Bölüm 37

1.9K 225 299
                                    

Ödül’den

O gün Asel ve annesini eve Yağmur götürdü. Ertesi gün sabahtan apartmanın oraya gittim. Aşağıda dolaştım. Belki pencereden görür de bakar diye. Göremedim bal gözlüyü. Kapılarını çalmaya da cesaret edemedim. Canan teyze kızabilir sonuçta. Yeter bir huzur ver, diyebilir. Elim boş döndüm diyebilirim. İkinci gün de evinin önünden ayrılmadım. Kaldırımın oraya oturdum. Bir kedi sokuldu yanıma. Ben sevdikçe daha da sırnaştı. Mırıltılar eşliğinde yattı önüme.

-"Ödül?” başımda dikilen kıza baktım. İmge. “Asel'e mi geldin?” başımı salladım. “Ee niye girmiyorsun içeriye? Herhalde sokakta gezecek değilsiniz.” neden sence neden? İçeride fena bir şey var. Gözlerime baktı. Evrenin sırrını çözmüş gibi bir ifade oluştu yüzünde. “Yok artık.” Kahkaha atmaya başladı. “Canan teyzeden çekiniyorsun. O melek kadından.” Kahkahasını devam etti. Başımı diğer tarafa çevirdim. “Tamam tamam küsme. Hadi sana kıyak geçeyim. Birlikte gidelim.”

-"Gelir misin benimle gerçekten?” bunu yaparsan var ya dünyayı sererim önüne.

-"Gelirim tabii.” Sırıttı. “Bu aşkın mimarı ben sayılırım.”

-"Nasıl?”

-"Boşver boşver.” o beni kolumdan çekiştirip kaldırdı. Apartmanın içine girdik. Bu kadar hızlı gitmemiz de ne bileyim? Ben 2 gündür içeri girmeyi düşünüyorum. Hayalimde bile apartman kapısına anca ulaşabildim. Merdivenlerden çıktık. Kapının önünde durduk. “Bak şimdi sen burada dur. Üzgün, mağdur bir bakış takın. Ben zile basıp kaçacağım. Canan teyze de merhamete gelip seni içeri alacak.” Bu kız benimle dalga geçiyor.

-"Ne saçmalıyorsun sen ya. Bir de ciddi ciddi seni dinliyorum. Ben gidiyorum.” Aşağıya doğru yöneldim ama İmge kollarını iki yana açtı. Geçirtmedi beni.

-"Hayır gitme. Şaka yaptım.” Sağ tarafa doğru baktı hızlıca ve zile bastı. Off. “Özür dilerim.” Dedi sırıtarak. Mal gibi kaldım ortada. Ne yapacağımı düşünürken dudağımı ısırdım. Kapı açıldı.  Canan teyze karşımdaydı. İmge kafasını uzattı. “Canan teyze Ödül evi bulamamış. Getirdim onu. Görüşürüz. Asel'e selam.” deyip merdivenlerden koşarak kaçtı.

Bakışlarını üzerime dikti Canan teyze. Çaresizce gülmeye çalıştım. “Merhaba Canan teyze.” Elim havada, el ne alaka. Sert de bakıyor. Kapıyı yüzüme çarpacak. Hazır olmalıyım.

-"Gel kızım.” Gel mi? “Gel.” Aman sen sinirlenme. Girdim içeriye. Koridorda öylece dururken Asel'in odasına baktım. “Sen daha önce gelmişsin anlaşılan.” Hemen de çakılmaz arkadaş. Bir şey diyemedim. “Asel uyuyor.”

-"Ben rahatsız etmeyeyim sizi.” Kapıya yöneldim.

-"Uyanana kadar bana yardım edersin. Gel bakalım peşimden.” Tek elle ne kadar yardım edebilirim ki? Neyse göze girmem lazım. Mutfağa geçtik. “Senin görevini açıklıyorum. Şu sandalyeye otur.” Eliyle masanın yanındakini gösterdi. Ee görev bu mu? “Yaptığım yemeklerin lezzetini kontrol edeceksin. Sonra hep birlikte yiyeceğiz. Tadı kötü olursa sorumlusu sensin.” Ben her seferinde niye böyle gergin olayların ortasında oluyorum ki?

-"Tat duyum çok iyi değildir ama elimden geleni yaparım.” Baştan söyleyeyim. Sorumlu olamam.

Tezgah üstünde bir şeyler doğramaya başladı. Arada da tenceredekileri karıştırdı. “Dünden beri aşağıdaydın. Neden çıkmadın yukarıya?” görmüş beni.

-"Rahatsız etmek istemedim.”

-"Öyleyse neden geldin?” omzunun üzerinden bir bakış attı. Ne denir ki buna?

Aşk'sı (G×G) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin