6//"Kıskançlığından ve öfkenden kurtul."

3.2K 440 43
                                    

Önceki bölümün uzun olmasının hıncını çıkartır gibi, bu sefer de çok kısa yazdım cjnkjcnsckn Yine de bunu birkaç gün sonra yeni bölümün geleceğini söyleyerek telafi etmek istiyorum😊😊

Bu bölümde taekook yok, onun yerine Kim ailesindeki sorunun ne olduğuna ve kaynağına değinmek istedim. Umarım okurken zevk alırsınız, iyi okumalar dilerim👐👐

............

Taehyung nöbetten yeni döndüğü için fazlasıyla yorgun olan Jeongguk'un babasına onu teslim ettikten sonra eve döndüğünde, böyle bir manzarayla karşılaşmayı beklemiyordu. Kardeşinin ikisine ait olan odalarında cam kenarında onu beklerken yapmasını söylediği çayı yudumlayacağını düşünmüştü ama feci yanılmıştı. Yanıldığını fark ettiği an ise, kapılarının önünde gördüğü marka botlarla başlamıştı. Kaşları merakla çatılırken uzanıp kapı tokmağına art arda vurduğunda, içeriden duyulan birkaç adım sesinin ardından annesinin tanıdık yüzü kapıda belirmiş, bakışlarındaki hoşnutsuzluk ise genç çocuğun daha da şüphelenmesine sebep olmuştu.

Spor ayakkabılarını çıkartıp adımını bu soğuk havada buz gibi olan evlerine doğru attığında, annesinin yüzüne bir defa daha bakmaksızın sırtındaki çantasını çıkartıp kapının yanına fırlattı. Bu sırada üstüne yün bir hırka almış annesi de göğsünde bağladığı kollarıyla onu takip etmiş, "Misafirimiz var." demişti hoşnutsuz bir tavırla. Taehyung mevsimlik montunu çıkartıp askıya asarken, "Orasını anladım zaten." diye mırıldandı. "Kim geldi?" Annesi ojeli parmaklarıyla ona içeriden gülüşmeler ve tıkırtılar yükselen mutfağı gösterdi. Taehyung onun hareketiyle mutfağa doğru bir bakış attığında, burnuna dolan alışılmadık kokunun kaynağını da fark etmiş oldu. Yemek kokuyordu. Henüz pişmiş, taze ve sıcacık yemek kokusu...

Kaşları ister istemez biraz daha çatılırken hızlanan adımları mutfağa yönelip mermer zemine çıplak ayaklarıyla basarak kapının önünde durduğunda, içerideki kardeşi ve burada görmeyi hiç ama hiç beklemediği kadının bakışları ona doğru döndü. Yeonjun abisini gördüğü anda önündeki tabakta yarısına kadar bitirdiği yumurta rulosunu bırakarak sandalyesinden zıplayarak indi. Küçük adımları koşarak abisine yönelip, kısa boyundan da avantaj alarak kendini onun kucağına attığında, Taehyung beli biraz ağrımaya başlamasına rağmen onu reddetmeden eğilerek tamamen kucağına aldı. Bu sırada küçük çocuk kucağında geriye doğru dönüp hala mutfak sandalyelerinden birinde oturan kadını işaret etmiş, "Abiciğim bak Ya Eun Teyze beni ziyarete geldi!" demişti heyecanla.

