36//"Bir gün kesinlikle sana yetişecek, hatta geçeceğim."

1.8K 234 94
                                    

Günaydın👋🏻👋🏻

Yine üç aylık bir zaman atlaması var🤗

İyi okumalar dilerim~~~

..............

      Nisan ayının sonlarına doğru, havalar henüz yeni yeni ısınırken, buzların erimemesi adına içerisi serin tutulan buz pateni pistinin girişinde, Yeonjun ayağında üzerinde zor durduğu patenleri varken bir eliyle Jeongguk'un, diğer eliyle Taehyung'un elini sıkı sıkı tutuyor, heyecanla irileşen gözleriyle birazdan adımını atacağı buz pateni pistine bakıyordu. Onların arkasında kalan oturaklarda ise kucağında üç çocuğun da mevsimlik montlarını tutan ve Yeonjun'un ilk defa buza inmesini seyreden Ya Eeun ve yanında oturan Sungmin vardı. Herkesin boş gününe denk gelen bu pazar gününde, özellikle Jeongguk'un ısrarlarıyla gelmişlerdi buraya. Her ne kadar Ya Eun ve Sungmin'in kaymaya niyeti olmasa da, Yeonjun çok heyecanlı ve meraklıydı bu konuda. 

Taehyung, sol elini sağ eliyle tuttuğu kardeşini, buza attığı ilk adımdan sonra büyük bir dikkatle pistin kenarına yönlendirdi ve Jeongguk da ona destek olurken Yeonjun'un kenarda duran demirlere tutunmasını sağladılar. İki elini de demirlere sarmasının ardından Yeonjun başını hızla ayaklarına eğmiş, şu anlık kaymayan patenlere bakıp, "Abi bak! Ayakta durabiliyorum!" demişti mutlulukla. Taehyung onun söylediklerine karşı gülümserken ne olur ne olmaz diye elini kardeşinin sırtından çekmiyordu. Düşmesi en son istediği şey bile olamazdı çünkü. 

"Sende de abinin doğuştan yeteneğinden var Yeonjun. Şimdiden harika gidiyorsun. Ben ilk seferimde neredeyse ayakta bile duramıyordum biliyor musun?" Jeongguk, küçük olanı biraz daha cesaretlendirmek için kendi ilk seferini abartarak dile getirdiğinde, Yeonjun başını kaldırıp sevimli bir gülümsemeyle ona baktı. Üzerindeki eskiden Jeongguk'a ait olan ama şu anda onun giydiği parmak uçlarına kadar ellerini örten uzun kollu kıyafet, altındaki pantolonu ve henüz yeni kestirdiği saçlarıyla kan bağı olmaksızın kardeş gibi duruyorlardı. Bu, özellikle Jeongguk için böyleydi çünkü Jeongguk ona her baktığında kalbinin şefkatle dolmasına engel olamıyordu. 

"İyiyim değil mi abiciğim? Ellerimi bırakabilir miyim şimdi?" Yeonjun bir elini tutunduğu demirden çekip abisine dönerken heyecanla konuştuğunda niyeti tıpkı abileri gibi tutunmadan kayabilmekti. Bunun için erken olduğunun o sırada farkında değildi ve bundan dolayı da tutunduğu tek eli ona destek olamazken geriye doğru kaymış, abisinin arkasında tuttuğu eline sırtını yaslamasa düşecek bir hale gelmişti. Bacaklarının arası kaydığı her santimde biraz daha açılırken korkuyla boştaki elini abisinin üzerindeki kapüşonlunun yakasına sarmadan edemedi. Taehyung, onun bir anda panik olduğunu fark ettiğinde onu sırtından destekledi ve öne doğru gidip demire yaklaşmasına yardımcı oldu. Bu sırada bıyık altından gülümsüyor, kardeşinin kendisine sığınmasına izin veriyordu. 

"Sanırım, bir süre tutunarak gitmen daha iyi. Ne dersin Yeonjun, hm?" Abisinin söylediklerinden sonra Yeonjun hızlı hızlı başını salladı ve elini onun yakasından çekip sıkıca demire sardı. "Asla bırakmayacağım. Hiç hem de." Jeongguk, Yeonjun'un bütün sevimliliğiyle tutunduğu demire biraz daha yaslanmasını izlerken hafifçe gülümsemiş, elini onun omzuna koyup, "Merak etme." demişti kendinden emin bir tonla. "Sen bıraksan da biz seni bırakmayacağız zaten." Yeonjun başını çevirip kendisine baktığında devam etti. "Şimdi, sana nasıl süreceğini öğretmemizi ister misin?" Küçük çocuk, Jeongguk hyungunun söyledikleriyle başını onaylayarak salladı ve kendisinden çok daha büyük iki gencin arasında ayaklarının nasıl durması gerektiğini, nasıl düşmekten kurtulacağını ve daha birçok şeyi öğrenmeye başladı. 

Bu sırada onlardan birkaç metre uzaktaki oturaklarda oturan Ya Eun, izlediği manzaradan gözlerini çekip yanındaki telefonuyla uğraşan eşine doğru dönmüş, "Çok sevimliler." demişti yüzündeki güzel gülümsemeyle. Sungmin, başını telefonundan kaldırıp Yeonjun'un aldığı destekle birlikte bir metre kadar ilerlemesini seyretti ve karısını onaylayacak o cümleyi söyledi. "Buraya gelmek iyi bir fikirdi. Eğleniyor gibi duruyorlar." Ya Eun, yeniden önüne dönüp bir anlığına Taehyung'a baktı ve, "Taehyung için de iyi oldu. Sınavı yaklaşıyor. Stresli olduğundan endişeliyim." diye mırıldandı. Geçen aylar boyunca yeni düzenleri tam olarak oturmuş olsa da, Ya Eun Taehyung için endişelenmekten bir an olsun vazgeçmiyordu. On yedi yaşında bir genç için çok fazla yoruluyordu ona göre. Her ne kadar üstesinden geliyor gibi dursa da kendi içinde neler yaşadığını anlatmadığı sürece bilemezdi. 

little followerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin