kadar koştum. Ta ki sweatimden biri çekip beni yere düşürene kadar. Yakalandım. Lanet olsun. Öteki adam Ödül'ün peşinden devam etti. Kapüşonumdan çekip beni ayağa kaldırdı. Boğazıma kolunu doladı ve sıktı. Nefes alamadım. Kollarında çırpındım. Ben çırpındıkça daha çok sıktı. Kurtulamadım. Şakağımda bir soğukluk hissettim.

-"DÖNMEZSEN ARKADAŞININ KAFASINI PATLATIRIM!"

-"ÖDÜL YAPAMAZLAR. KOŞ!.." ağzımı eliyle kapattı. Yapsalar bile sana bir şey olmasın.

-"Yeter sen de be. Kapa çeneni. SON İKAZIM! 5'ten geriye sayıyorum. 5,4,3..." tabancanın horozunu çekti. Gözlerimi kapattım. Sonum böyle olacaktı demek.

-"TAMAM!" diye bağırdı Ödül. Elleri havada hemen arkasında onu takip eden adam ile geldi. Sırtına silah dayandığı anlaşılıyordu. "Bırakın onu. Beni alın." Niye geldin ki?

-"Yürü!" diye dürttü adam onu.

Yüzüme baktı. Bakışlarıyla bir şey anlatmaya çalıştı. Dişlerini hafif gösterdi bana ve gözünü kırptığı gibi arkasındaki adamın omzuna elindeki cam parçasını sapladı ve bacak arasına sert bir tekme geçirdi. Ben de o anda beni tutan adamın elini ısırdım. Beni ani olarak bıraktı. Dirseğimi burnuna geçirdim. Koşmaya başladık. Bir el ateş açıldı. Ödül ile birbirimize baktık. Vurulduğunu sandım.

Aşk'sı (G×G) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin