little follower

39//Söz ve Yemin

Günaydın👋🏻👋🏻👋🏻

Birkaç haftaya sınavlarım başlıyor ve ben sadece Little Follower yazmak istiyorum. Bu yüzden tatil olan şu haftada sizi bölüme boğabilirim, haberiniz olsun✌🏻

İyi okumalar dilerim~~~~

..............

      Havaların alabildiğince soğuk ve kapalı olduğu sıradan bir aralık gününde, Taehyung yanında onunla birlikte yürüyen arkadaşı Yugyeom'la Jeongguk ve Yugyeom'un kardeşinin okuduğu liseye ilerliyor,  arkadaşı ile ikisinin de başlayan üniversiteleri sebebiyle uzun süredir oturup sohbet edememiş olmanın acısını çıkartıyordu. Yugyeom, her zamanki Yugyeom'du. Kendisi oyunculuk okumak istediği için üniversite hayatı epey renkliydi ve yan yana yürüdükleri süre boyunca sürekli oradaki ortamdan falan bahsetmişti. Taehyung ise zaten aşırı hareket ve parti heveslisi olmadığı için özenme belirtisi göstermeksizin onu dinliyordu. 

Kendisinin üniversite hayatının sessiz sakin sürüp gittiğini söylemek yalan olmazdı. Son zamanlarda kardeşi ve annesi arasındaki ilişkiyi kardeşinin gelecek yaşamının iyiliği için iyileştirmeye çabalarken ruhsal olarak fazla yorulmuş, bu yorgunluğunu her ne kadar aksine çabalasa bile okuluna ve işine de yansıtmıştı. Hatta sırf hiç huyu olmayan bir şekilde yaptıkları sakarlıkları yüzünden patronu ona bir hafta kafa dinleme izni bile vermişti. Şu anda da o iznin içerisindeyken yanında neşelenebildiği tek kişiyle buluşmaya çalışıyordu. 

Jeongguk'un akıl almaz neşesi ve sürekli yanına yaklaşıp onu da canlandırmaya çalışması kendisine iyi geliyordu. Bazen o karşısında video oyunlarındaki karakterlerin hikayelerinden büyük bir coşkuyla bahsederken Taehyung elini yanağına yaslayıp kahverengi saçlarının döküldüğü alnı, her geçen gün oturan yüzüyle geleceğin yakışıklısı erkek arkadaşına bakıyor ve onu gerçekten çok sevdiğini düşünüyordu. 

Son zamanlarda çok fazla hayatı ve sahip oldukları hakkında düşünüyordu Taehyung. Çok bir şeye sahip değildi. Her an iyiliğini düşünmeye çalıştığı, onu Ya Eun'a emanet ettiği zamanlarda bile aklından bir an olsun çıkartamadığı bir küçük kardeşi, hayatına o istememesine rağmen dahil olmaya çalışmasalardı şu anda nerede ne halde olacağını kestiremediği Ya Eun ve Sungmin çifti ve bir de o sonbahar günü kendisini takip edip elinden tutmasaydı içinde haberdar olmadığı koca bir boşlukla yaşamasına sebep olacak Jeongguk vardı. Sahip olduğu her şey, bundan ibaretti. 

Arkadaşlarını bu kefeye koymuyordu zira onlar gelip geçici olabilirlerdi hayatında. Şimdiden üniversitede yeni kişilerle tanışmış, eski arkadaşlarıyla arasının açılmasına müdahale edememişti. Yugyeom'la Jeongguk ve Min Yeon arkadaş oldukları için daha sık görüşseler de, son birkaç aydır Namjoon'u hiç görmüyordu. Tıp okumaya başlamış olmasının da bunda etkisi vardı. Gerçi, aynı şey pekala Jimin için de geçerliydi. Onun farkı, buldukları en ufak bir boşlukta görüntülü ya da sesli telefonla konuşmalarıydı. Arkadaş grubundaki en yakınının peşini Taehyung öyle kolay kolay bırakmayı planlamıyordu. Jimin de, kendisine boyattığı sarı saçları ve tombul yüzüyle iyi gelen insanlar arasındaydı. 

Kısacası, Taehyung çok fazla şeye sahip değildi.  Bu yüzden ruhunun çevresinde dolanan o kara dumanları def etmeye ve üzerine fazla düşünmeye gerek kalmaksızın çok çalışarak, daha çok şeye sahip olmaya ve mutlu olmaya odaklanarak günlerini geçirmek istiyordu. Ne annesi hakkında düşünmek istiyordu, ne kardeşinin yaşadığı psikolojik sorunlar hakkında düşünmek istiyordu ne de bir şeylerin yolunda gitmediğini kabullenmek istiyordu. Sadece, küçük, mütevazi hayatı çevresinde kimseye muhtaç olmadan yaşamaya ve sevdiği insanlarla birlikte mutlu olmaya çalışıyordu.