Taehyung ateş saçan bakışlarını onlara gülümseyerek bakan kadına sabitledi. Burada ne işi vardı ki onun? Ev adreslerini nereden bulmuştu? Ya da izin almaksızın evlerine gelirken aklından ne geçiyordu? Biraz biraz sinirlenmeye başladığını hissetse bile, kendine hakim olarak saygısını bozmadan, "Hoş geldiniz Bayan Jeon." demişti. Yine de sesindeki sorgulayıcı ve rahatsız ton, saygısını bozmasına gerek kalmadan Ya Eun'a istenmediğini hissettirmeye yetmişti. Yüzündeki büyük gülümseme istemsizce küçülürken, "Hoş buldum Taehyung. Jeongguk Yeonjun'un hasta olduğunu söyleyince, merak ettim ve kendime engel olamadım. Habersiz geldiğim için kusuruma bakma lütfen." dedi ılımlı bir tonda. Büyük oğlunun arkasında, bu kadının evlerindeki varlığından olabildiğince rahatsız durumda olan Sun Yeon, ağzının içinden, "Özür dilemen gereken asıl kişi benim." diye huysuzca mırıldansa ve Taehyung hemen önünde olduğu için bunu duysa bile, kimse onu umursamadı.

"Yok canım, ne kusuru. Buraya kadar boşuna gelmişsiniz ama. Yeonjun bugün çok daha iyi." genç çocuğun sözleri hala mesafeliydi ve keskin bakışlarıyla kadını adeta evlerinden kovuyordu. Orada kim olsa kelimelerinin altında yatan ikinci anlamı anlardı. Sun Yeon da anlamıştı. Küçük oğlunun aksine büyük oğlunun onunla aynı fikirde olması, karşılaştıkları andan beri amansız bir rahatsızlık duyduğu kadına karşı, dudak kenarlarından gülmesine sebep olurken, uzanıp narin parmaklarını büyük oğlunun karışmış saçlarının arasında gezdirdi. "Evet, zahmet verdik size de." oğlunun cümlelerini tasdiklemek ve eve girdiği andan beri sanki evde o yokmuş gibi davranan kadına varlığını hatırlatmak için kısaca konuştuğunda, beklemediği bir şekilde istenmediğini anlayan Ya Eun sandalyesinden kalktı. Küçük mutfakta birkaç adımla kapının önünde duran üçlüye yaklaşarak, "O zaman ben daha fazla rahatsızlık vermeyeyim." diyerek sahte bir sevecenlikle gülümsediğinde, Taehyung'ta aynı gülüşü ona iade etti.

Genç kadın yarım saatten beri birlikte vakit geçirdiği küçük çocuğun saçlarını son bir kez okşayıp, "Cumartesi görüşürüz. Dikkat et kendine, küçük adam." diyerek gülümsemiş, sonra ise Sun Yeon'un yanından ona bakmadan geçerek hole adımlamıştı. Askılığa astığı uzun paltosunu ve geri kalan eşyalarını teker teker üstüne geçirdi, arkasından hole giren çocuklara son bir kez veda etti.

O evlerinin kapısından çıkıp gittikten ve çelik kapı yeniden kapanıp, anne ve iki çocuğunu baş başa bıraktığında, Sun Yeon bozulan topuzunu tekrardan yapmaya başlarken, "Ne yapışkan kadınmış! Bir bırakamadı sizi!" dedi iğneleyerek. Taehyung kucağındaki Yeonjun'u yere indirip, "Hadi abiciğim, sen yemeğini yemeye devam et." dedikten sonra, oturma odalarına giren annesinin arkasından gitti. Yeonjun her ne kadar kendisinin çok sevdiği Ya Eun teyzesi hakkında öyle konuştuğu için annesine kızıp dudaklarını büzse bile, abisinin dediğini yaparak yeniden mutfağa yöneldi ve onun için hazırlanmış lezzeti yumurta rulosunu yemeye devam etti. Taehyung ise ikinci el koltuklarına kurulup, parmaklarına sürdüğü ojeleri parlatmaya başlayan annesinin karşısına oturarak, "Eve girmesine neden izin verdin?" dedi sinirle.

