38//Sinir Krizi

1.7K 242 86
                                    

Günaydın👋🏻👋🏻

Ben napıyorum bilmiyorum bu hikayede bazen🤦🏻‍♀️

Bu bilmezliği size de yansıtmıyorumdur umarım lxmdlxmd

İyi okumalar dilerim~~~

..............

     Ekim ayının sonlarına doğru gelinirken havalar yeni yeni soğumaya başlıyor, insanlar kışlık kıyafetlerini kaldırdıkları yerden indirmek için biraz daha beklemek gerektiğini düşünüyorlardı. Okullar eğitim dönemlerine başlayalı henüz iki ay kadar olmuştu. Yeni başladığı üniversitesine her geçen gün biraz daha alışan Kim Taehyung ile arkadaşlarıyla birlikte başladığı lisenin ortamına çabucak uyum sağlayan Jeon Jeongguk'un ilişkiler, başladıkları günden bu yana ufak tartışmalar dışında sorunsuz olarak ilerliyordu. 

İkisinin de dersleri yoğun olduğu için, yaz tatilinde yaptıkları gibi sık sık görüşemiyorlardı. Zira Taehyung derslerinden çıktıktan sonra artık alıştığı düzene tabi kalarak işe gidiyor, oradan her zamanki gibi geç saatlerde çıkıyordu. Bu sebeple, sevgilisi ile görüştüğü zamanlar çoğunluk hafta sonuna ya da hafta içinde oldukça geç saatlere denk geliyordu. Yine de, kimsenin şikayet ettiği falan yoktu. Çünkü en azından Taehyung açısından, şikayet edecek başka şeylere sahipti genç oğlan. 

"Ya Eun noona, bunu yapmak zorunda mıyız?" Taehyung, umutsuz bir çabayla son bir kez konuşup kendisiyle aynı mutfak sınırları içerisinde olan kadına eğdiği başıyla kirpiklerinin ardından baktığında, o sırada bulaşıkları makineye dizmeyi henüz bitirmiş Ya Eun iç çekmiş, makinenin kapağını kapatıp belini tezgaha yaslamış bedene dönmüştü. "Değiliz. Değiliz ama böylesi çok daha iyi olacak Yeonjun için. Güven bana tamam mı?" Kadının yanına adımlamasının ardından onun gibi tezgaha yaslanıp konuşmasıyla, Taehyung gözlerini kaçırıp mırıldandı. "Güveniyorum zaten." Daha sonra ise sesini yükseltip devam etti. "Ama onu görmek istemiyorum hiç. Yeonjun'un görmesini de istemiyorum." 

Ya Eun, birazdan aylar öncesindeki gibi kapılarının önüne belirecek kadını ve onun ve küçük oğlunun yapacağı görüşme üzerine düşününce, Taehyung'a hak veriyordu. Sırf daha fazla çevrelerinde dolanmasın diye onu aylar boyunca oyalayıp durmuştu fakat artık bunu yapamıyordu. Çünkü Sun Yeon çocuklarını görmek üzerine olan isteği konusunda gerçekten onu sıkboğaz etmeye başlamıştı. Eşiyle yaptığı konuşmalardan kadının yasal olarak sahip olduğu haklar üzerine bilgi sahibi olan Ya Eun'un ise bu konu hakkında çok bir seçeneği yoktu. 

"Biliyorum Taehyung. Ben de hiç istemiyorum özünde görüşmelerini çünkü Yeonjun bir süredir çok iyi ve mutlu ama o annesi sonuçta. Sana anlattım, yasal olarak vasiniz o ve kapımıza polislerle dayanırsa elimizden hiçbir şey gelmez. Ne sana, ne de Yeonjun'a böyle bir şeyi yaşatmayı istemiyorum." Genç çocuk gibi o da sırtını tezgaha verdi ve kollarını göğsünde bağlayarak zemini seyretmeye başladı. "Bu işi ne kadar acısız çözebilirsek o kadar iyi. Hem, bakarsın yenilenmiş annesinin varlığı Yeonjun'a da iyi gelir. Ne dersin?" Taehyung bunu boş bir avutmadan başka bir şey olarak görmezken başını iki yana salladı vakit kaybetmeden. 

"İyi gelmeyecek. Onu görmek bile istemeyecek hatta. Çok kötü olacak her şey." Taehyung, bu cümleleri kendi kendine söyler gibiydi ve tezgahın kenarlarına yerleştirdiği elleriyle mermer yüzeyi sıkıyordu. Düşüncelerinde son birkaç aydır her şeyin güzel gitmesinden sonra başına bunun gelmesine hiç şaşırmıyordu. Onun hayatında ne zaman bir şeyler tamamen yolunda gitmişti ki şimdi gidecekti? Yeniden kendini zorlu bir sürecin içinde bulmuş gibi hissediyordu. Annesinin varlığı kardeşine iyi gelse bile kendisine iyi gelmiyordu öğrendiklerinden sonra. Buna rağmen bundan sonra onu görmek zorunda kalacaktı. 

little followerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin