Aşk'sı (G×G) (Tamamlandı)

Bölüm 34

Ödül'den

Gerildim iyice. İmge konuşmaya devam etti. “Anladım... İyi ama dimi?..” güldü. “Ohh çok şükür... Tamam... Söylerim... Teşekkürler...” Telefonu kapatıp dudağını ısırdı. Sırıttı. “Müjdemi isterimm... Kıvııırcık kurtulmuş. Çıkmış ameliyattan. Durumu iyi.” Şükürler olsun. Allah'ım çok şükür. Sevinçten sarıldım İmge'ye. “Ben ne dedim be? Ben sana ne dedim? Kurtulacak dedim. Aslan benim kardeşim yaa. Tabii ki atlatacaktı.” Gülerken ağlamaya başladım. Duygularım o kadar değişik ve alt üst ki tam bir karmaşa halindeyim. Durumum müsait olsa kalkıp oynarım. Gözyaşımı sile sile oynarım, o derece. Ayrılıp baktı bana. “Müjdeyi sana ben verdim. Yemek ısmarlayacaksın bana.”

-"İstediğin yemek olsun. Ne istersen yaparım.”

-"Hıı kıvırcık gibi tutamayacağın sözleri verme pırasa saç.” pırasa mı? “Yemezler.” Kahkaha attık birlikte.

-“Ne zaman göreceğiz?”

-"Aman dur sen de. Ameliyattan yeni çıktı kız. Uyansın görürsün.”

-"Uyanacak dimi? Uyanmama ihtimali var mı?” sorum karşısında sustu.

-"Bunu bilmiyorum. Ama benim kankam her şeyi atlatır.”

-“Hemen uyansın.”

Güldü İmge. Gözü yan tarafa takıldı. “Yemek yedin mi sen? Bak tost var burada.”

-“Sen yiyebilirsin.”

-"Hay Allah'ım ben kendim için dedim sanki. Hem yemek sözünden böyle yırtamazsın.” tepsiye uzandı. “Ye bak bunu Asel mutlu olur.”

-"Canım istemiyor.” Tostu ve meyve suyunu aldı eline.

-"Kızım zaten 40 kilo bir şeysin. 1 gün aç kalırsan ölürsün sen. Ye çabuk.” Tostu burnuma soktu. Biraz geri çekildim. Burnumla yemiyorum ben. Israrla çekmedi. Bir ısırık aldım.

-"Başka yemem.”

-"Bir de ne istesem yapacaktın. Sevgililer birbirinin aynısı oluyor işte. Asel ile sana gelirken çiçek alalım dedim. Kız istemeye mi gidiyoruz diye tutturdu. O da her istediğimi yapacaktı. Hep kandırıyorsunuz beni.” Tostu bir daha uzattı. Bu sefer elinden aldım.

-"Öyle mi dedi? Kız istemeye?”

-"Evet. Hem kıvırcık hem dik kafalı. Dediğim dedik.” Güldüm tostumu yerken. “Bu küçükken var ya kuyuya düştü.”

-“Kuyuya mı?”

Meyve suyunu da açıp verdi. “Evet. Bak dışarıda oynuyorduk. Baktım Asel kuyunun içine bakıyor. Kafamı 2 saniye çevirirdim. Bir baktım Asel yok. Düşmüş bu.” Kahkaha attı. Olayları tekrar yaşadığına eminim. “Kuyu da kuru şansına. Kurtarmak için geldiler. Halat saldılar aşağıya çıkmıyor. Adam indi almak için yine gelmiyor bu. Kedi diye tutturdu. Kedi içine kaçtı diye bakıyormuş meğerse. Dengesini kaybedince düşmüş salak. En sonunda ikna ettiler. Bunu çıkardılar kuyudan. Bacak kırık. Yine de o bacakla ertesi gün o kuyunun başına gitti. Ve biliyor musun gerçekten kedi varmış orada. Gazetelere falan çıktı o dönem. Çok sinir oluyor ama ben haberlerini sakladım. Sana gizliden gösteririm. Çaktırma.” Dedi eliyle sus işareti yaparken. O güle güle Asel'i anlatırken ben tostun hepsini yedim. Ondan konuşmak çok güzeldi. Kapı tıklatıldı. Burak kafasını uzattı. “Oha taş geldi. Aman çıtır geldi.” Nefesini verdi. “Burak geldi.” Güldüm haline. Bu kız bayağı etkileniyor Burak'tan. Ayağa kalktı hemen.

-"Merhaba İmge.” Dedi ona bakarak. Ben de varım burada.

-"Sana da merhaba Burak.” Dedim dikkatini çekmek için.