Genç kadın bakışlarını parmaklarından kısa bir an kaldırıp ona hesap soran oğluna baktı. "Ben mi dedim sanki gir içeri diye! O bacaksız kardeşin yok mu, o tuttuğu gibi çekti kadını içeri!" Genç çocuk başını iki yana doğru onaylamayarak sallarken dirseklerini dizlerine yasladı. "Bir şeyler anladığını biliyordum. Şu hale bak, ev adresimize kadar bulmuş." sıkıntılı bir sesle kendi kendine konuşması, umursamaz gibi görünmeye çalışmasına rağmen, giden kadına karşı büyük bir öfke beslemeye başlamış annesi tarafından bölündü. "Kim o? Onun gibi biriyle sizin ne işiniz olur? Bir de üç aydan beri tanışıyormuşsunuz!" Taehyung annesinin söylenmelerinden bıktığını hissederken, "Oğluyla arkadaşım." dedi kısaca. Ancak bu açıklama içindeki öfke sönmemiş kadına yetmedi.

"Öyle bir kadının çocuğuyla ne işin olur senin? Söylesene, Yeonjun'u neden bulaştırdın. O henüz çok küçük, kadın onu resmen büyülemiş!" genç çocuk annesini baştan aşağı süzerken kafasında onunla Bayan Jeon'u karşılaştırdığı bir tablo oluşturdu. Annesi onu aşağılamaya ve küçük görmeye fazlasıyla eğimliydi ancak işin gerçeği, Bayan Jeon ondan her anlamda daha üstündü. "Büyüleme falan yok. Bayan Jeon sevgi dolu bir kadın ve bir anne. Yeonjun sen de bulamadığını onda buluyor." geriye doğru yaslanıp gülerek bacak bacak üstüne attı. Kendi kendini savunabileceği kadar büyüdüğü günden beri annesinin öfkeyle kasılan yüzünden korkmuyordu. Aksine ona fazlasıyla komik geldiği bir gerçekti. "Bir bakarsın birkaç ay sonra sana teyze ona anne demeye başlamış!"

Sun Yeon öfkeden tüm bedeninin kasıldığını hissederken çenesini kastı. Bakışları hemen hemen onun kopyası olan büyük oğlunun üstünde geziniyor, henüz kurumamış parmakları sinirle titriyordu. "Onunla da oğluyla da bir daha görüşmenizi istemiyorum!" ne dediğini bilemezken öfkeyle sesini yükselttiğinde, Taehyung umursamaz bir tavırla elini salladı. "Evet evet, kesinlikle böyle yapacağız. Ama merak ettiğim bir şey var sevgili anneciğim," çevik bir hareketle oturduğu koltuktan kalktı ve annesinin gözleri onu takip ederken oturma odasının çıkışına ilerledi. "Şimdiye kadar bu arkadaşlığı senden bu kadar iyi saklamışken, görüşmediğimizden nasıl emin olacaksın?"

Kardeşinin yanına mutfağa girmeden önce başını çevirerek son bir defa sinirden kontrolünü kaybetmiş kadının yüzüne baktı. Onun için gerçekten üzülüyordu. Kendini bildi bileli, istemediği şeylerin onun kontrolü dışında gerçekleşmesinden nefret eden bir kadındı o ve babasıyla sürekli kavga etmelerinin yegane sebebi buydu. Hayattaki her şeyi kontrol etmeye çalışıyor, bunu yaparken kardeşiyle kendisinin hayatına burnunu sokmaktan çekinmiyordu. Sırf onun bu huyu ve sevgisizliği yüzünden Bayan Jeon aile içinde sıkıntıları olduğunu bu kadar çabuk anlamıştı ve peşlerini bırakmayacak kadar inatçıydı. Annesi yine işleri berbat etmişti ama bu sefer arkasını toplayacak kişi olmayacaktı Taehyung.

"En yakın zamanda kıskançlığından ve öfkenden kurtul. Eğer hayatımızı rahat bırakmasını bu kadar istiyorsan iyi anne rolü yapmaya alışmalısın çünkü ne ben Jeongguk'tan vazgeçeceğim, ne de Yeonjun Bayan Jeon'dan ayrılacak."

little followerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin