Bölüm 45

1.9K 179 220
                                    

Asel'den

İnsan hayatı boyunca hayaller kurar. Bu hayallerini gerçekleştirebildiği kadar yaşar. Peki ya hayal bile edemedikleri karşısına çıkarsa ne olur? Sihir değil mi? Yanımdaki büyücüye baktım. Hafiften gülümsedi. Ciddi yaptığı her işe niye ben böyle düşüyorum ki.

-"Şimdi kaptanım nereye gidiyoruz?” emniyet kemeri izin verdiği kadar yaklaştım ona. Elimi çenemin altına dayadım.

-"Ayvalık.” Derken dibinde beni görünce afalladı biraz. Şaşkınım.

-"Orada nereye?”

-"Şeytan Sofrası'na çıkarız diye düşündüm de gitmek istediğin yer varsa değiştirebiliriz rotayı sevgilim.”

-"Gitmek istediğim yere varalı çok oluyor. Ait olduğum yerdeyim. Sendeyim.” Gülümsedi kocaman.

-"Hımm ben de sendeyim. Evde yokuz o zaman napacağız?” yaa ne diyeyim ki ben şimdi. Elimi tutup öptü. Aşk güzel şey. O yola bakarken ben onu izlemeye devam ettim. Manzaram harika. Arada dayanamayıp öpüyorum gerçi. Durduramıyorum kendimi, hakim olamıyorum. Çok seviyorum.

Annemin yaptığı böreklerden çıkardım. Uzattım Ödül'e. Hâlâ çok zayıf ama artık yemek yiyor. Sarılınca kemiklerini eskisi kadar hissetmiyorum. Ki kemik yerine bıçak olsaydı onlar yine de sarılmayı bırakmazdım. 2 saat sonra Ayvalık'a giriş yaptık. Aracı park edip biraz merkezde yürüdük. Ayvalık tostu yedik. Buraya gelirseniz mutlaka yemeniz gerekli. Ödül yolu sordu birilerine, tarif ettiler. Yalnız çok güzelmiş burası. Deniz kokan şehirlerden. Karavana geri döndük. Bir tepeye doğru çıktık. Şeytan Softası denilen yere geldik. Kapıda şeytanı tasvir eder bir heykel vardı. Benimki fotoğraf makinasını aldı yanına.

Bu Şeytan Sofrası denilen yer lav birikintisiymiş. Şeytanın ayak izine bakmak için gittik özellikle. Böyle bebek beşiği gibi bir şeyle kapatılmış. Manzara için gelinir buraya. Ama ayak izinin içine para atmak için gitmeyi pek tercih etmem.

-“Kısa bir hikayesi var. Anlatmamı ister misin?

-"Yaa çok isterim.” Bana bir şeyler anlatmasına ciddi anlamda bayılıyorum. Gülümsedi. Şu gamzelere bak.

-“Hikayeye göre Zeus'un İda adında bir süt annesi vardır. Ki bu doğru değil. Çünkü Zeus'u besleyen kişi  Amalthei aslında. Nasıl diyeyim rivayetler farklı. Biri der ki Amalthei okyanus perisidir ve Zeus'un beslenmesi için sütü böyle devasa bir keçiden sağıp getirir. Başka bir yerde der ki Amalthei Zeus'u besleyen keçidir. Keçi diyorsam da böyle o da yarı tanrı.” Benimkinin çelişkisine baksana. İlla doğru bilgi verecek. “Neyse burası için okuduğuma dönelim. Kaynak bulamadım ama. İda süt anne olsun. İda Zeus'a zarar vereceğini düşünüp şeytanı kovar. 3 ayaklı olan şeytanın bir ayağı buraya...” eliyle izin olduğu yeri gösterdi. “Diğer ayağı Midilli adasına...” adayı gösterdi. Allah'ım her şeyi biliyor.

-"3. ayağı da İda dağı eteklerine basmıştır.” Bu kim ya? Güzel bir kız duruyordu karşımızda. “Mitoloji seviyorsunuz sanırım.” Benimkinin elini tuttum hemen. Dakika bir gol bir kızın teki yaklaştı sevdiğime. Ellerimize bakıp tekrar Ödül'e döndü. Bana hiç bakmıyor kız ya. Ben yokmuşum gibi davranıyor. Sadece Ödül var görüş alanında. Ama Ödül benim. “Anlatılan hikaye doğru değil. Vaktiniz varsa çay ısmarlamak isterim.”

-"Oldu canım başka. Teşekkür ederiz biz de şimdi gidiyorduk. Vaktimiz olsa kesin kalırdık.” Dedim. Ödül’ü tam çekiştirirken aklıma bir şey geldi ve durdum. “Zahmet olmazsa çeker misin fotoğrafımızı?” çaya vakti varsa fotoğraf çekmeye de vardır yani. Hem burada anımız olmalı. Ödül beni merkezde tost yerken de çekti. Ayı gibi çıktım hep.

Aşk'sı (G×G) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin