Bölüm 44

1.8K 174 140
                                    

1 yıl sonra...

Ödül'den

Tatlı tatlı esen rüzgarın keyfini çıkarırken nefes alıp verdim. İçimden bir kez daha şükrettim. İyi ki yaşıyorum. İyi ki vazgeçmedim. Ölüm çekici geliyordu kabul. Her şeyden kurtulma düşüncesi inanılmaz bir istek uyandırıyordu. Ve ben buna kaptırmıştım kendimi. Asel gelene kadar. Çekip çıkarmadı beni oradan. Yanıma atladı. Aynı hizadaydık ve oradan nasıl çıkacağımı gösterdi. Ben yanarken, yanar mıyım diye düşünmedi. Hiç korkmadı. Sarıldı bana. Beni, bizi çıkardı ortaya.

Asel'e sınavdan iyi bir puan alırsa bir sürprizim olduğunu demiştim. Almasa da yapacaktım bunu gerçi. Sınava odaklanamıyorum diye sıkıştırınca da Ege'ye tatile gideceğimizi söyledim. Ama karavanla gideceğimizi söylemedim. Kalabalık ve çok sıcak olmaması için de Mayıs ayını seçtik. Saatime baktım. Nerede kaldın be bal gözlü? Geciktikçe fenalık basıyor beni. Böyle içime sığmıyorum gibi.

Sonunda apartman kapısı açıldı. Benimki kırmızı bavulunu çekiştirirken bana gülümsedi. Tekrar bavuluna döndüğünde donup kaldı ve idrak ettiği şeyle ağzı açık bir şekilde baktı. İfadesi çok iyi. Güldüm haline.

-"Nasıl?” dedim göz kırparak. Canan anne kapı arasında sıkışan bavulun arkasında gözüktü. Güldü bana. Onun haberi var.

-"Ciddi olmazsın." Sevinecek ama sevinemiyor. Kıyamam. Bavulu da bıraktı öyle.

Elimle karavanı gösterdim. “Biz de böyle bir şey almalıyız.” Gülümsemeye başladı. Hayal kırıklığı da belli. Sen ne tatlısın ama. “Belki de almışızdır.” Yüzüme baktı iyice. “Tatile bununla gideceğiz sevgilim.”

-"Yaaa. Gerçekten mi?” gülüşü var ya kocaman oldu. Gülerek başımı salladım. Koşup boynuma sarıldı. Tam kalbimde hissettim mutluluğunu. Emeklerime değdi. Sarıldığı anda tüm yorgunluğum da orada bitti işte. Defalarca öptü yanağımdan. Bal gözleri parladı. Hani bir şarkı sözünde diyor ya, hâlâ yaşıyorsam tek sebebi gözlerin. Tek sebebi bal gözlerin.

-"Gez bakalım içini. Canan annemle birlikte yaptık.”

Canan anneye döndü. “Ya sen de biliyordun ve bunu benden gizledin. O ekranın arkasında neler yaptığınızı kontrol etmeliydim.” Sırıttık Canan annemle birbirimize. Kolunun altına aldı ikimizi.

-"Ee sık sık alışverişe gitmemin nedenini ne sanıyorsun?”

-"He siz buluşuyordunuz. Bir de bensiz ya. Aşk olsun.” Kahkaha attı Canan anne. Alışverişe gidiyorum diye çıkıyordu evden. Ben sokağın sonunda onu alıp karavanın olduğu yere götürüyordum. Anında Asel'den annem evde yok mesajı geliyordu tabii. Ben ise bir projenin başında olduğumu söylüyordum.

-"Sen giderken ben dönüyordum Asel hanım.” Başından öptü Asel'i. Sonra da benim başımdan öptü. Birimizi eksik bırakmaz Canan anne. Asel'e nasıl davranıyorsa bana da öyle. Hatta bazen bana daha fazla sevgi gösteriyor. Benimkinin bakışları karavanda takılı kaldı. Karahindiba çizimi yaptım dışına. Daha doğrusu çizimi ben yaptım sonra kaplama yaptılar. Beyaz bir karavan tercih ettim bu yüzden. Asel karahindibalarını çok sever. Birlikte 2 baharımız oldu ve sırf onlarla dolu yerlere gittik. Koparır ve üfler. Etrafa dağılışlarını hayranlıkla izler. Yeni birer hayatın başlamasıdır bu aynı zamanda. Belki de dağılmak gerekir bazen yeniden başlamak için. Benim gibi. Birdim ben. Asel ile dağıldım her yana. Her bir parçam onda hayat buldu yeniden. Gökkuşakları yağmur olup yağdı üzerimize. Siyahtan ibaret hayatım rengarenk oldu. O yüzden karavanın iki yanında da arka tekerleklerin sol üstünde gökkuşağı yağmuru altında uçuşan birer tane karahindiba var. Tohumları da ön tarafa doğru devam ediyor. Asel üzerinde elini gezdirdi.

Aşk'sı (G×G) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin