Merhaba👋🏻👋🏻
Nasılsınız? Ben bölüm çok hoşuma gittiği için fazlasıyla mutlu hissediyorum.
Umarım siz de beğenirsiniz. İyi okumalar dilerim~~
..............
Yer yer dalgalanan denizin köpürdüğü kıyı kesimleri insanın kulağını sesiyle kutsarken, genze vuran tuzlu deniz suyunun kokusu hem huzur veriyor, hem de olduğunuz yerde gözlerinizi kapatıp sonsuza dek uykuya yatmanıza sebep olacak bir dinginliğin içine girmenize sebep oluyordu. Etrafta küçüklü büyüklü farklı yaşlardaki insanların coşkulu sesleri hüküm sürse de, tüm bu ses kalabalığının içinde doğanın sesine kulak vermek o kadar da zor değildi.
Küçük kardeşi, Jeongguk ve buraya gelmelerine vesile olan Jeon çiftinden uzakta, daha çok sahilin iç kesimlerinde bir restoranda bar kısmında oturan Taehyung, arkasından yükselen denizin sesine kulak verirken siparişlerini bekliyordu. Kaldıkları tatil köyünü bünyesinde bulunduran büyük şirketin bir yatırımcısı olan bu restoran, onlara deniz kenarında ücretsiz kullanabilecekleri bir şezlong ve içecek hizmeti sağlamıştı.
Bu yüzden ola ki sabah kahvaltı yaptıktan hemen sonra arabayla geldikleri sahilde art arda şişeleri boşaltıyorlardı. Bu, dönüşümlü olarak içecek almaya gittikleri üçüncü seferdi. Siparişler aynıydı. Yeonjun büyük bir hevesle şeftalili meyve suyu istemiş, Jeongguk çok umursamadığını belirtir bir ifadeyle herhangi bir gazlı içecekte olsa dert etmeyeceğini söylemiş, Ya Eun ve Sungmin ise işi Taehyung'a bırakmayıp etrafta kokteyl servisi yapan garsonlardan birine sipariş vermişlerdi.
Gerçi, Taehyung onlara hak veriyordu. O süslü bardaklarda servis edilen şeyleri diğer içeceklerle birlikte dökmeden götürmesi pek olası değildi. Bu yüzden Ya Eun geçen garsona sipariş verdiğinde dert etmemiş, yer yer kumsaldaki kumların yapıştığı üst bedenine bol tişörtlerinden birini geçirip şezlongdan kalkmıştı. Daha sonra ise Jeongguk'un çabuk gel mızmızlanmalarını bir süre dinledikten sonra soluğu burada almıştı.
Bar kısmı fazla kalabalık değildi ancak yine de ısrarla kendi siparişlerini öne çıkartan insanların sayısı fazlaydı ve Taehyung onları umursamadığı ve her ne kadar Jeongguk ısrar etse de acelesi olmadığı için uzun taburede otururken beklemeyi dert etmiyordu. Hatta, sürekli siparişlere koşmasına rağmen önündeki garsonlardan biriyle arkadaş olmuş bile sayılırdı. Ondan tahmini birkaç yaş daha büyük olan geç adamın insanların kabalığı hakkında olan serzenişlerini dinlerken sıkıldığı söylenemezdi.
Tepsisini bar tezgahının üstüne koyup birkaç siparişi daha hızlı hızlı söyleyen bir garson kız hemen yanında belirdiğinde, Taehyung eline yasladığı yanağını çekti ve ani hareket yüzünden istemsizce irkilirken yanındaki bedene baktı. Ancak genç kız ona bakmamış, karşısındaki iş arkadaşı siparişleri içeriye iletirken iç çekerek tezgaha yaslanmıştı. "Bugün hiç olmadığı kadar kalabalık! Hayır anlamıyorum, bu kadar içkiden sonra hiç tuvalet ihtiyacı da mı hissetmiyorlar. Benim şu bardaklara bakarken bile midem çalkalanıyor!"
Onun huysuz bir tonda söyledikleri, saatin öğleden sonraya yaklaşması ve sabahtan bu yana kumsalda kardeşi ve küçük arkadaşının peşinde koşturması yüzünden kasları sızım sızım sızlayan Taehyung'u oturduğu yerde güldürmüş, dikkatleri üzerine çekmişti. Uzun kahverengi saçları başının arkasında sıkı bir topuz yapılmış genç kız, yanındaki ondan küçük olduğu belli gencin gülüşünü duyduğunda, yaslandığı tezgahta ona doğru döndü ve tezgahın arkasındaki arkadaşını gösterip, "Gördün mü bak. Bu genç adam da benimle aynı fikirde. İnsanlar çıldırmış!" diye tekrar etmişti.
İsminin Suho olduğunu öğrendiği garson bu söylenenlere karşı kıkırdayıp, "Emin ol şu an seni ondan daha iyi anlayan biri olamaz! On dakikadır kendi siparişlerini bekliyor ama şu aceleci tiplerden daha ona sıra gelemedi bile!" dedi ve Taehyung yerinde dikleşirken elini umursamaz bir tavırla salladı. "Ah, gerçekten hiç sorun değil. Emin ol beklerken dinleniyorum. Asıl içeceklerle geri döndüğümde yorulacağım." Genç kız karşısındaki iş arkadaşı tarafından tezgaha bırakılan içecekleri özenle tepsisine dizerken Taehyung'un sözlerine kulak verip onu anladığını belirtir bir tonda, "Ailenle mi geldin? Ancak bir küçük kardeşin varsa tatil bu kadar yorucu geçer." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little follower
FanfictionKim Taehyung sorunlu aile ilişkileri ve bakmak zorunda olduğu küçük kardeşi ile hayattan en büyük tokadı erkenden yiyen bir gençti. Jeon Jeongguk ise mükemmel ailesi ve yolunda giden hayatıyla yalnızca meraklı küçük bir çocuktu. Jeongguk'un her gü...