Asel'den
Açıklama yapmamı bekleyen ablam ve ben sessizleri oynuyorduk. Ödül'ün evinden çıkalı beş dakika anca olmuştu. Ablamın yüzüne bakmamaya çalışırken müzik cd’lerini karıştırmaya başladım. Sol elim de sızlıyor ya.
-"Ben mi sorayım? Sen mi anlatırsın? Ya da tahminde bulunayım mı?” cd'leri bırakıp, arkama yaslandım.
-"Sen tahminde bulun.” Eğlenceli olacak. Ablamla arada yaptığımız bir aktivite bu. Benim tahminlerim genelde tutmasa da ablam bir şekilde biliyordu ne olduğunu. Usta bir mimik okuyucusu olduğunu da söylemem lazım. İlk nişanlısı onu aldattığında dudağındaki ufak seğirme hareketinden yakalamıştı yalanını. Ve bu inanılmaz bir şey. Ama şu an yola baktığı için yüzümü okuyamayacak. Avantaj bende.
-"Üstünün başının hâline bakılırsa kavga etmişsin. Ödül ile dövüştün desem kızda çizik bile yok. Durum böyleyse Ödül usta dövüşçüymüş tebrik etmek gerek. Bu ihtimali eliyorum.”
-"Diğerine geç. Bekleme yapma abla, seri ol.” Düşünemesin.
-"Kavga yok demek.” Sesi çok sakindi. “Ödül'ün bisikletinden düşmüş olabilirsin. Binmene izin verdiyse gerçekten şaşırtıcı bir gelişme.” Yaklaştı. Hatta bildi sayılır.
-"İzin istemedim de... Ya bisikletini taşıyordum.” Başını devam etmem için öne doğru bir kere salladı. “Ayağım pedala takıldı. Bir anda kendimi yerde buldum.” Kahkaha attı. “Ya ne gülüyorsun? Alt tarafı rezil oldum.” Herkes düşebilir yani. Düşmek insanlar, hayvanlar, tüm canlı ve cansız varlıklar içindir.
-"Var mı bir şeyin ablacım?”
-"Yok biraz sıyrık var.”
-"Aç kolunu bakalım.” Zorla bakacak. Gömleğimin kolunu yukarı çekip gösterdim. Telaşlandı birden. “Nasıl biraz sıyrık Asel. Kolunu dirseğe kadar sarmışlar.” Kolum ve yol arasında gidip geliyordu bakışları. “Yok ben direkt hastaneye gidiyorum.”
-"Yaa gerek yok. Ödül'ün ablası yaptı pansumanımı. Hastanede başka ne yapacaklar ki?”
-"Pınar hanım değil mi?”
-“Evet.”
-“Peki. O hemşire. Yaptığı pansuman kabul edilir. Kötü hissedersen beni arıyorsun anlaştık mı?”
-"Tamam telaşlanma.”
Evin önüne geldiğimizde ablam da indi arabadan. "Ben de geliyorum seninle. Canan teyze bana emanet etti seni. Şu hâline bak. Açıklamayı hak ediyor.”
-"Gel de, annem sorun etmez ki. Görürsün.” Çıktık yukarıya. Anahtarımla kapıyı açtım ve seslendim. “Annee ben geldim.”
-"Aç mısın?” annelerin ilk görevi yavrularını beslemek.
-"Değilim.” Dedim salona girdik ablamla. Bana bir anlık baktı başını geri çevirdi sonra tekrar baktı. Ayağa kalktı.
-"Dilenciler mi kaçırdı seni? Bu hâlin ne?” ne dilencisi ya?
Ablam gülmeye başladı. Selam verdi anneme.
-"Düştüm annem düştüm.”
-"Kolunu sıyır çabuk.” Off hep bu noktaya geliyoruz. Sıyırmamla bağırmaya başladı. “Ayyy!”
-“Göründüğü gibi kötü değil. Ya senin sakin olman lazımdı anne.” Kolumu incelemeye aldı. Duymuyor beni.
-"Annem parmağın morarmaya başlamış.” Nasıl? Elime baktım gerçekten serçe parmağımda morarma ve şişme vardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk'sı (G×G) (Tamamlandı)
RomanceSana hislerimden bahsedemem ama biraz Aşk'sı... Homofobikseniz veya bu tür hikayelerden hoşlanmıyorsanız lütfen okumaya devam etmeyin. Başlangıç tarihi: 28.11.2020 Bitiş tarihi: 01.04.2021