Ödül’den
Toplantı günü geldi. Yine aynı saatte gelmeme rağmen Yağmur sadece “Hoş geldin Ödül.” demekle yetindi.
Kıvırcık kafa yerinde duruyordu. Bakmıyordu bana doğru. Saçlarını örmüş. Düzleştirmiş sanırım. Çünkü o saçların oradan buradan çıkmaması imkansız. Rengi normalden koyu gibiydi. Yaklaştıkça o olmadığını anladım. Oturdum yerime. Bu kim şimdi? Beni görünce gülümsedi. Asel gibi değildi. Sahteydi. Gülüşü, bakışları... Her hafta eş mi değiştireceğiz? Bu durum hiç hoşuma gitmedi.
Bir süre sonra Yağmur geldi yanıma. Eğildi bana doğru. "Ödül'cüm Asel'in küçük bir sağlık sorunu var. Telaş edilecek bir durum değil. Evde dinlenmesi gerekiyor. Bundan sonra yardımcılarımdan Ezgi ile eş olacaksın. Daha profesyonel bir yardım olacak.” Gülümseyerek çekildi.
İlk defa... Hayatımda ilk defa sevilmediğimi hissettim. Çok derinlerde. Kalbimin tam ortasında. Gelmemek için bahaneye gerek yoktu.
O gün beni konuşturdu Yağmur. “Ben Ödül. 28 yaşındayım. İç mimarım.” Dediklerim bu kadardı. Kendimi tanıtmamı istediler. Tanıttım. Kendimi anlatmamı isteselerdi tek kelime dahi edemezdim.
Çıkışta Ezgi benimle geldi. Biraz daha mesafeli duruyordu. Onun benimle gelmesi, şu an istediğim en son şey bile değildi. Sustuğumda yok oluyordum. Beni görmediklerinde cansız bir objeymişim gibi davranıyorlardı. Üzerimde her türlü hak iddia edebileceklerini düşünüyorlardı. Oradayım ama içimde ruhum yokmuş gibi. İnsanı değerli kılan ruhu değil mi? O yüzden bugün susmayacaktım. Sertçe döndüm Ezgi'ye.
-"Bak benimle vakit geçirmeni istemiyorum.” Aynı hataya bir daha düşemem.
-“Bu benim işim.” Dedi çıkışarak. İşin demek. Paramı kullanacak bir şey buldum sonunda.
-"Ne kadar veriyor Yağmur sana?” güldü ama düzeltti kendini. Nokta atışı.
-"Ne alaka?” sorusuna cevap vermedim.
Belirli miktar parayı verince Ezgi beni rahat bıraktı. Eve erken gidemezdim. Elimde bisikletle eve yürümeye başladım.
Asel'in tam düştüğü yerde durdum. Kan izleri belli belirsiz kalmıştı ondan geriye. Gözümün önüne geldi. Düşünce kalkamayışı, gülüşü, inatçı tavrı, bakışları... Farklıydı. Elini tuttuğumda, farklıydı.
Eve dönünce direkt odama çıktım. Aklımda tek bir şey vardı. Masamın dibine dizlerimin üzerine çöktüm. Çöp sepetini olduğu gibi yere döktüm. Kağıtları karıştırmaya başladım. Sadece biri önemliydi. Asel'in numarasının olduğu. Nerde bu ya? Hah buldum sonunda. Buruşukluğunu yerde düzelttim. Bir süre baktım yazısına. Kalktım yerden. Masamın üzerinde aynı yere koydum. Bir yanım rahattı artık.
Ama gelmedi. Sonraki iki toplantıya da gelmedi. Niye bekliyordum ki onu? Yağmur'a sormak istesem de soramadım. Ezberlediğim numarasını kaç kere çevirdim telefonda. O arama tuşuna basamadım. Kağıdına baktım sadece. Ondan kalan tek somut şey buydu. Ve anladım. Kazanamadan kaybettiğim tek şeydi Asel.
Asel'den
Elimde saç fırçası, pijama üstüne giydiğim bir bornoz ve seyirci olarak İmge. Annem de salondan kaçak dinleyici. Yatağın üzerinde zıplamalı bir konser.
-“Ben kalender meşrebim, güzel çirkin aramam
Gönlüme bir eğlence isterim olsun.” Diye bağırmamla İmge dengesizinin yastığı kafama geçirmesi bir oldu. Daha özellik belirtecektik. Ağır çekimde gerçekleşti her şey. Arka fonda ruhanî bir müzik. İmge beni tutmaya çalışırken ellerinin arasından kayıp gidişim takdire şayanlar listesinde bir numaraydı. Bir yıldız da böyle kaydı. Dilek tutun.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk'sı (G×G) (Tamamlandı)
RomanceSana hislerimden bahsedemem ama biraz Aşk'sı... Homofobikseniz veya bu tür hikayelerden hoşlanmıyorsanız lütfen okumaya devam etmeyin. Başlangıç tarihi: 28.11.2020 Bitiş tarihi: 01.04.2021