Günaydın👋🏻👋🏻
Contrarian Omega and The Prince Alpha ile ilgilenirken burayı çok ihmal ettiğimin farkındayım, çok üzgünüm bunun için🥺🥺🥺
Hayırlısıyla bir on beş tatile girersek burayı da bol feelsli bölümlere boğacağım😁
İyi okumalar dilerim~~
.........
"Hyung! Nasılsın?"
Taehyung, kardeşiyle paylaştığı tek kişilik yatağının üstünde uzanırken tavanı inceliyor, kulağına yasladığı telefondan yükselen cıvıl cıvıl sese karşı gülümsüyordu. Birlikte gittikleri piknikten sonra tatil olmasına rağmen ikisi de arkadaşlarıyla vakit geçirmekten birbirlerini pek görememişlerdi ve Taehyung açık söylemek gerekirse küçüğünü çok özlemişti. Okul vakti olduğunda, dersler ev ile ilgilenmek akşamları gittiği işi derken düşünmeye pek bir boşluk bulabildiği söylenemezdi ama tatil olduğunda, yaptığı her işte zihninde Jeongguk'un yüzü dolanıp duruyordu.
"İyiyim bebeğim. Sen nasılsın? Görüşemedik bir haftadır." Telefonun karşı tarafında anne babasının odasına açılan balkonda oturan Jeongguk görüşemedikleri gerçeğini hatırlayarak huysuzca mırıldandı. Sırtını yasladığı evlerinin duvarında, ayaklarını da öne uzatmış ve kucağına aldığı kitabının keyfini sürüyordu onu aramaya karar vermeden önce. Annesi ona portakal suyu ve dondurmasını getirmeseydi, her gün sabah ve akşam olarak gerçekleşen rutin konuşmalarını öğleden sonra gibi ikisinin de müsait olmadığı saatlere almazdı ama aldığı haberden sonra akşamı bekleyebileceğinden emin değildi.
Başını geriye yatırıp gökyüzündeki beyaz pofuduk bulutları izlemeye başlarken, "İyiyim Hyung, sadece seni çok özledim. Çok fazla hem de." diye mırıldanarak konuştuğunda, Taehyung yastığının üzerinde elektriklenen saçlarını umursamadan bedenini yatağında doğrulttu ve dudaklarını istemsizce ısırırken gülümsedi. Neden bu cümleyi her duyduğunda bu kadar heyecanlanıyordu emin değildi. Tek bildiği küçüğünün de onu en az kendisinin yaptığı kadar özlediğini her duyduğunda kalbinin hızlandığıydı.
"Ben de seni özledim Gguk." Bir iç geçirdikten sonra yatak örtüsünün deseninin üstünden parmaklarıyla geçerken devam etti. "Eğer yarın müsaitsen, birlikte bir şeyler yapabiliriz. Ne dersin, hm?" Jeongguk onu bu kadar erken aramasının yegane sebebi olan yarını duyduğunda, sırtını yasladığı duvardan çekip bağdaş kurdu heyecanla. Böylece kucağındaki arasına ayracını koyduğu kitabı kısa bir şortla sarmalanan çıplak bacaklarının arasına düşmüş, ancak küçük olan gözüne düşen uzun bir saç tutamını kulağının arkasına sıkıştırırken bunu umursamamıştı.
"Ben de seni bunun için aramıştım Hyung! Babam bu yaz tatilinde yıllık iznini kullanmak için deniz kenarında mükemmel bir tatil köyü bulmuş! Annem sizi de davet etmemi söyledi. Eğer annen izin verirse iki haftalığına tatile çıkabilir miyiz?" Taehyung, Jeongguk heyecanla konuşup kast ettiği tatil köyünün ne kadar güzel olduğunu anlatırken, donuklaşmış bakışlarını bir süre odasında gezdirdi. Pekala, o da küçüğü gibi düşünüyordu. Bu çok güzel bir fikirdi ama son zamanlarda Jeon ailesinin içine çok fazla girmişlerdi. Belki de bu tatile ailecek gitmeleri daha iyi olurdu.
Her ne kadar bu Jeongguk'u iki hafta daha göremeyeceği anlamına gelse de, kimseye rahatsızlık vermek istemiyordu. Üstelik rahatsızlık veriyor olmasa bile, henüz iki gün önce aldığı aylık maaşı o tip bir tatile ev masrafları da yanında gelirken yeter miydi emin değildi.
Reddetmesinin küçüğü kıracağının ama başka bir yolunun da olmadığının bilincinde olarak sessizce, "Jeongguk, bu gerçekten çok güzel bir fikir. Ama gelebileceğimizi sanmıyorum. Ailecek gitmeniz çok daha iyi olur minik tavşanım." dediğinde, Jeongguk'un oturduğu yerde o göremese bile omuzları çökmüştü üzüntüyle. Büyük olanın anında kabul edeceğini düşündüğü bu teklifi reddetmesinin kalbini kırdığını hissederken dudaklarını büzüp boştaki parmaklarını çıplak dizinin üstünde daireler çizerek gezdirmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
little follower
FanficKim Taehyung sorunlu aile ilişkileri ve bakmak zorunda olduğu küçük kardeşi ile hayattan en büyük tokadı erkenden yiyen bir gençti. Jeon Jeongguk ise mükemmel ailesi ve yolunda giden hayatıyla yalnızca meraklı küçük bir çocuktu. Jeongguk'un her gü...