Bölüm 28

2.1K 201 134
                                    

Asel'den

Ö: Peki sevgilim.

Gelen mesajdan gözlerimi ayıramadım. Ödül bana sevgilim mi dedi? Telefonu yüzüme yakınlaştırdım. Yanlış görmüyorum. Uygulamadan çıktım tekrar girdim. Random gülerken denk mi geldi acaba. Saçmalama Asel. Sevgilim yazdı işte. Ohaaa. Ben senin sevgilim yazan parmaklarını öperim be. Tek tek öperim. Hem öper hem seve...

-"Kimler güldürüyor seni böyle.” Sırıtırken anneme baktım. Ben onu unuttum.

-"Şey... Bir tane yavru köpek vermiştim Mert'e. Durumu iyiymiş. Haber verdi. Ona sevindim.” Yarım saat önce mesaj attı Mert. Yalan değil. Sevinme konusu farklı olabilir tabii.

-"Mert güldürüyor demek.” Yüzündeki ifade hoşuma gitmedi. Çayını eline aldı. “Güldürsün güldürsün, severim o çocuğu.” Bir yudum alıp hafif gülümsedi. Zamanında izdivaç programlarını izlemesini önlemeliydim.

-"İyi çocuk da Mert ile ben olmayız biliyorsun sultanım.”

-"Bildiğim kadarıyla sevgilisi yok. Bu işler nasip işi. Belli olmaz.” Yanına oturdum annemin. Kolunda parmağımı gezdirdim.

-"Hımm bu kadar mı bıktın benden?”

-"Aa olur mu öyle şey annem? Kızımın mutluluğunu isterim ben.” Gözlerine baktım.

-"Peki ya...” o kadar anlatmak istiyorum ki her şeyi sana. “Kızın mutluluğu senin onaylamayacağın birinde bulduysa?” kaşları çatıldı. Bir süre anlamaya çalıştı. “Benden vazgeçer misin?” gözleri büyüdü birden. O vazgeçse benden, ben annemden vazgeçebilir miyim? Anneannem ve dedem gibi yapar mıydı bana? İkisi arasında kalsam. Annem ve Ödül. Kalbim sıkıştı bile.

-"Asel kırarım kafanı. Benim yaptığım hatayı yaparsan kırarım kafanı. Kim o hemen gösteriyorsun?” çekiştirmeye başladı beni. Ayy tövbe noluyor? “Ara önümde. Ayrılıyorsun.” Gülmeye başladım. Yanlış anladı. “Gülme burada sinirimi bozdun. Arıyorsun. Terk ediyorsun o adamı. Göreceğim.” Sinirlenince de ayrı tatlı oluyor. Kelimeleri birbirine dolaşıyor böyle.

-"Sinirlenme tatlı şey.” Yanağından öptüm.

-"Şu yaşına kadar dövemedim seni, döverim. Anne dayağı yersin.” Eli de havada. Bana vursa kendi ağlar ki.

-"Nasıl döveceksin?” aldım ellerini elime. “Şu pamuk ellerinle mi?” öptüm.

-"Annem ben sana kıyamam. Görüyorsun halimi, halimizi. Başkasının nedeni olma.” Pişmanlık içinde söyledi bunu. Sonuçta Aylin teyzeye yaptığının şeyin aynısını yaşamıştı. Bu dünyada yaşattığını yaşamadan ölmezsin derler ya insanlara iyi şeyler yaşatın ki yaşayacaklarınız iyi olsun. Ama annem babamın ona yaşattıklarını yaşamasını istemedi hiç. O kadar büyük bir aşkı hak etmediğini düşündü hep. Ki onda öyle bir aşkı taşıyacak kalp olmadığını ikimiz de çok iyi biliyoruz.

-"Senin pişmanlığını görüyorum anne ama babamın hiç suçu yokmuş gibi de davranma. Sen yaptığın hatanın cezasını fazlasıyla ödedin.”

Kolları arasına aldı beni. “İnsan evladından nasıl vazgeçer ki?” o diğer konuda kalmış. Kokumu içine çekti.  “Ohh mis kokulum benim. Ben hep yanındayım. Ama aşk yüzünden de üzülme, üzme başkasını annem. Olmuyor diye zorlama. Zorladığın şey hayırlı değildir. Bir kapıyı kapatan Rabbim binlercesini açar sana.” Huzurla dinledim annemi. Hâlâ yasak aşk yaşıyorum gibi davransa da haklıydı. Hayatı oluruna bırakmak çok önemli. Sana sunulanı almak ve onunla yetinmek çok önemli. Acele ettiğin şeye geç kalırsın der biri. Her şeyin bir vakti vardır çünkü. Bir başkası da güzel şeyler hiç beklemediğin anda olur der. Ben zorlamış mıydım Ödül'ü? Hayır. Ne acele ettim ne de güzel şeylerin olmasını bekledim. Vakti gelince kalbimi ona uzattım. Hayatımdaki en cesur hareketim buydu belki de. Ya paralayacaktı kalbimi ya da alıp sarılacaktı. Almayı seçti. Kalbinin içine sakladı. Ve bana öğretti; aşk mutluluğun bambaşka bir boyutu. İçin içine sığmıyor. Biraz daha zorlasan kanatların çıkar ama sen uçmayı reddeder yine de onun peşinden yürürsün. Onun ayak izlerinden... İki kişi, tek bir ayak izi. Böyle bir şey aşk.

Aşk'sı (G×G) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin