13//Alınan Hediyeler ve Bedelleri

2.4K 342 91
                                    

Bölümü yazarken hep eğlenceli şeyleri dinlemeye çalıştım ama yine de çok duygulandım....

Umarım sizde benim yazarken hissettiklerimi bir parça da olsa hissedebilirsiniz

İyi okumalar dilerim~

 ............

     Taehyung; alışık olduğunun aksine, kapalı perdelerinin arkasından sızmaya çalışan güneş ışıkları yüzünden değil de, kulaklarına dolan sesler yüzünden uyandığında, arlanan gözlerinin ilk karşılaştığı şey, yatağının yanındaki eski komodinin üstüne önceki akşam özenle yerleştirdiği pelüş kaplandı. Bir önceki gün, alışveriş merkezinde Jeongguk'un onun için aldığı kaplanın sevimli suratıyla karşılaştığında, bir elini gözlerine götürüp kaşırken gülümsedi. Normalde sabahları huysuz olurdu ancak Jeongguk burada olmasa bile, onu mutlu etmeyi başarmıştı. Üstüne yattığı için hafif hafif karıncalanan elini kaldırarak pelüş oyuncağın kulaklarıyla oynadı bir süre. Tamamen uyandığını ve kulaklarına dolan sesleri sorgulayabilecek derecede zihninin açıldığını hissettiğinde ise, dirseğini yatağının çarşafına yaslayarak yattığı yerden doğruldu. 

Gözleri yanında yatıyor olması gereken kardeşinin bedenini aradı ve bulamadığında, odalarının aralık kapısından içeri sızan seslerin arasından, kardeşinin sesini ayırt etti. Neler olduğunu kavramaya çabalayan zihni, pelüş kaplanın yanında duran dijital saatin üstündeki rakamları okuyup, saatin henüz yedi bile olmadığını gördüğünde, kaşları çatılmıştı. Üstündeki ağır battaniyeyi kaldırdı ve eşofmanının paçalarını içine sıkıştırdığı çoraplarının sarmaladığı ayaklarını soğuk parkelere bastırdı. Erken uyandığı için hala üstünden atamadığı mayhoş ruh hali, ona uzun bir esneme olarak döndüğünde ise, elinin tersini ağzına kapatarak yataktan kalkmayı geciktirdi. 

En sonunda, ağrıyan beline rağmen, oturduğu yerden kalkıp odanın kapısını daha da araladığında, salondan yükselen parlak ışığa karşı alışmak için gözlerini kısa bir an kapatmış, "Sabah sabah neden ışık açık?" diye söylenerek koridorda adımlamaya başlamıştı. Kapısı sonuna kadar açık salona birkaç adım kala, göz ucuyla eski koltuklarının üstüne atılmış kabanı fark etti. Sonra ise burnuna, yoğun alkol ve sigara kokusu vurdu. Merakla çatılan kaşları, aldığı kokudan sonra düzelip, bu seferde yüzü buruşurken, geniş salonlarından henüz görüş alanına girmeyen kardeşinin, "Bu gerçekten çok güzelmiş. Teşekkür ederim babacığım!" deyişini duyduğunda, neler döndüğünü anlayamasa bile kimin burada olduğunu anlamıştı.

Salondan tamamen girmeyi reddederek, omzunu kapının kenarına yasladı ve kıstığı gözlerini önündeki manzaraya dikti. Küçük kardeşi, yerdeki sarımtırak halının üstünde oturuyor, ellerinde değerli bir elmasmış gibi kavradığı oyuncak arabayı evirip çeviriyordu. Ondan fazla uzakta olmayan oyuncağın kutusu ve bir kenara atılmış poşetlerin arasında, koltukta oturan yapılı beden ise olabildiğince heyecanlı olan kardeşine kahverengi gözlerini dikmiş gülümsüyordu. Taehyung birkaç saniye, babasının üstündeki emanet gibi duran kırışmış gömleğe, kahverengi kot pantolona, çözülmüş kravata ve koltuğun üstüne bırakılmış cekete baktı. Üstünü taradıktan sonra bakışlarını adamın kararmış göz altlarında, karışmış siyah saçlarında ve iyiden iyiye uzamış sakallarında gezdirdi. Aylar sonra, onu yeniden görmek ve gittiği zamandan hiçbir farkı olmadığını fark etmek, şaşırtıcı olmasa da üzücüydü. Taehyung bazen daha ne kadar büyürse, babasını yeniden evlerinde gördüğünde bir ihtimal değişmiş olabileceğini düşünme aptallığından vazgeçeceğini merak ediyordu. 

Kapıya yasladığı omzuna ince uzun kollusu yüzünden soğuk ilmek ilmek işlemeye başlarken, "Yeonjun." dedi odadaki varlığını belli etmek ve kardeşine seslenmek için. Hala elindeki büyük oyuncak arabayı incelen kardeşinin bakışları, ona doğru döndü. Babasının gözleri de ona çevrilmişti ama Taehyung o an onu umursamadı. "Odamıza geç hadi abiciğim, burası fazla soğuk." Evlerinde tasarruf için ısıtmadıkları odalardan biri olan salonun soğukluğunu bahane ederek, Yeonjun'u yerinden kaldırmaya çalıştı. Ancak küçük çocuk, sözünü dinlemeden önce, elindeki oyuncak arabayı kaldırıp ona doğru gösterdi ve, "Abi bak! Babam bana araba almış!" dedi gözlerindeki parıltılarla. 

little followerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin