Ödül'den
Asel'de bir tuhaflık vardı. Lavaboya gidip geliyordu durmadan. Pastasından bile bir çatal aldı. Tekrar lavaboya gittiğinde peşinden gittim. Kapıyı tıklattım cevap vermedi. Bayılmış olabilir mi?
-"Asel içeri giriyorum.” gözlerimi kapattım ve açtım kapıyı. Bağırma sesi duyarsam bir şey görmemiş olacağım böylelikle. Ses gelmeyince etrafa baktım yok ki burada. En azından bayılmamış.
Mutfağa doğru yürüdüm. Gördüğüm görüntü karşısında kaldım öyle. Asel elinde bıçakla harakiri yapmaya çalışıyor gibi duruyordu. Benden bu kadar çok bıkmış olmaz. İlla birinin ölümüne neden olacaksam bu hakkımı abimde kullanmak isterim, sevgilimde değil.
-"Asel?” dememle baktı bana. “Sen iyi misin gerçekten?” aldığı bıçak da Burak'ın şef bıçaklarından. Keskin ve uzun. Birkaç adım attım. O bıçakla kendine ciddi anlamda zarar verebilir.
-"Ya çok sıkıştım. Pantolonumun düğmesini açamıyorum.” Yüzü kıpkırmızıydı. Ben sana nasıl kıyabilirim ki?
-"Tamam bir yerini kesmeden o bıçağı tezgaha bırak. Ben sana yardım edeceğim.” Gülümsedim ve yanına gittim. Bıçağı bıraktı. Elimi düğmesine attım. Umarım utanmaz benden. Mümkün olduğunca nötrledim kendimi ki o da rahat hissetsin. Ama nasıl bir şeyse gerçekten açılmıyor. Dizlerimin üzerine çöktüm. Anca böyle açabilirim. Hadi be kemik parmaklar. Bugün işe yarayacaksınız. Biraz daha zorlamamla açıldı. İşte budur. Sıkışmış kavanoz kapağı açan babaların guruyla “Açtım.” Dedim. Tabak kırılma sesi geldi. Harakiri derken sirtakiye döndük.
-"Oha!”
-"Çüş!”
Basıldık mı bu ne tepki böyle? Burak ve İmge kapıdaydı. Asel ile birbirimize baktık. Elimi düğmesinden çektim hemen. Asel koşarak geçti yanlarından. Onların imaları daha da güçlendi. Yerden kalkarken ikisine baktım sertçe.
İmge kaçmak için hızla geriye döndü. Burak'a çarpmasıyla iki adım bana doğru geldi. Yüzünden düşen gözlüğünü tutamadı.
-"Taş gibi duruyorsun oğlum önümde, kaçamıyorum.”
-"Taş mı?”
-"Kaya gibi. İşte ne bileyim.” Yere eğildi gözlüğünü almak için. “Off göremiyorum.” Eliyle rastgele yeri yoklamaya başladı. Gözlerinin bu kadar bozuk olduğunu düşünmemiştim.
-"Dur elleme. Elini keseceksin... Kestin.”
-"Kestim mi?” gözlerini sımsıkı kapatarak başını diğer tarafa çevirdi. “Kan tutar beni.” Burak eğildi, bileğinden tuttu.
-"Kuzen havluyu ver.” Sandalyenin üzerindeki havluyu fırlattım Burak'a.
-"Çok mu kanıyor? Fena oluyorum.”
-"Hey sakin ol. Sadece küçük bir çizik.” Parmağından akan kanlar pek küçük gözükmedi bana. Elini havluyla sardıktan sonra yavaşça ayağa kaldırdı İmge’yi. “İyisin, sen bakma eline. Yıkayacağız sadece.” Yerde kırıkların olmadığı taraftan Burak'ın yönlendirmesiyle geçtiler. Burak İmge’nin elini yıkarken gözlüğünü aldım yerden. İyi kırılmamış.
Asel de geldi. Elimde İmge'nin gözlüğü, yerde de kanlar olunca kuşkuyla baktı.
-"N'oldu?”
-"İmge elini kesti.” Daha da telaşlandı.
-"Ay bayılır o.” İçeriye hızlıca girdi ama gülümseyerek durdu. Ben de baktığı tarafa döndüm.
Burak, İmge'nin elini havluya sarmış kendi kalbinin üzerine bastırıyordu. İkisinin de keyfi yerinde.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk'sı (G×G) (Tamamlandı)
RomanceSana hislerimden bahsedemem ama biraz Aşk'sı... Homofobikseniz veya bu tür hikayelerden hoşlanmıyorsanız lütfen okumaya devam etmeyin. Başlangıç tarihi: 28.11.2020 Bitiş tarihi: 01.04.2021